Uzun zamandır değineceğim, bir türlü fırsat bulamadım. Malumunuz elimizde bir Mevlâna var. Onu da ha babam çekiştirip duruyoruz. Dikkat ettim herkesin ağzında bir inanç turizmi lafı. Yanlış kardeşim. Muhtevası turistik olan işler başka, inanç meseleleri bambaşkadır. Epey oldu, İl Kültür Müdürü olarak görevli bir arkadaşın Hiltonda verdiği resepsiyona katılmıştık. Alkollü içeceklerin gırla gittiği resepsiyonda Mevlânanın inanç turizminde çok mühim bir rol oynadığına ilişkin pek pişkin laflar edildi. Şimdi bu İl Kültür Müdürü olarak görev yapan arkadaş İlahiyat mezunuymuş. Hatta bir süre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yapmış. Kalkıp kendisine inanç meseleleri ile turistik avantajlar arasındaki farkı anlatmayı zül görürüm.Gel de sus... Kaldı ki Konyada tertip edilen bir Turizm Haftası etkinliğinde Mevlânanın sözde inanç turizminde oynadığı rolün alkollü bir resepsiyonla anılması, turistik (!) olma özentisinin de ötesinde, düpedüz artistliktir! İlahiyat mezunu bir Kültür Müdürünün böylesine can alıcı bir pozisyon hatasına düşmesi ne içler acısı manzara!***Neyse... Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek düşünerek konuşan, ne dediğini bilen bir insan. Televizyon konuşmalarını dinlemeye, basına verdiği demeçleri kaçırmamaya dikkat ettiğim nadir bulunan nazik bir siyasetçi. Gel gelelim aynı fahiş hataya kendisi de düşmekte, şu inanç turizmi lafını, nedense, pek bir sevmektedir. Sayın Başkan, siz Mevlânanın misyonunun tüm dünyaya aktarılmasında halen birinci dereceden en yetkili mercisiniz. Size, Mevlâna ile ilgili açıklamalarınıza sadece Konyalıların değil tüm dünyadaki meraklıların kulak kesildiğini hatırlatmayı kendime vicdani bir görev addederim. Bugüne kadar gözden kaçan ve oldukça teknik bulduğum bu detay saptamaya hak vereceğinizi düşünüyorum. Mekkeye her yıl milyonlarca insan, orada inanç turizmi olduğu için gitmiyor. Ya da İranda İmam Rızanın türbesine kimse inanç turizmi adı altında davet edilmiyor. Mevlânanın da turiste ve inanç turizmi istismarına ihtiyacı yok. Onun kapısı inancın, bağlanmışlığın ve ışığın kapısıdır. Onun kapısına gelen gezmeye, görmeye değil, hissetmeye gelmiştir. O yüzden kabirde değil, ariflerin gönlündedir O.Mevlâna türbesi, halen cıvıl cıvıl yaşamakta olan bir mekan; Mevlâna Celaleddin ise gönüllerde hüküm sürmekte olan bir enerjidir. O sebepledir ki, Mevlâna ve türbesi, inanç turizmi kapsamında rahatlıkla değerlendirilebilecek Sümela Manastırı, Kapadokya ve Efes gibi harabelerden ayrı tutulmalıdır.