BAALBEK (AA) - FURKAN GÜLDEMİR - Lübnan'daki Hizbullah'ın ilk Genel Sekreteri Şeyh Subhi Tufeyli, Halep'te yaşananların "zafer" şeklinde nitelendirilmesini eleştirerek, Hizbullah'ın iradesinin "İran tarafından çalındığını ve grubun İran'ın planları dışında hareket edemeyeceğini" söyledi.
Hizbullah'ın kurucu isimleri arasında yer alan Şeyh Tufeyli (68), İran'ın bölgede yürüttüğü politikaları ve Hizbullah'ın, Suriye savaşına girmesiyle değişen yapısına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Örgütün Suriye savaşına girerek özünü kaybettiğini vurgulayan Tufeyli, "Hizbullah'ın varlığından bahsedemeyiz çünkü iradeleri tamamen çalınmış ve İran'ın kontrolünde hareket ediyorlar. Eğer Hizbullah'ın özü bozulmasaydı, hedefleri ve iddiaları kirli olan bu savaşa yönelmezdi. Artık onlar, İran'ın planları dışında hareket edemezler." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı medya kuruluşlarının Suriye'nin Halep kentindeki olayları "Halep zaferi" şeklinde yansıtmasına da değinen Tufeyli, "Zaferler, sonuçlarına göre belirlenir. İnsanları kuşatıp açlıktan öldürmek ve evsiz bırakmak zafer midir?" diyerek söz konusu yaklaşıma tepki gösterdi.
- "Mezhepçiliği, Pers çıkarları için kullandılar"
Şeyh Tufeyli, Suriye'de yaşanan savaşın aslında "bütün bölgeyi ve İslam ümmetini hedef aldığına" dikkati çekerek, Suriye'de İslam adına savaştığını iddia eden gruplara hitaben, şunları ifade etti:
"Suriye'de İslam'ı savunduğunu iddia ederek savaşanlar, Suriye halkına en fazla zararı verendir. Eğer ki İslam'ı savunduğunu iddia ediyorlarsa neden Suriye devriminin karşısında ve Müslümanların düşmanı Rusya'nın yanında yer aldılar?"
İran'ın bölge siyasetini "Pers politikası" olarak niteleyen ve Şiilik mezhebini kullandıklarını ifade eden Tufeyli, "İmam Humeyni'nin varisleri Şiiliği Pers çıkarları için kullandılar. Bütün Şiileri bununla kandırdılar 'Biz Şiiler, Sünnilerin bulunduğu her yerde azınlığız' diyerek kendi tabanlarını ve desteklerini artırmaya çalıştılar." değerlendirmesinde bulundu.
Tufeyli, İranlı yöneticilerin, "Arap halklarına baskı yapmak yerine, düşmanlığını zalim rejimlere yöneltmesini" umduğunu vurgulayarak, "(İran rejimi ve müttefikleri), Allah'ın dinine karşı savaşıyorlar. Suriye ve hatta Irak'ta yaptıklarıyla Siyonist rejime hizmet ediyorlar." ifadelerini kullandı.
İran'a yönelik eleştirilerine devam eden Tufeyli, İran'ın Mısır'daki askeri darbe ve Abdulfettah es-Sisi'yi desteklediğini de hatırlatarak, "İşgal altındaki Filistin topraklarında yerleşim yeri kurmanın durdurulması konusunda herkes anlaşmışken Sisi yönetimi bundan çekindi. Siyonist projeye kimin hizmet ettiği açık değil mi? İran, İsrail'in en büyük dostu bu yönetime yardım ederek bu işe dahil oldu." görüşünü dile getirdi.
- "Mezhep çatışması, ABD çıkarları için kullanılıyor"
İran'ın içerideki faşist siyasetini sürdürmek için ABD, Avrupa ve Rusya'nın çıkarlarına hizmet ettiğini savunan Tufeyli, Rusya'nın Suriye savaşına müdahalesiyle ilgili de şunları söyledi:
"İran'ın ne yaparsa yapsın sahada başarısız olacağını öngören Rusya, kendisi için sonu olmayan bu savaşa dahil oldu. Her şeye rağmen Suriye halkı kendisine karşı kurulan bütün komploların üstesinden gelecektir. ABD bölgedeki çatışmaları kendi çıkarı için kullanıyor. Bu çatışmalar arasında en çok Şii ve Sünni mezhep çatışması kullanılıyor. Amerika'nın bu stratejisini hangi devlet anlıyor ve buna hizmet ediyor?"
- "NATO müttefikleri Türkiye'ye yardım etmedi"
Türkiye'de yaşanan gelişmelerle ilgiliyse Şeyh Tufeyli, Batı'nın güçlü bir Türkiye görmek istemediğini ve bu yüzden Türkiye'nin bölgedeki "hedef" ülkelerden olduğuna dikkati çekti.
Şeyh Tufeyli, "Türkiye uzun yıllardır NATO'ya üye değil mi öyleyse müttefikleri neden Türkiye sınırlarını Suriye'deki krizden korumadı? Türkler çevrelerinde yanan ateş karşısında bir arada dururken müttefikleri ise onlara öfkeyle saldırıyor." ifadelerini kullandı.
15 Temmuz başarısız darbe girişimi konusunda da Tufeyli, "asıl amacın iç savaş çıkarmak" olduğuna işaret ederek, "Temmuz ayında Türkiye'de yaşanan darbe girişimi Batı'nın bir komplosuydu ve hedefi ise halkı birbirine düşürüp Türkiye içinde sonu gelmeyen bir iç savaş çıkarmaktı." değerlendirmesinde bulundu.
Hizbullah'ın ilk genel sekreterliği görevini üstlenen Şii din alimi Şeyh Tufeyli, 1988 yılında İsrail ve ABD'nin düzenlediğinden şüphelenilen suikast girişiminden kurtuldu. Tufeyli, 1992 yılında Hizbullah'ın Lübnan genel seçimlerinde yer almasıyla ilgili bir tartışma sonunda grupla yollarını ayırma kararı aldı.
AA