ANKARA (AA) - Suriye'de terör örgütü DEAŞ, Palmira'yı (Tedmur) günler süren yığınak ve saldırılarına Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin göz yumması nedeniyle yeniden ele geçirdi. Böylece örgüte, büyük miktarda ağır silah ve cephane kazandırılmış oldu.
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Palmira, ilk olarak Mayıs 2015'te DEAŞ'ın eline geçmişti. 2013-2015 yılları arasında ilçede başsavcılık görevinde bulunan Muhammed Kasım Nasır, AA'ya geçen şubat ayında ilçenin rejim tarafından örgüte bilinçli şekilde teslim edildiğini anlatmış ve savcının ifadeleri uluslararası basında yankılanmıştı.
Savcı Nasır, rejim subaylarının örgüte silah aktarımını şöyle gözler önüne sermişti:
"Bazen bu anlaşmalar direkt olarak yapılıyor ve silahlar gece vaktinde kaçak olarak DEAŞ militanlarına ulaştırılıyordu. Cabir, (rejim subayı) kendi komutasındaki Badiye Şahinleri'nin (askeri birliğin adı) birliğine ya da askeri kontrol noktasına koyuyordu. Ardından DEAŞ militanları bu bölgelere saldırıyor. DEAŞ sipariş silahların bulunduğu bölgeye saldırdığında rejim subayı da askerlere canlarının daha kıymetli olduğunu söyleyerek geri çekilmeleri emrini veriyordu. Bölgeyi ele geçiren DEAŞ silahları kendi merkezine taşıyordu."
- DEAŞ göstererek geldi ama görmezden gelindi
Humus'a bağlı ilçe, örgütün antik kentte yaptığı yıkımla dünya gündemine oturmuştu. Rejim güçleri, Rus savaş uçaklarının desteğiyle 27 Mart'ta Tedmur'u geri almıştı.
Örgüt, dün ilçenin kontrolünü ikinci kez ele geçirdi. Tüm gücünü doğu Halep'teki muhaliflere odaklayan rejim güçleri, İran destekli milisler ve Rusya, beş gün boyunca yüzlerce militan ve araçla ilçeye yüklenen DEAŞ tehlikesini görmezden geldi.
Palmiralı medya aktivistleri, DEAŞ'ın kuvvet ikmali sırasında Rusya'nın yalnızca tek bir hava saldırısının tespit edildiğinin altını çizdi.
DEAŞ, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada ilçede rejimden otuz tank, altı personel taşıyıcı, altı 122mm uçaksavar, yedi adet 23mm uçaksavar ve dört büyük depo hafif silah mühimmatı ile çok sayıda anti-tank füzesi ele geçirdiğini duyurdu.
Örgütün ilçeyi Rusya ve Şii milislerce desteklenen ve toplamda 6 bin personele sahip rejim güçlerine karşı yaklaşık 200 kişilik gücüyle çok kısa bir sürede ele geçirmesi dikkati çekti.
Geçen Mart ayında Rusya ve rejimin 1 ay süren zorlu operasyonla DEAŞ'tan alınan ilçenin kısa sürede örgüte terkedilmesi, rejim savcısı Nasır'ın ifşa ettiği senaryonun ikinci kez oynandığı kuşkusunu güçlendirdi.
Palmira'daki durumun sonuçlarının en fazla Fırat Kalkanı Harekatı'nı etkilemesinden endişe ediliyor.
Son aylarda rejim ve destekçilerinin DEAŞ'la mücadeleden geri durması, DEAŞ'ın ele geçirdiği silahları kendisiyle etkin mücadele eden tek unsur olan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) karşı kullanma olasılığını güçlendiriyor.
Bir diğer şüphe uyandıran durum da örgütün yeni ele geçirdiği silahların Fırat Kalkanı Harekatı'nda kullanılan ekipmana karşılık geliyor olması.
AA muhabirine Palmira'da yaşananları değerlendiren Türk güvenlik kaynakları, rejimin DEAŞ'a terk ettiği anti-tank ve yüksek çaplı uçaksavarlara dikkati çekerek, örgütün bilinçli şekilde silahlandırıldığı sonucuna ulaştıklarını bildirdi. Güvenlik kaynakları, rejimin bölgeyi örgüte terk ederken bunları imha etmediğine dikkati çekti.
AA