Çok şükür ne yaptığımı biliyorum; ne yazdığımı da…
‘Böyle anma mı olur’ diyerek Hadim Belediyesi’nin organizasyonu ile gerçekleşen Hz. Hadimi’yi Anma, Kiraz, Kültür ve Turizm Festivali’ne dair bazı hususları eleştirmiştim.
Eleştirimin temelinde yatan şey, isminde ‘Hz. Hadimi’yi Anma’ ibaresi olan bir festivalde yapılması gereken esasın neden yapılmadığını sorgulamaktı…
Yazımın sonunda CHP’li belediye başkanı Yılmaz Çetin’in cevaplaması için de bazı sorular sormuştum…
Bir okur mektubuyla başlayan yazımda eksik kalan hususlar varsa, belediye başkanı tarafından bunların cevaplanmasını istemiştim. Sorular şu şekildeydi:
“Hz. Hadimi’yi Anma, Kiraz, Kültür ve Turizm Festivali’nde Hz. Hadimi ile ilgili ne tür programlar düzenlediniz? Düzenlediğiniz bu festivale ne kadar para harcadınız? Festival sonrasında Hz. Hadimi’nin ya da Hadim ilçesini yurt içi ve yurt dışı tanıtımına bir katkıda bulunduğunuzu düşünüyor musunuz? Şayet düşünüyorsanız bunun maddi kanıtlarını ortaya koyar mısınız? Bugüne kadar Hz. Hadimi ile ilgili hangi kültürel ya da sosyal programlara imza attınız? Hz. Hadimi’nin heykelini ilçeye dikmekteki muradınız nedir, bu düşüncenizi ilçe halkı ile paylaştınız mı? İlçenizde yaşayan bir hemşerinizin Hadimi Enstitüsü fikrine ve kitaplarını tercüme edilmesi teklifine sıcak bakıyor musunuz?”
Bir başka soru daha vardı elbette.
“Düzenlediğiniz bu programlara kimleri davet ettiniz? Kıvırcık Ali ve Gülşen Kutlu gibi müzisyenlerin, adında ‘Hz. Hadimi’yi Anma’ olan festivalle ne tür bir manevi bağı olabilir?” demiş parantez içinde de soruma dipnot düşmüştüm. O da şuydu:
“Hz. Hadimi Sünni bir din âlimi iken, Kıvırcık Ali Alevi değil midir?”
Hadim Belediye Başkanı Yılmaz Çetin’den önce bir telefon aldım, sonra da bir mektup… Telefonda ve mektubunda ‘okur mektubunu’ küçümseyen başkan da bana bir mektup göndermiş. Bir kere sorularımın hiçbirini ne sözle ne de mektupla yanıtlıyor başkan!
Şimdi parantez içindeki cümle ile ilgili olarak başta Yılmaz Çetin olmak üzere ayrımcılık yaptığımı ileri sürenleri insafa çağırsam da faydası yok…
Bir tek örnek vereceğim…
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü dün, Atatürk’ün Konya’ya gelişinin 88. yıldönümü vesilesiyle Atatürk Müzesi’nin bahçesinde program düzenledi. Bu programda Garnizon Komutanlığı tarafından Atatürk’ün sevdiği şarkılardan oluşan konser verildi…
Olay budur; bu kadar basittir.
Her yıl düzenlenen ve birkaç gün süren Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anma etkinliklerinde alevi ozanlar-sanatçılar sahne alırlar. Ve kimse; “neden Ege türküsü söylemiyoruz” diye orta yere çıkmaz… Hacı Bektaş anılırken, Ege türküsü söyleyen biri eleştirilirse; eleştiren kişiye de ‘ayrımcılık yapıyorsun’ denilmez… Hacı Bektaş böyle anılır…
Hadim Belediye Başkanı’na tavsiyem de, Hz. Hadimi’yi Anma etkinliklerinde organizasyonun ruhuna uygun sanatçıları davet etmesidir. Olay bu kadar basit; yoksa Kıvırcık Ali’yi ya da Gülşen Kutlu’yu başka herhangi bir programda dinlemek tuhaf gelmez bize. Onlar da bu ülkenin renklerinden biridir.
Kendi noksanlıklarını göremeyenlerse bizim asla içinde olmadığımız bir eylemi üzerimize yamamaya kalkıyorlar ki bu çok ayıp.
Sayın Başkan mektubunda diyor ki:
“Alim Hz. Hadimi, belediyemizin diğer faaliyetleri ile ve yıllardan beri düzenlenmekte olan festivallerde değişik yönleri ile anılmakta, konferanslar düzenlenerek anılmakta, tanıtılmakta…”
Ben de bunu soruyorum: Bu yılki etkinliklerde hangi konferansı düzenlediniz, söyleyin?
“Hz. Hadimi ile ilgili olarak derlenen kitaplar festivallerde halka ve konuklara dağıtılmakta olup” diyorsunuz… Yani bu yıl bir kitaptan daha fazlasını mı dağıttınız?
Soruyorum, bunlar hangileri…
Gönderdiği mektubu tekzip zanneden başkanımız kusura bakmasın ama hukuku ondan daha iyi bildiğim kesin… Hadim halkının ‘şeref ve haysiyeti’ni zedelemekle hiç işim olmaz. Böyle olsa çok sevdiğim Hadimli dostlarım beni arayarak uyarırlar… Fakat buna başkan kendisi daha çok dikkat etmelidir; nitekim Hadim’i temsil eden kendisidir.
Bir de, Hz. Hadimi’nin heykelini dikmekten bahsediyor…
Keşke beni ayrımcılıkla suçlayıp kendi gözünde ayrı bir yere koyacağına, Hz. Hadimi’nin yaşantısına uygun hizmetler görse de Hadim halkı başkanın heykelini dikse…
Buna ben de katkıda bulunabilirim…
Son sözümü Yunus’la söyleyeyim ki maksadımıza uygun düşsün:
“Aşkından yanar yüreğim
Yandığım bana hoş gelir
Hakkı gerçek sevenlere
Cümle âlem kardeş gelir.”