BEYRUT (AA) - Lübnan Hizbullahı'nın İsrail'e karşı savaşmak amacıyla kurduğu ve çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu "Saraya el-Mukaveme el-Lübnaniye"yi (Lübnan Direniş Seriyyeleri), İsrail'in ülkeden çekilmesinin ardından mezhepsel çıkarları doğrultusunda kullandığı belirtiliyor.
Lübnanlı siyasi uzman ve gazeteci Cemal Alaaddin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'le mücadele için Direniş Seriyyeleri'ne katılan Sünni gençlerin Hizbullah tarafından maddi imkanlar sağlanarak istismar edildiğini ve kendi menfaatleri istikametinde kullanıldığını söyledi.
Alaaddin, Direniş Seriyyeleri'nin kuruluşunu şöyle anlattı:
"Direniş Seriyyeleri'ni oluşturma fikri, Eylül 1997'de oğlunun taziyesi vesilesiyle Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı ziyaret eden bazı Hristiyan gençlerin kendisine 'İsrail işgaline karşı savaşmak üzere Hizbullah saflarına katılmaya hazır oldukları' teklifinde bulunmaları üzerine ortaya çıktı. Nasrallah, 3 Kasım 1997'de Direniş Seriyyeleri'ni ilan ederek, merkezini ülkenin güneyindeki sahil kenti Sayda olarak belirledi. Söz konusu oluşuma siyasi ya da mezhebi ne olursa olsun her Lübnanlının katılabilmesi için kapılar açık tutuldu."
Bir kişinin Direniş Seriyyeleri'ne katılabilmesi için savaş meydanlarına çıkmasına bir engeli veya İsrail ile bağlantısı olduğuna ilişkin bir şüphenin bulunmamasının yeterli olduğunu ifade eden Alaaddin, ayrıca ülkede Hizbullah dışında bir parti veya oluşuma mensup olan kişilerin, Direniş Seriyyeleri'ne katılmak için mensubu olduğu oluşumun liderinden yazılı izin getirmesinin talep edildiğini belirtti.
- "Hizbullah Sünni gençlere maddi olanaklar sağlıyor"
Hizbullah'ın "Sizin mezhebinize mensup olan gençler sizinle savaşıyor" demek için Müstakbel Hareketi'ne karşı Direniş Seriyyeleri'ndeki Sünnileri kullandığını öne süren Alaaddin, şunları kaydetti:
"Hizbullah, Sünni gençlerin Direniş Seriyyeleri'ne katılması için maddi ve lojistik imkanları kullandı ve kullanmaya devam ediyor. Çalışma Bakanlığı'nın verilerine göre, Lübnan'da gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 34 civarında. Hizbullah bu amaçla gençlere maaş, evlilik yardımı, eğitim bursları ve kendilerine has olan bir sistem üzerinden kredi veriyor. Hatta Direniş Seriyyeleri'ne üye olan bir Sünni'nin aldığı maaş, savaşan Şii ve diğer mezheplerin mensuplarının maaşından fazladır. Hizbullah Sünni bölgelerinde kendisine casusluk yapmaları için Sünni gençlere bu yönde ayrıcalıklar uyguluyor. Dolayısıyla Direniş Seriyyeleri'ne üye olanların çok azı biliniyor."
Direniş Seriyyeleri mensuplarından Ebu Nizar lakaplı Sünni genç, oluşumun içerisinde önceden çok sayıda Sünni olmasına rağmen şu anda birkaç yüzü geçmediğini belirterek, "7 Mayıs 2008 olayları ve 2013'te ülkenin güneyinde yer alan Sayda'daki Abra bölgesinde Direniş Seriyyeleri ile Sünni Şeyh Ahmed el-Esir cemaati arasında çıkan çatışmaların ardından sayımız azaldı ve sadece Sayda kenti ile diğer bazı köylerdeki varlığımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.
Lübnanlılarla değil, "Siyonistlere" karşı savaşmak için bu oluşum içerisinde kalmaya devam ettiğini dile getiren Ebu Nizar, "Ancak Lübnan'da İsrail için casusluk yapanlar var ve benim mezhebimden olsalar bile onlara karşı savaşmak gerekiyor. Düşmana karşı savaşınca mezhebe bakılmadığından kendi mezhebimden olanlara karşı da savaşırım." ifadelerinini kullandı.
Ebu Nizar, "Hizbullah bana yardımlarını esirgemiyor. Hizbullah'ın destekleriyle Sayda kentinde bir kafe açtım ve daha önce de üniversite eğitimim için bana burs vermişlerdi." diye konuştu.
- "Hizbullah'ın tuzağına düştüğümüzü idrak ettik"
Daha önce Direniş Seriyyeleri saflarında savaşan Bilal H., "2008 Beyrut, 2013 Sayda olayları ve özellikle Suriye'de terörle mücadele adı altında kadın ve çocukları öldürmesinin ardından Hizbullah'ın bizi Sünnilere karşı savaşta canlı kalkan olarak kullanmak istediği kanaatine vardık." dedi.
İsrail'in 2006 yılında Lübnan'a saldırmasıyla diğer mezheplere mensup birçok Müslüman gibi kendisinin de Direniş Seriyyeleri'ne katıldığını belirten Bilal H., sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman İsrail'e karşı bütün Araplar Hizbullah'tan yanaydı. Ancak 7 Mayıs 2008 olayları, Hizbullah'ın Suriye'ye girerek Sünnileri öldürmesi ve Sünnilerin haklarını savunan Şeyh Esir'i hedef alarak Sayda'nın Abra bölgesinde olaylar çıkarmasıyla ben ve benim gibi çok sayıda insan, tuzağa düştüğümüzü idrak ettik. Direniş Seriyyeleri'nden uzaklaşmamızın nedenini açıklamamız üzerine bizden intikam alabilirler. Bu nedenle kameralara yüzümüzü göstermiyor ve tam adımızı açıklamak istemiyoruz."
Lübnan hükümetinin, 7 Mayıs 2008'de, Uluslararası Beyrut Havalimanı'nın güvenlik birimi şefi Tümgeneral Vefik Şakir'i görevden alması ve Hizbullah'ın Muhabere Birliği'ne bağlı iletişim ağını yasa dışı ilan etmesinin ardından Hizbullah militanları, başkent Beyrut'un ve Cebel Lübnan'ın bazı bölgelerini kontrol altına almıştı. Muhalefetin güç kullanması üzerine kararlar geri çekilmişti.
Direniş Seriyyeleri, İsrail'in Lübnan'dan çekildiği 2000 ile tekrar savaş açtığı 2006 yılları arasında ortadan kaybolmasının ardından Hizbullah ile eski Başbakan Saad Hariri’nin başını çektiği 14 Mart Bloku (Sünni) arasında çıkan anlaşmazlıklar üzerine 7 Mayıs 2008'de tekrar ülke sahnesine çıktı. Direniş Seriyyeleri 14 Mart Blokuna bağlı siyasi partilerden Müstakbel Hareketi'nin bürolarına saldırılar düzenledi.
Suriye konusundaki anlaşmazlık üzerine 2013'te ülkenin kuzeyindeki Sayda kentinde, Suriye rejimine muhalefetiyle bilinen Şeyh Ahmed el-Esir’in destekçileriyle, Lübnan ordusu ve Hizbullah arasında kanlı çatışmalar meydana gelmişti. İki gün süren çatışmalarda çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti.
AA