Nazif Gürdoğan, IMF ile yolların kesilmesinin Türkiye için sıkıntı oluşturacağı noktasına parmak basıyor. Türkiye’nin finansal yapısına değinen Gürdoğan, ilerlenen yola dikenli yol benzetmesinde bulunuyor
Ekonomisi AB'nin en zayıf halkası olan Yunanistan, büyük bir borç yükünün altında eziliyor. Yunanistan'ın politikacıları, ödeme güçlerinin üzerinde borçlanarak, verimsiz ve denetimsiz büyük bir kamu sektörü oluşturdular. Amerika'nın önde gelen bankaları gibi, borçlarını gizleyerek, bugüne kadar AB ülkelerini yanıltmayı başardılar. Ancak, bütçe açıkları ve vadesi gelmiş borçların gizlenecek sınırları aşması, ülkeyi iflas konumuna getirdi. Yunanlı politikacılar, iktidar olmanın yolunu, AB'den aldıkları destekleri, sorumsuz ve denetimsiz harcamada ve kamuda çalışanların sayılarını sürekli artırmada buldular. Yunanistan'daki kamu sektörü, ülkenin kaynakların israf etmekle kalmıyor, üretim gücünün büyütülmesini de önlüyor. Bu yüzden, ülkedeki krizin, Portekiz, İspanya, İrlanda ve İtalya'ya yansıması bekleniyor. Bunun için, Almanya ve Fransa bir “Avrupa Para Fonu” kurmak istiyor.
Samanyolu Haber'de Mahmut Filizer'in hazırlayıp, sunduğu “Medyada Gündem” programında, “Türkiye'nin IMF'siz yoluna devam etme kararının ekonomik ve siyasal etkilerini ve demokratikleşme sorunlarının kazandığı yeni boyutları” tartıştık. Türkiye, Yunanistan gibi, bir ekonomik krizle karşı karşıya değildir. Ancak bu, Türkiye'nin IMF'siz yolunun, dikensiz bir yol olduğunu göstermez. Çünkü, Türkiye, yakın geçmişte, aşırı borçlanmanın bedelini çok ağır biçimde ödemiştir. Türkiye'nin son yıllarda ithalatının artış hızı, ihracatının artış hızından daha yüksek olmuştur. Türkiye'de olduğu gibi, dünyadan yapılan ithalat, dünyaya yapılan ihracattan çok daha büyükse, yerli işletmeler, dünya pazarlarındaki rekabet üstünlüklerini yitirirler. Dünyada ticaret dengelerinin korunması, dış açıkların giderilmesi ve yeni finansman kaynaklarının bulunması, her ülkenin ana sorunudur. Nazif Gürdoğan-Yeni Şafak