BURSA (AA) - Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, Türkiye ekonomisinde ikinci çeyrekte kaydedilen yüzde 3,1'lik büyümenin iç talep ağırlıklı bir görünüm sergilediğini, buna kamu ve özel tüketim harcamalarının güçlü katkı verdiğini belirtti.
Baylan, ikinci çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, Türkiye ekonomisinin 2015 yılını yüzde 4'lük büyümeyle kapattığını, 2016 yılı birinci çeyrek büyümesinin ise yüzde 4,8 düzeyinde gerçekleştiğini hatırlattı.
Baylan, ilk çeyrekteki yüksek büyüme performansında mültecilerin yarattığı iç talebe yönelik kamu harcamaları ve asgari ücretin yükselmesine bağlı olarak artan özel tüketim harcamalarının rol oynadığını ifade ederek, bu süreçte ihracatın büyümeye katkısı negatif olurken, artan finansman giderlerine bağlı olarak karlılığı düştüğü gözlenen özel sektör yatırımlarının ise önemli ölçüde gerilediğini anlattı.
Bu haliyle 2016 yılına ait büyüme kompozisyonunun 2015 yılına benzer nitelikler gösterdiğini, yılın ilk yarısında azalan sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranlarında gözlenen duraksama sinyallerinin büyümenin ikinci çeyrekte ivme kaybedebileceğine işaret ettiğini belirten Baylan, şunları kaydetti:
"Nitekim TÜİK tarafından açıklanan Nisan-Haziran 2016 ikinci çeyrek büyüme rakamı beklentilerin altında yüzde 3,1 olarak gerçekleşti. Çeyrek bazda ele alındığında ise büyüme oranının yüzde 0,7'den yüzde 0,3'e sert bir şekilde düştüğü görülüyor. Büyüme, kompozisyon itibarıyla değerlendirildiğinde iç talep ağırlıklı bir görünüm sergilemekte. Kamu ve özel tüketim harcamalarının güçlü katkı verdiği, aksine özel yatırımların zayıf seyrinin sürdüğü ve ihracatın ise büyümeye olumlu katkı vermediği anlaşılıyor. Kamunun tüketiminde ciddi artış gözlenirken, büyümeye katkısı 2013 başından bu yana en yüksek düzeye ulaşmış durumda."
- "Büyümeyi kamunun sürüklediğini izlemekteyiz"
Baylan, sektörlere bakıldığında hizmet sektörü ile imalat sanayisinde büyümenin yavaşladığını, tarımdaki daralmanın büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini, inşaat sektörünün ise 2015 yılı son çeyreğinden bu yana gösterdiği büyüme eğilimini sürdürdüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Turizm sektöründe gözlenen daralma eğilimi nedeniyle yılın kalan ikinci yarısı için hizmet sektörünün büyümeye katkısının azalacağını söylemek mümkün. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin iç talebe dayalı büyümesinin sürdüğünü ve kamunun büyümeyi sürüklediğini izlemekteyiz. TCMB tarafından yayımlanan ağustos ayı beklenti anketi sonuçlarına göre; Türkiye ekonomisinin 2016 yılı büyüme beklentisi mevcut haliyle yüzde 3,5 düzeyindedir. Başta sanayi üretimi ve diğer öncü göstergeler yanında, temmuz ayındaki darbe girişiminin ardından yükselen politik riskler ve turizm gelirlerindeki azalmalar, yılın üçüncü çeyreği için de büyüme için aşağı yönlü riskleri artırmaktadır."
- "Özel sektör yatırımları ve ihracata dayalı büyüme gerekli"
Küresel ekonominin mevcut halinin, büyümenin uzun süre düşük kalabileceği bir görünüm sunduğunu anlatan Baylan, şu görüşlere yer verdi:
"Son dönemlerde küresel risk iştahı ve sermaye girişlerindeki artış makroekonomik göstergeler üzerinde olumlu etkide bulunurken, TCMB'nin faiz indirimi yapmasına imkan sağlıyor. Ancak eğilim itibarıyla yıl sonu büyümesinin, 2016 OVP'de belirlenen yüzde 4,5 hedefinin altında kalacağı anlaşılıyor. Bu nedenle gerek TCMB'nin faiz indirimleri gerekse kamunun kredilere yönelik makro-ihtiyati tedbirleri ve vergi düzenlemeleriyle yılın kalan kısmı için büyümeyi desteklemeye çalıştığı görülmekte. Kısa vadede alınan tedbirler belirli katkı sağlasa da Türkiye ekonomisi için en önemli sorunun potansiyelin altında büyüme olduğunu ve sürdürülebilir büyümenin önemini uzun süredir vurguluyoruz. Küresel düzeyde büyümenin en öncelikli sorun olduğu bir konjonktürün içinde bulunuyoruz. Bu açıdan büyümenin kalıcı olması ve sağlam temellere oturabilmesi için özel sektör yatırımlarına ve ihracata dayalı bir çerçevenin gerekli olduğu açıktır."
AA