BOLU (AA) - Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Moody's'in Türkiye'nin not görünümünü değiştirmesine ilişkin, "Biz bu seneyi 12 milyar dolarla kapattık. Yani sen kalkacaksın ondan sonra Türkiye’ye yatırım yapılamaz notu vermeye çalışacaksın sözde. Buna amiyane tabirle kargalar bile güler. Dolayısıyla bunlar bile bile yapılan işlerdir. Bunların hiçbirine kulak asmayacağız." dedi.
Bolu Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) tarafından, "İhracatın finansmanında Türk Eximbank ile KGF İşbirliği" başlıklı bilgilendirme toplantısı düzenlendi. TSO Konferans Salonunda düzenlenen toplantıya, Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Kredi Garanti Fonu (KGF) Genel Müdürü İsmet Gergerli ve Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, konuşmacı olarak katıldı.
Toplantıda konuşan Ekonomi Bakan Yardımcısı Metin, Ekonomi Bakanlığı olarak kendilerine hedefler koyduklarını ve bu hedeflerden en önemlisinin genel ihracatı arttırmak olduğunu söyledi. Metin, 2001 krizinden sonra AK Parti iktidarı ile beraber bütçe disiplini, mali disiplin ve diğer ekonomik ve para politikaları üzerine çok disiplinli ve başarılı bir seyir izlediklerinin altını çizerek, şunları söyledi:
"Bu 15 yılda istikrarlı bir süreç içerisinde, ekonominin her dinamiği, birçok mesafe katetti. Birçok alanda rekorlar kırdık. İhracatından tutun, büyüme rakamlarına ve ekonominin diğer makro göstergelerine baktığımızda, sanayi üretiminden imalat kapasitesi oranına kadar her alanda, finans sektörü, bu işin çekirdeğinde, temelinde olmak kaydıyla çok önemli mesafeler katettik."
Türkiye'nin siyasal, ekonomik ve güvenlik alanları başta olmak üzere her alanda terör saldırıları ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Metin, "Bu saldırılar bitmedi, bitmeyecek de. Ancak, Türkiye olarak birlik ve beraberlik içerisinde herkesin işini ve bulunduğu görevi en iyi şekilde yapacağı bir şekilde, buna göğüs germek zorundayız. İşte bu ekonomik terör saldırılarından biri de bu kredi değerlendirme kuruluşları tarafında yapılmakta." ifadesini kullandı.
Türkiye'deki esnafların, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin sabahında bile dükkanlarını açtığına dikkati çeken Metin,16 Temmuz sabahında bütün ticarethanelerin ve fabrikaların çalıştığını, pazartesi günü ise finans ve ekonomi sektörünün bütün dinamiklerinin harekete geçtiğini kaydetti.
- Buna kargalar bile güler
Metin, 2002 yılına kadar Türkiye’ye gelen doğrudan yatırım sermayesinin 15 milyar dolar olduğunu, bu rakamın 2002’den bu yana 180 milyar dolara ulaştığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2016’da bu kadar dünya ticaretinin küçüldüğü, sıkıntıya girdiği, hammadde fiyatlarının, emtia fiyatlarının düştüğü ve 2-3 yıldır dünya ticaretinin daraldığı bir ortamda, FETÖ saldırısının olduğu bir ortamda, yanı başımızda savaşların olduğu bir ortamda, her türlü terör saldırısının olduğu bir ortamda yine doğrudan yatırım almaya devam ettik. Para güvensiz yerde durur mu? Durmaz. Para güvenli yerde durur."
Türkiye'ye, 15 Temmuz’a kadar doğrudan yatırım olarak gelen paranın 4 milyar dolar olduğunu ifade eden Metin, "15 Temmuz’da kapak olsun diye 8 milyar dolar daha geldi. Biz bu seneyi 12 milyar dolarla kapattık. Yani sen kalkacaksın ondan sonra Türkiye’ye yatırım yapılamaz notu vermeye çalışacaksın sözde. Buna amiyane tabirle kargalar bile güler. Dolayısıyla bunlar bile bile yapılan işlerdir. Bunların hiçbirine kulak asmayacağız. Gerçekler üzerinden devam edeceğiz." diye konuştu.
- İki günde 16 bin işletmeye destek sağladık
KGF Genel Müdürü İsmet Gergerli ise bugün Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in katılımı ile yeni bir protokol imzaladıklarına değinerek, "Daha önce Hazine Müsteşarlığı'nın bize sağladığı kredi imkanlarının toplamı 20 milyar ile sınırlıydı. Ancak bugün imzaladığımız protokol ile birlikte hazinemizin bize aktaracağı kaynak limit 250 milyar liraya yükseltildi. Bu çok ciddi bir rakam. 253 milyar bir kaynak imkanımız var. Bunun 3 milyarı kendi kaynağımız, 250 milyarı da hazinemiz sayesinde sağlayabileceğimizi garantiler." ifadelerini kullandı.
KGF olarak 2015 yılı sonunda kendi öz kaynaklarından 600 milyon lira, hazineden ise 1,8 milyar lira kefalet verdiğini kaydeden Gergerli, şöyle konuştu:
"Yani toplam 2,4 milyar bir kredi büyüklüğü vardı. Şimdi şubat sonunda öz kaynaklarımızdan verdiğimiz 1,3 milyar, hazinemizden verdiğimiz kefalet 15 milyar. Şimdi çarpıcı bir şey söyleyeyim. Cumartesi ve Pazar günü de bizim arkadaşlarımız çalıştı. Sadece bu Cumartesi ve Pazar günü 16 bin işletmeye garanti sağladık. Kefalet verdik. Toplam 8 milyar. Sadece 2 günde. KGF 25 yılda 24 bin işletmeye kefalet verebilmişti. Biz sadece bu hafta sonu 2 günde 16 bin işletmenin kredi almasını sağlayan bir destek sağladık. Dolayısıyla bizim hedefimiz, bu devletimizin bize verdiği 250 milyarlık imkanı en kısa sürede sizlerin kullanabilmesini sağlamak."
Gergerli, bugün imzaladıkları protokol kapsamında yapılan yeni düzenlemeyle birlikte, KOBİ’lere 12 milyon liraya kadar kefalet desteği vereceklerini de vurgulayarak, "Bizim kendi kaynağımızdan verdiğimiz kefalet, 3 milyon liraya kadar. Ama hazine kaynağından da 12 milyon liraya kadar. Yani bir KOBİ, toplam 15 milyon liraya kadar kefalet desteği alabilir bizden. KOBİ’den büyük olan işletmeler, 200 milyon liraya kadar bizden kefalet desteği alabilir." dedi.
Eskiden, KOBİ'lerin banka kredilerinin yüzde 85'ine KOBİ dışındaki işletmelerin ise yüzde 75'ine kefil olduklarını vurgulayan Gergerli, "Siz bankaya gittiniz, 100 lira kredi kullanmak istediniz. KOBİ’siniz, biz bunun 90 lirasına kadar kefil oluyoruz. Yani yüzde 90’ı, KGF’nin teminatında. Eğer KOBi’den büyük ise yüzde 85’ine kadar kefalet sağlıyoruz. Bu oranlar da yeni düzenleme ile arttırıldı. Yine bir başka yenilik. Yine bugün başlayan Eximbank kaynaklı ya da bankanın kendi kaynağı ile kullandıracağı ihracat kredilerinde, biz KOBİ’ler için yüzde 100’e kadar kefalet desteği verebiliyoruz. KOBİ dışında da aynı şekilde yüzde 100’e kadar kefalet desteği verebiliyoruz." şeklinde konuştu.
Gergerli, KGF desteği alan işletmelerin bankalarla vade ve maliyet noktasında pazarlık yapma hakkı doğduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Siz, 'bana daha uygun vade, daha uygun maliyetle, kredi kullandır.' diyebilirsiniz. Çünkü bizim verdiğimiz kefaletler için aldığımız komisyon; onun dışında hiçbir komisyon olmayacak. 10 binde 3.. Ve bir defa alıyoruz, her yıl da almıyoruz. Banka da bunun için komisyon alamayacak. Sadece faiz oranı ya da katılım bankası ise kar payı almak zorunda, onun dışında komisyon da almayacak. Dolayısıyla, sizin komisyon masraf maliyetleriniz, düşmüş olacak. Ve uygun vadelerde, kredi alabileceksiniz. Daha düşük maliyetlerde kredi alın ki daha çok üretesiniz, daha çok ihracat yapasınız, daha çok istihdam sağlayasınız."
- "Eximbank olarak 33 milyar dolarlık ihracata destek verdik"
Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım da uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, cuma günü Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirmesine karşılık, "Bu not düşürmelerin falan, bizim ekonomik göstergelerimizle, bizim ekonomik gerçeklerimizle ilgisi yok, demeyi en fazla söyleyecek olanlardan birisiyim. Çünkü geçtiğimiz hafta Salı günü, ben Londra’da 22 banka kuruluşu ile 400 milyon avroluk sendikasyon kredisi imzaladım. Sizler adına, Türkiye’ye sağlayacağımız bu kredi imkanları için Japon bankası liderliğinde ama Avrupa’nın ve Amerika’nın tüm bankalarının içinde olduğu konsorsiyum. Bakmayın o not açıklayanların ne dediğine, ama o ülkelerin büyük bankaları, büyük yatırımcı şirketleri, Türk ekonomisine inanıyorlar, güveniyorlar ki biz bunları yapabiliyoruz. Gerçekler, aslında bunlar." diye konuştu.
Yıldırım, Türk Eximbank olarak Türkiye’deki 52 banka içinde 11'inci banka olduklarına dikkati çekerek, Türkiye’de ihracatçılara verilen kredilerin yüzde 42’sini tek başlarına kendilerinin verdiğini belirtti.
Türk Eximbank'ın 2016 yılında verdiği 22 milyar dolar doğrudan kredi ve 11 milyar dolar da sigorta desteği ile toplam 33 milyarlık ihracata destek verdiğine işaret eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk Eximbank, dünyada Güney Kore’den sonra ihracatçısına en fazla destek veren ikinci kuruluş durumunda. Birinci sırada yüzde 27,7 ile Güney Kore var ama biz Türk Eximbank olarak 2017 yılı sonunda yüzde 26’lık orana ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece dünyanın en fazla ihracatçısına destek veren Güney Kore’den sonra yine ikinciliğimizi Güney Kore'ye biraz daha yaklaşmak suretiyle sürdüreceğiz ve pekiştireceğiz."
Yıldırım, Türk Eximbank olarak Türkiye'de bulunan ve ihracat yapan firmaların tamamıyla çalışmak istediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Şu anda Türkiye’de kabaca 65 bin ihracatçı var. Bir de bizim faaliyetlerimiz sadece ihracatla sınırlı değil. Burada yurt dışından turistin kayak yapmak için geldiği otellerimiz de bizim müşterimiz. Onlar ihracatçı değil ama döviz kazandırıcı faaliyette bulunuyorlar. Biz onlarla da çalışıyoruz. Çalışmayanları ile çalışmak istiyoruz. Onun dışında sağlık turizmi, yurt dışı taşımacılık yapanlar da bizim faaliyet alanımızda. Bütün bunları düşündüğümüzde bizim karşımızda, asgari 100 bin şirketten, firmadan oluşan bir portföy var. Ama biz bunların, bugün itibariyle 7 bin 700’ü ile çalışıyoruz."
Bilgilendirme toplantısı, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Toplantıya, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ile şehirde faaliyet gösteren firmaların ve şubesi bulunan bankaların temsilcileri katıldı.
AA