Biliyorsunuz masal dünyasını ustası La Fontaine hikâyeleriyle insanlar büyük dersler vermiştir. Yüzyıllar boyu bu hikâyelerdeki gerçekler değişmemiş. Bu hikâyeler günümüze de ışık tutmaya devam ediyor. İşte o hikâyelerden bir tanesi… Alınmak yok…
Aslan kral, kraliçesini kaybeder. Herkes taziye için kralın yanına koşar. Ancak bu kralın açısını hafifletmez ve daha çok kederlenmesine yol açar. Cenaze günü belirlenir, herkes orada hazır bulunsun diye.
Tören başlayınca, aslan acısını serbest bırakır, kükreyerek ağlamaya başlar. Bunu gören diğer saray mensupları aslan kral’dan daha fazla ses çıkararak ağlamaya başlarlar. İçlerinden sadece bir erkek geyik hiç gözyaşı dökmez. Çünkü eski kraliçe onun çocuklarını öldürtmüştür. Kraliçenin ölmesiyle adaletin yerini bulduğuna inanan geyik bu nedenle ağlamaz. Tabii geyik hemen jurnallenir, hatta güldüğü bile söylenir
Aslan köpürür, ‘hain sen nasıl gülersin’ der ve kurda emrederek geyiği gebertmesini ister. Bunun üzerine geyik “efendim ağlamak gereksiz eşinizi cennette gül yatağının üzerinde gördüm, bana dostum dedi, bu gereksiz gözyaşı ve merasimi bitirin” der. Herkes mucize diye bağırır ve geyik ölüm yerine ödüllendirilir.
Peki, La Fontaine’nin bu masalı bize neyi anlatır? Kralı düşlerle eğlendirin, iltifat edin, fantastik yalanlar söyleyin. Bu sizi en iyi arkadaşı yapacaktır. Bunu bilerek iktidarın çevresinde kabuk oluşturanlar, iktidarın gözlerini boyayıp fantastik yalan ve hayallerle gerçekten uzak bir dünya yaratıp nemalanıyorlar. Her dönemin iktidarında körlük işte böyle oluşuyor. Ta ki toprak altlarından kayana kadar, iktidar ve güç ellerinden gidene kadar.
Yitirilen her ne olursa olsun acısını yaşamadan, yiten şeyin unutulması mümkün değildir. Yok olanın değeri yokluğunda belli olur. Zamanında sevgilerinize sahip çıkın, dostlarınızı iyi seçin. Dilinizi öldürmek, suçlamak, aşağılamak için değil, desteklemek, anlamak, paylaşmak, yol göstermek için kullanın. Mutlaka bir yalan söyleyecekseniz içi sevgi dolu olsun, varsın yalan olsun. Tek yalanınız bu olsun. Kırk kez söylerseniz o bile gerçekleşir belki de…
Seçimlere az bir zaman kaldı… Birçoklarının makamları koltukları iktidarları bitecek elbet…
EMEKLİ MAAŞLARINI PTT’DEN ALAN VATANDAŞLAR SIKINTILI
Bu yazımı yazarken gelen bir okuyucum, “Git de bir bak, PTT’nin önü ana baba günü gibi” dedi. Maaş ödemeleri Cumartesi’ye denk geldiği için maaşlar gününde ödenememiş. Pazartesi de 23 Nisan tatil, maaşlar Salı gününe kalmış. PTT’de bankamatik olmadığı için emekliler 3 gün boyunca para alamamışlar.
Şimdi bana gelen okuyucum, “PTT maaş ödemelerine devam edecekse şubelerine Bankamatik koysun. Biz üç gündür maaş bekliyoruz” dedi. Düşündüm, haklı, onun için buradan yetkililer bu konuda ciddi bir çalışma yapmalarını rica ediyorum. Emeklilerimiz mağdur olmasın…