Siz hiç icra dairelerine girdiniz mi? Girmeyen kaldı mı der gibi kiminiz... Kiminiz ise; Allah düşürmesin diyordur. Alacaklı, borçlu, kefil, yakını, arkadaşı… Mutlaka insanın ya yolu ya aklı düşüyor…
İcra daireleri özellikle günümüzde en çok dosya döngüsünün olduğu dairelerdir. Açılan, kapanan, yenilenen, sorgusu yapılan derken, ömür biter ama; dosya sirkülasyonu bitmez icra dairelerinde. Orada çalışan müdür, müdür yardımcısı, kâtibi hiç boş göremezsiniz. Tempolu çalışmaya o kadar alışmıştırlar ki; 5 dakika boş kalsalar boşluğa düşecek gibi olurlar. Sadece icra daireleri mi? İflas dairelerinde de ne evraklar biter, ne satışlar ne de itirazdan doğan katılınması gereken davalar…
Bir oda düşünün ki; duvarlar dosyadan, masalar-sehpalar evraktan geçilmiyor. Metrobüs durağı misali insanlar akın akın girip çıkıyor. Dosya sayısı her geçen gün artıyor lakin; çalışan sayısı pek değişmiyor. Nasıldır oranın ve oradakilerin ahvali?
İcra dairesinde hiç bitmez işlemler; her gün bir yenisi eklenirken… Dosyalar sığmamaya başlar raflara. Eee, ne kadar çok dosya, o kadar çok iş demek. Sorgular yapılacak, itirazlar olacak, taahhütler alınacak, hacze çıkılacak, evraklar kontrol edilecek, kasa hesabı da yapılacak… Bir memurun başında 3-4 kişi işlem için sıra bekleyecek, telefonlar çalacak… Dosya sayısı arttıkça; iş yoğunluğu da artacak. Peki bundan kim etkilenecek?
İcra dairesiyle bağı olan herkes etkilenecek desem inanmazsınız belki değerli okuyucu ama; gerçek bu. Orada çalışanlar iş yükünden bunalacak, şikâyeti olan müdüre-müdür yardımcısına koşacak. Müdür elemanı olmadığını anlatmaya çalışacak. Sıra bekleyenlerin sabrı dolup taşacak. Bir avukat haciz için icra memuru soracak, bir memur hacze çıksa dairede ki işlerin yarıdan fazlası öylece kalacak. Sorgu bekleyen dosyaların boynu bükük, avukat katiplerinin gözü saatte kalacak. ‘Bugün de böyle geçti’ denmez ki icra dairesinde, ertesi gün azalarak değil; çoğalarak sorunlar karşımıza çıkacak…
İster alacaklı olun, ister borçlu, ister kefil… Yolunuz öyle ya da böyle bir gün icra dairesine dokunabilir. Şuan anlamıyorsanız anlatmaya çalıştığımı, sorun değil. Anlayanlara soruyorum; çözüm nedir?
İcra dosyalarında, icraya koymadan evvel uzlaşma olsun mu? Tamam olsun, bunun için gerekirse yeni yasalar gündeme gelsin, konuşulsun. Ekonomistler de bir araya gelip bir çözüm önerisi sunsun. Bunların hepsi tamam da, yapılması gereken ilk işlem, en kolay çözüm yöntemi ne olsun?
Dosya sayısı artsın ya da artmasın; icra daireleri böyle kalmamalı. İlk çözüm olarak icra dairelerindeki kâtip sayısı arttırılmalı. Tabii ki gönül ister ki; kimse kimseye ne alacaklı olsun ne de borçlu. Lakin; dünya işte burası, masallardan farklı. Yani; icra dairelerinde işlemler dün vardı, bugün var, yarın da devam edecek… İşlemlerin hızlanması, alacaklının alacağına kavuşması, avukatın işini halletmesi, icra dairesindekilerin işlerini huzurla yapması için; icra dairelerinde ki kâtip sayısının bir-iki fazla olması fena olmaz mı?
Yetkisi olan birilerine seslenmek istedim; hani olurda birileri sesimi duyarsa… Benimkisi naçizane bir çözüm önerisi, haddimi aştıysam yahut sürçülisan ettiysem affola.
Şikâyet etmenin çözüm üretmekten daha kolay olduğu bu dünyada; sorunların çözüme kavuştuğu, sorunların değil çözümlerin konuşulduğu bir hafta olması temennisiyle…
Haftaya görüşmek üzere kıymetli okuyucularım…