Hükümetten beklentimiz çok büyük

M. Ali Köseoğlu

Önceki gece İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Buğa’nın davetlisi idik. Ahmet Özhan ve Tuğrul İnançer’le birlikte gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbet ettik. Bu sohbette Tuğrul İnançer, kendisini de yıllardır Konya’ya gelen birisi olarak ‘Konyalı’ addediyor ve “Biz Konyalılar” diye başladığı uyarılar zincirinde Mevlana’yı ticari bir meta olarak görmememizi istiyordu.

İnançer’in bu coğrafyaya ve Mevlevi kültürüne katkısını inkâr edemeyiz.

Sözünü ettiği şeylerin bir kısmını şüphesiz kabul etmek lazım. Fakat Konya’ya da çok fazla haksızlık etmenin anlamı yok…

 

Konyalılar Mevlana’ya olan muhabbetlerine binaen ticarethanelerine onun ismini veriyorlar. Elbette bazen ‘yakışmayan’ yerlere de bu ismin konuluyor olması tasvip görmez. Fakat insanlar sevdikleri ve yakınlık kurdukları isimleri kullanarak aynı zamanda bir vefa örneği de sergilemiş oluyorlar.

Bütün esnaf dükkânlarından, İnançer’in de buyurduğu gibi ‘Mevlana’ ismini kaldırdığımızı varsayalım. O zaman da Konya’ya gelen bir kişi, “Tek bir esnaf dükkânında bile Mevlana’nın ismini görmedim. Bu Konyalılar ne kadar hayırsız insanlar” demezler mi?

 

Dünyanın neresine giderseniz gidin, o bölgenin önemli şahsiyetlerinin isimlerinin parklara, bahçelere, lokantalara, kafelere verildiğini görür ve bundan hoşlanırsınız.

Geçen sene Eskişehir’de Mevlana Çay Ocağı’nı görünce çok sevinmiştim.

Hiç garip gelmemişti bu bana…

Fakat Konya’da bu kadar yaygın bir şekilde Mevlana ismi kullanılıyor olunca, insanlar farklı yaklaşıyorlar.

 

Mesela kimse ‘Rumi’ isminin kullanılıyor olmasını yadırgamıyor.

Nitekim İnançer de ‘Mevlana’ Oteli ismini eleştirip ‘Rumi’ Oteli’ne hiçbir şey demedi. Sadece bilinçaltımızın bizimle oynadığı bir oyun bu.

Olmayınca ‘neden yok’ deriz, olunca ‘neden çok’ diyesimiz tutar.

Mevlana ismini büyük salonlara ve önemli yerlere koymaya devam etmeliyiz. İnsanlar Almanya’ya gidip Goethe Kahvesi’ne uğradıkları gibi Konya’ya gelince de Mevlana Çay Ocağı’na gelsinler… Burada soluklanıp, biraz dinlensinler… Bundan endişe duymaya gerek yok… Esas endişe duyulacak şey, Mevlana’nın ‘gel’ çağrısında buyurduğu şeylerin gün geçtikçe anlamını yitiriyor olması…

 

KONYA’NIN BEKLENTİSİ BÜYÜK

Mevlana Etkinleri bugün gerçekleşecek olan Şeb-i Arus törenleriyle sona erecek. Hz. Mevlana’nın 734. Vuslat Yıldönümü gecesine devletin zirvesi de katılacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yanı sıra başka bakanlarımız ve CHP Lideri Deniz Baykal ve DSP Lideri Zeki Sezer de Konya’da olacak.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 17 Aralık günü sadece Şeb-i Arus törenlerini izleyecek, 18 Aralık günü ise çeşitli ziyaretlerde bulunduktan sonra Konya’dan ayrılacak.

 

Konya, hem AK Parti’nin iktidarda olmasına hem de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı koltuğunda bulunmasına en büyük destek veren illerin başında geliyor.

İstiyorum ki, bu ziyaretler sadece yapılan işlerin açılışı ile geçiştirilmiş olmasın.

Konya’nın yıllardır açamadıkları konusunda da söyleyecek sözlerimiz olsun.

Belediyelerimizin yaptıkları takdire değer tesislerin, alt ve üst geçitlerin açılışları yapılacak bugün.

 

Oysa…

Hızlı Tren 2009’un sonuna kaldı…

Mavi Tünel Projesi hala hayata geçmedi…

Konya’nın beklediği teşvik yasaları çıkmış değil…

Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan Konya’ya gelmişken sivil havaalanının da açılışını yapsaydık ne güzel olurdu…

Fakat hâlâ bu konuda bir adım atılmış değil…

 

Bu yılki Şeb-i Arus töreninin, Konya’nın beklediği projelere kavuşmasına vesile olmasını diliyorum…

Devletin zirvesi Konya’ya gelmişken, sadece dağıtılacak olan ulufe ile yetinmek olmaz…

Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, bakanlarımızdan ve bu hükümetten beklentimiz büyük…

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.