Hukuka saygı göstermek zorundayız

yazar-11

Van’da bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü’nün mahkeme tarafından tutuklanması bir takım çevreler tarafından çok farklı bir konuma oturtulmaya çalışılmıştır.YÖK, bu hadisenin hemen ardından ne kadar Rektör varsa hepsini Ankara’ya toplamış, tutuklamanın uygun olmadığını beyan eder açıklamalar yapmıştır. Bağımsız yargının verdiği kararı, ilim irfan yuvası olan üniversitelerin bağlı olduğu kurumun bu şekilde eleştirmesi, doğrusu hepimizde şaşkınlık meydana getirdi.Van’daki olayın kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği halde, siyasi bir olaymış gibi gösterilmesi, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in ilginç açıklamaları, yaklaşık 50 Rektörle birlikte Adalet Bakanı’na yaptığı ziyaret medyaya yansıyınca, insanların akıllarına bazı sorular gelmeye başladı.Türkiye bir hukuk devletidir. Bir kişi eğer bir suç işlerse, yargı bununla ilgili gerekli işlemi yapar. Bu ülkede savunma hakkı mevcuttur. Kişi eğer masum olduğunu iddia ediyorsa ve bunu yargı karşısında ispatlayabiliyorsa, zaten sorunu çözülmüş olmaktadır. Bu ülkede herkesin hesap verebilmesi gerekmektedir. Hangi sıfatı taşıyorsa taşısın, kusuru bulunan kimse, mutlaka adalete bunun hesabını vermek zorundadır. Nedense bazı kurumların başında bulunanlar, yargıya intikal etmiş olaylar üzerine yorum yapmak şöyle dursun, Adalet Bakanı’na adeta baskın yaparcasına giderek durumun düzeltilmesini istemişlerdir. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Ankara’da topladığı rektörlerle birlikte yaptığı basın toplantısında, Van Rektörü’ne karşı yapılan işlemin Cumhuriyete karşı yapılan bir işlem olduğunu söyleyerek, şimdiye kadar YÖK tarihinde o çatı altında söylenmemiş bir cümleyi kullanmıştır. Bu kanaate nereden ve hangi delillere dayanılarak varıldığına açıklık getirilmeden sarf edilen bu tür cümleler, kamuoyunun vicdanında rahatsızlık meydana getirmiştir. Çünkü Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü ile ilgili işlemi yapanlar, bu Cumhuriyetin savcıları değil midir? Bu Cumhuriyet’in mahkemesi bu kararı vermemiş midir? Bilim adamı yetiştiren ve aydınlık geleceğe bizleri hazırlayan üniversitelerimizin üst organını oluşturan YÖK’ün, böyle bir cümle sarf etmesi doğrusu pozitif akla ters düşmektedir. YÖK Başkanı’nın, hemen bu olayın ardından devletin imkanları ile rektörleri Van’da toplayarak, adeta bir gövde gösterisi yapmaya çalışması, Van halkı tarafından hiç de iyi karşılanmamış, protesto olaylarına sahne olmuştur. Halkın bu tepkisini aslında YÖK camiasının iyi irdelemesi gerekmektedir. Son bir hafta içerisinde herkesin gözü önünde cereyan eden gelişmeler, kamuoyunda bilim insanlarının neden böyle tuhaf tepkiler verdiğini sorgulayacak düşünceleri gündeme getirmiştir. Acaba YYÜ Rektörü ile ilgili yapılan soruşturmaların benzerleri, bundan sonra da başka rektörlerin de başına gelir mi? soruları şimdiden bir çok kimsenin aklına gelmektedir. Burada yapılması gereken şey, sağduyuyu elden bırakmadan ve devletin kurumlarını karşı karşıya getirmeden, yargının bir sonuca varmasını beklemektir. Adaletin herkese lazım olduğu hiçbir zaman akıldan çıkarılmadan, hukuka duyulan sarsılmaz inancı muhafaza ederek sonucu beklemek herkese olduğu gibi YÖK’e de gereklidir. Sonuç olarak bu ülke, demokrasisini ne kadar daha üst seviyeye ulaştırır, bağımsız yargıya olan güvenini ne kadar yüksek tutarsa, muasır medeniyet seviyesine o kadar hızlı sıçrama yapacaktır. Bu en sade vatandaşımızdan, en kıdemli zata kadar herkese düşen bir vatandaşlık ödevidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.