AK Parti’nin seçim zaferinin ardından daha ilk dakikalar; bir coşku...
Yüzde 74’le büyükşehirler arasında rekor kıran Konya’dan söz etmiyorum...
Yüzde 75’le tüm iller arasında 1. olan Rize’den, Adıyaman’dan, Bingöl’den, Kayseri’den...
Kütahya’dan, Trabzon’dan, Sakarya’dan...
Gümüşhane’den, Çankırı’dan, Sivas’tan...
Erzurum’dan, Malatya’dan, Düzce’den, Aksaray ya da Kahramanmaraş’tan da değil...
Ki bu şehirlerde AK Parti’nin oyları yüzde 66 ile yüzde 75 arasındaki rekor oranlara ulaştı...
Ama hiçbirindeki coşku bu kadar anlamlı olamaz...
***
Evet; seçim zaferinin ilk dakikaları...
Üsküp’teki kardeşlerimiz sokağa dökülmüşler...
Ertesi günü beklemiyorlar kutlamak için...
Murat Paşa Meydanı sanki Mevlana Meydanı olmuş...
***
Dün Karadağ’dan İslam Birliği Zekât Vakfı Başkanı Satki (Sadmir) Hadzijic’in gönderdiği mektuba yer vermiştim...
Derken Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki dostlarımız da duygularını yazıya dökerek göndermişler.
Leyla Sherif Emin, Üsküp’te gönlü Anadolu ateşiyle kavrulan bir yazar...
İşte onun bana gönderdiği mektup:
İçimizde bir bayram havası var bugün.
Bir başka yükseliyor Üsküp camilerinden ezanlar, Murat Paşa önünde bizi kucaklar gibi ecdadımızın ruhu, çeşmelerden bir başka su akıyor sanki.
Son aylarda sizler orada bizler burada dikenler üzerindeydik, sabah gün doğmuyordu sanki, acabalar, ya yine eskisi gibi olursa düşünceleri, ya tekrardan biz unutulursak, buruk bakıyordu tüm gözler.
Hele ki her gün gelen acı haberler, oynanan oyunları görüyor nasılda içten içe kan ağlıyordu yüreğimiz. Bir mucize olsun ya Rabbi, bir güzel haber duyur bize diye dualar semalara yükseliyordu her gün. Bütün görüşmeler süreçlerinde, en hayırlısı olsun diye dua ettik, görüşmeler sonrası anlaşma çıkmadıkça, bunda da bir hayır vardır dedik.
Ve hepimiz 1 Kasım’a kitlendik.
Günler yaklaştıkça heyecanlanıyor, avuçlarımız terliyor, kalbimiz daha hızlı atıyordu. Hele ki o tarihi gün gelince. O gün ilk gelen sonuçlara “duuur biraz erken hemen sevinmeyelim, biraz daha bekleyelim” derken damarlarımızdaki kan yerinden fırlayacak gibiydi.
Dua dua dua....
Eller kenetlenmiş, gözler umut dolu, galiba olacak bu sefer içimizde ki o ses ve elhamdulillah kelimesi çınlatırdı Üsküp sokaklarını.
Mustafa Paşa Camii, Murat Paşa, Hüdavendigar, Hacı balaban, Dükkancik Camii, Türk çarşısı, Kurşumlu Han, Taş Köprüsü bir başkaydı o gece... Üsküp sokaklarına döküldü insanlar; bu galibiyete inanmış ve bu sevinci bekleyenler döküldü hepsi bir bir.
Nasıl sevinsek acaba, çığlık mı atsak, gülsek mi, bayrağımızı elimizde sallayarak doyasıya koşsak mahallelerden, davul alsak duyursak herkese, çocuklar gibi sevinsek...
Ne yapsak ne etsek; özlediğimiz, yıllarca hasretini çektiğimiz güzel bir haber gelmiş güzel memleketten...
Hoca kazanmış; tarih yazılmış...
Biz kazandık siz kazandınız, Üsküp kazandı, Bosna kazandı, Gazze kazandı...
Ne güzel bir gece, ne mübarek bir geceydi... Nasıl anlatılabilir ki bu mutluluk.
Küçük çocuklar bile güzel bir şeyin olduğunu biliyor gibiydi,
Bu birlik bu beraberlik hiç bozulmaz inşallah...
***
İnşallah.