“1989'da, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Halil Ürün, kız öğrencilere üç tane ayrı otobüs tahsis ettiği için, federal İslam cumhuriyeti kurmakla suçlanmıştı.”*
19 yıl geçmiş bu hadisenin üzerinden…
Ortada federal bir cumhuriyet olmadığı gibi, Halil Ürün de önceki dönemde milletvekili olarak meclise girmiş, bir dönem AK Parti MKYK’sında görev almış…
Halil Ürün, geçtiğimiz aylarda yaptığı toplantıda, o dönemde öğrencilerden gelen talebin esas alındığını, sadece kendisinin değil ANAP’lı belediye başkanlarının da benzer girişimlerinin olduğunu söylemişti…
Lafı getirmeye çalıştığım yer şurası:
Bu hadise olduğunda Selçuk Üniversitesi’nin başında rektör olarak Prof. Dr. Halil Cin bulunuyordu…
Ve dönemin belediye başkanı Halil Ürün’ün uygulamasına kazan kaldıran ilk kişi de kendisiydi…
Kızlara ayrılan otobüse binerek uygulamanın bir nevi fişini çeken adamdı Cin…
İki Halil’den hangisinin doğru hangisinin yanlış yaptığına tarih karar verecek/veriyor…
Nihayetinde bu hadise, Konya’nın aleyhine ve Halil Ürün’ün lehine işledi…
Kız öğrencilerin ‘rahatsız ediliyoruz’ gerekçeli talepleri uygulamaya geçmedi…
Kızılca kıyamet koptu…
Bugün bile hala kullanılan bir hadisedir…
Genel Müdürümüz Uğur Özteke’nin geçtiğimiz pazartesi günkü söyleşisinin konuğu eski rektör Prof. Dr. Halil Cin’di…
2 gazete sayfasını biraz da küçük puntolarla dolduran uzun söyleşide bu önemli hadiseye dair tek bir işaret yoktu…
Oysa insanlar, elbette merak ederler…
Bir tarafında Halil Ürün’ün bulunduğu bu hadisenin diğer tarafında da Halil Cin bulunuyor…
Halil Cin, Konya’nın kendi hayatında çok önemli bir yerinin bulunduğunu söylüyor bu söyleşide…
Sonra da, Konya’da çalıştığı kişilerden bahsediyor.
Diyor ki:
“Konya’da görev yaparken birbirinden değerli insanlarla çalıştım. Mesela… Paşalardan Arif Eryılmaz Paşa, Hidayet Güngör Paşa, Mehmet Vural Paşa, Sadullah Özbakır Paşa, Cihan Faydalı Paşa, Mehmet Taşçı Paşa, Zekai Altay Paşa, Özkan Öktuğ Paşa, Özkan Kaya Paşa…”
Söyleşide elbette sivil isimlerden de bahsediyor ama paşa listesi hayli kabarık…
Öyle ya; sivil, asker ya da polis, hepsi bu memleketin evladı…
Şimdi size iki ayrı ‘Halil’in başına gelen aynı hadiseyi söyleyeyim mi?
Rektörlüğü bırakıp milliyetçi çizgisine rağmen ANAP’tan İçel milletvekili olan Halil Cin, -söyleşide kendisinin de beyan ettiği gibi- parti içinde hızlı bir düşüş yaşadı.
Kendisini bir türlü Mesut Yılmaz’a anlatamadı…
Ve milletvekilliğinin ilk döneminden sonrasını göremedi. ANAP’ta iken diğer partilerden pek çok teklif almasına rağmen yeniden ANAP listesine konmadığı gibi, bir başka partinin –mesela MHP’nin- safları arasında da kendine yer bulamadı.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı Mustafa Özkafa’ya kaptırdıktan sonra İSKİ danışmanı olarak Tayyip Erdoğan’ın kanatları altına giren ve AK Parti’nin kuruluşunda büyük emeği olan Halil Ürün de, milletvekilliğini sadece bir dönem görebildi… Kurucular Kurulu’nda olduğu partisi onu son seçimlerde aday göstermedi.
İşte iki Halil’in başına gelen aynı akıbet!
İkisi de ilk dönemden sonra isimleri çizilen adam oldular…
Hayır mı, şer mi varın siz düşünün…
*(TBMM TUTANAK DERGİSİ 60’ıncı Birleşim 25.2.1997 Bülent Arınç’ın konuşmasından)