İngilizlerin dünyaya armağanı: Terör devleti İsrail

Memleket Gazetesi İmtiyaz Sahibi Adem Alemdar Gazze izlenimlerini kaleme aldı...

İngiltere, Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletler’e götürüp, meselenin çözülmesini istedi. BM Kasım 1947’de Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi...

İlk çağlarda Romalılar ile Yahudiler, Ortaçağda ise Hıristiyanlarla Müslümanlar Filistin toprakları için çatışmıştır. Yahudilerin İspanya’dan kovulmasının ardından bölgedeki küçük Yahudi nüfusunda ciddi artışlar gerçekleşti. Daha sonraki zamanlarda Avrupa’da görülen zulümler(!) nedeniyle Siyonist akım doğdu.

Bu akım, uluslararası destek alarak dünyadaki ilk Yahudi çoğunluğu olan bir ülke kurmayı kafasına koydu ve nihayet 19.yy’ın sonlarına doğru Siyonist hareket “Yahudiler için bir anavatan” amacını dillendirdi… Arz-ı mev’ut (güya Tevrat’ta vadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce İngiltere’de görülür.

1848’de İngiliz hükümeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Siyonistler, devlet olabilmeleri için bir tarım sınıfına ihtiyaçları olduğunu fark ettiler, bununla birlikte Avrupa Yahudilerinin neredeyse tamamı ticaretle uğraşıyordu, Rusya’da ise tarımla uğraşan Yahudiler mevcuttu.

Bu dönemde Rusya’da Yahudilere karşı (özellikle çiftçi Yahudileri içeren) bir dizi katliam yaşandı. Katliamlara maruz çiftçi Yahudilere, Siyonistler tarafından ülkeyi terk edip Filistin’e yerleşmeleri teklifi yapıldı. 1870 yılından itibaren çiftçi Yahudiler Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri kurmaya başladılar…

I. Dünya Savaşı sonunda; Milletler Cemiyeti 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı. Bundan sonraki yıllarda Siyonistler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulunan Yahudi topluluklarını (devlet kurabilmek için etkili bir nüfus oluşturmak gayesiyle) Filistin’e göçmeleri için ikna etme çabalarına girişti.

Nazi Almanyası’nın 1930’lardan 1940’ların ortalarına kadar Yahudilere soykırım(!) uygulamaya başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı… II. Dünya Harbi’nin müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletler’e götürüp, meselenin çözülmesini istedi.

BM, Kasım 1947’de Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Yahudiler bu kararı kabul ederken Araplar reddetti ve İsrail-Filistin Savaşı başladı…

14 Mayıs 1948’de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi. 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler, ama 1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (o dönemden beri İsrail’le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail’e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün’e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs’ün ise Eski Şehir’in de dahil olduğu doğu kısmı Ürdün’e, batısı da İsrail’e bırakıldı.

Lakin Araplarla İsrail arasındaki gerginlik ve çatışma hali 1967’ye kadar sürdü. Nihayet 5 Haziran 1967’de Arap-İsrail Savaşı başladı. İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir’in de asker ve silah yardımında bulunduğu savaşı İsrail 6 günde kesin bir zaferle kazanmıştır. Savaşın sonunda Mısır’dan Sina Yarımadası’nı, Suriye’den Golan Tepeleri’ni ve Filistin’in Gazze Şeridi ile Batı Şeria topraklarını alan İsrail topraklarını dört katına çıkarmıştır.

Savaş sonrasında Sina Yarımadası’ndan Mısır lehine çekilen İsrail, ilerleyen dönemlerde diğer toprakları ilhak ettiğini açıklamıştır. İsrail 1967’den beri BM Kararlarını da tanımamaktadır, ancak hiç kimse itiraz edememektedir. 1948’den bu yana hiçbir ülkeyi veya kurumu takmayan işgalci İsrail’in ve en büyük destekçisi ABD’nin karşı oyuna rağmen 30 Kasım 2012 tarihinde Filistin, BM’de “Üye olmayan Gözlemci Devlet” statüsü elde etti. BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, Filistin’in talebi için   ülke, “evet”, 9 ülke “hayır” oyu kullandı, 41 ülke çekimser kaldı. Bu karar Filistin davası için çok önemli bir kazanımdı. Filistin devleti, Batı Şeria ve Gazze olmak üzere iki ayrı toprak parçasında hızla devlet olmanın gereğini yerine getirmeye ve yapılanmaya başladı… Devamı yarın


 

Medya Haberleri

Hataylı Minik Yetenek Ahmet Kazar, Haluk Levent ile Aynı Sahneyi Paylaşmak İstiyor
Okan Yalabık’ın Gençlik Hali Görenleri Şaşırttı!
Ankaralı Turgut’tan kötü haber geldi
Akasya Durağı’nın Dilek'i yıllar sonra ortaya çıktı
Mert Demir Konya'yı Duman Edip Gitti