İbrahim Kalın: "Dünyanın hiçbir yerinde görmedim"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bazı medya organlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direkt şahsını, ailesini ve özel hayatını hedef aldığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bazı medya organlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direkt şahsını, ailesini ve özel hayatını hedef aldığını söyleyerek, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görmedim. Amerikan ve Avrupa medyası hakkında biraz bilgiye sahibim ve buna benzer bir örneği asla bulamazsınız” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) Washington’da düzenlediği yıllık konferansta konuştu. Konuşmasında Suriye, Filistin, Yemen ve Ukrayna gibi ülkelerde yaşanan krizlerin yanı sıra Türkiye’deki 7 Haziran seçimleri, AB süreci, PKK’nın silah bırakması, yeni anayasa ve başkanlık sistemine değinen Kalın, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da cevapladı.

"Mısır halkıyla sorunumuz yok"

Kalın, Mısır ile ilişkilere yönelik bir soruya, “Mısır halkıyla bir sorunumuz yok. En son Mısırlı yetkililer, Mısır vatandaşlarının Türkiye’ye seyahat etmemelerini öngören bir takım kısıtlamalar getirdi. Ben de Mısır halkıyla bir problemimiz olmadığını ve ne zaman isterlerse Türkiye’ye gelebileceklerini ve geldiklerinde evlerinde olacaklarını söyledim. Mısır gibi büyük bir ülkeyi kilit altına alamazsınız. Mısır, jeopolitik konumu ve kültürel tarihiyle Arap ve Müslüman dünyasında en önemli yere sahip ülkelerden bir tanesi.

Mısır bundan daha iyisini hak ediyor. Biz de insanların siyasi görüşleri nedeniyle hapsedilmediği, gülünç, anlamsız idam cezalarının verilmediği ve Mısır halkı ile yetkilileri ile iyi ilişkilere sahip olduğumuz zamanların gelmesini dört gözle bekliyoruz. Ancak bu, mevcut rejimin yalnızca bizimle değil dünyadaki diğer ülkelerle de ilişkileri normalleştirebilmesi için atması gereken bir takım adımlara bağlı” cevabını verdi.

"Türkiye Suriye'deki hiç bir gruba silah göndermemiştir"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye’nin Suriye’ye silah gönderdiğine yönelik iddiaların sorulması üzerine, söz konusu krizin başlangıcından beri Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından bu konu hakkında defalarca dile getirilen açıklamanın net olduğunu belirterek, “Türkiye, Suriye’deki hiçbir gruba silah göndermemiştir. Gönderilenler daha evvel de açıkça ifade edildiği üzere insani yardımdır” diye konuştu.

"Bir dönem 120 gazetecinin hapiste olduğunu söylüyorlardı"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, kendisine Türkiye’deki basın özgürlüğüne ve hapsedilen gazetecilere ilişkin bir soru yöneltilmesi üzerine bu konunun Türkiye için AB sürecinin bir parçası olarak da önem taşıdığını söyledi. Türkiye’deki medyanın ifade özgürlüğü adı altında tekel konuma gelmeye çalıştığına dikkat çeken Kalın, bazen de hükümetlerin ve çeşitli güçlerin medyanın aşırı tesirine karşı mücadele adı altında ifade özgürlüğünü kısıtlamaya çalıştığını söyledi. Kalın şöyle devam etti:

“Ancak Türkiye’de gazetecilerin hapsedildiğine dair haberler ne yazık ki muazzam derecede abartıldı ve son yıllarda siyasi propaganda için bir araç haline getirildi. Uluslararası gazeteciler birliği üyeleri Türkiye’yi ziyarete geldiklerinde bize hapisteki gazetecilerin listelerini verdiler. Biz de bu listeleri kontrol ettik ve listede bulunanların hiçbirinin ne hapiste olduklarını ne de gazeteci olduklarını belirten resmi herhangi bir kayda ulaşamadık. Bu nedenle bu listeleri pek çok defa revize etmek zorunda kaldılar. Bir dönem 120 gazetecinin hapiste olduğunu söylüyorlardı ben de bunların kim olduklarını ve nerede olduklarını sordum.

Kayıtlarımızı kontrol ettik ve bu sayıyı yine revize ederek 60’a düşürdüler. Daha sonra ‘Özür dileriz, hata yaptık’ diyerek yeniden revize ettiler. Çünkü Türkiye’den aldıkları bilgiler en başından beri hatalıydı. Sonra bu sayıyı 30’a indirdiler. Son olarak da hapiste olan 11-12 kişi olduğunu söylediler. Fakat bu bile tartışmaya açık çünkü bu insanlardan bazıları 1990’lardan beri hapisteler. Ve bu kişilerin gazetecilikle alakaları yok. Çoğu terörizm suçlamalarıyla hapis yatıyorlar. AK parti daha iktidara gelmeden önce 1990’lı yıllarda işledikleri suçlar nedeniyle hüküm giymişler. PKK veya DHKP-C gibi terör örgütlerinin üyeleriymiş. Ancak kendilerini gazeteci olarak tanıttıkları için insanlar da buna inanmış.”

Kalın, Türkiye’de yüzlerce gazete ve derginin, onlarca televizyon ve radyo kanalının görüşlerini özgürce ifade edebildiğini belirtti. Fakat Kalın, Cumhurbaşkanını eleştiren bazı medya organlarının, Erdoğan’ın direk şahsını, ailesini ve özel hayatını hedef aldığına dikkat çekerek, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görmedim. Amerikan ve Avrupa medyası hakkında biraz bilgiye sahibim ve buna benzer bir örneği asla bulamazsınız. Türkiye’de yaşanan düşük seviyeli saldırılar ile şantaj ve karalama kampanyalarını demokratik medeni toplumlarda göremezsiniz. Bir gazetenin, bir başbakanın 11 yaşındaki kızının resmini kapak yaparak onu karalama kampanyasının hedefi yapmasını bir hayal edin. Buna tepki gösterince de medyaya karşı sert davranıyoruz diye eleştiriliyoruz. Bunun gibi bir şeye nasıl tepki gösteremeyiz?” diye konuştu.

Dünya Haberleri

Zelenskiy'den ABD, Almanya ve İngiltere'ye "Kuzey Kore" tepkisi
Sırbistan’da tren istasyonunun çatısı çöktü: 11 ölü
Gazze'de can kaybı 43 bin 204'e yükseldi
ABD Dışişleri Bakanlığı, Arjantin'e 941 milyon dolarlık F-16 ekipmanı satışını onayladı
Tayvan’ı Kong-rey Tayfunu vurdu: 1 ölü, 73 yaralı