Rahmetli Dedem'in, çocukluk yıllarımdan hatırımda kalan bir özelliği radyodan akşam ajanslarını dinler, gece ajanslarınıda dinlemeden yatmazdı. Odasına gelen akşam misafirleri gelir gelmez dedeme o günün ajansını sorarlardı.
Eğer o günün dış politika ile ilgili haber varsa sözlerine: ''Ne yaman, ne kadar gözü açık bu İngilizler, İngiliz aklı işte.''der ve onlarla ilgili haberi anlatmaya başlardı. O yıllarda gerek Türkiye'nin dış politikası gerek dünyanın başka bir ülkesinin dış politikasından bahsedildiğinde ''İngiliz'' kelimesinin geçmediği bir dış politika yoktu.
Bu yazımızda, geçmişi aydınlatan geleceğe ışık tutacak olan, tarihde İngiliz Rusya politikasından bahsedeceğiz.
Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1568 ile 1917 arasında 14 savaş yaşanmıştır. İlk savaşlar Rusya Çarlığı ile daha sonra bu devletin büyümesi ile yerine geçen Rusya İmparatorluğu arasında yapıldı.
İngiliz Krallığı, Osmanlı- Rus savaşlarının hepsinde Rusya'yı destekledi. Bu desteklerini genellikle gizli yapardı, Osmanlı zayıfladıktan sonra alenen destek verdi.
İngiliz Krallığı, 16- 18. yy da Afrika, Asya ve Amerika kıtasında sömürgecilik ve ticaretle zengin hale gelmişti. Osmanlının zayıflatılması ve durdurulması için, o yıllarda kuvvetli bir devlet olan Rusya nın Osmanlı ile savaşmasını körüklüyordu. İngiliz Krallığı, Rus Çarları ve Rus Krallarına övgüler yağdırır, hediyeler gönderir, elçiler gönderir, ziyaretler yapılırdı.
İngilizlerin, 400 yıl Osmanlı-Rus savaşlarının olmasını istemesinin çok nedenleri vardı. İslam'ın sancaktarlığını, bayraktarlığını yapan, mazlum milletlere şemsiye açan, örnek olan, Karadenizi bir Osmanlı gölü yapmak, Osmanlı sınırlarını Doğu Avrupa üzerinden Kuzey Avrupaya açmak isteyen Osmalıyı duraklatmak ve zayıflatmaktı.
Osmanlı toprakları olan Arap yarımadasında Arap Aşiretlerle bir olup Osmanlıya karşı İngilizlerin açmış olduğu onlarca cephe vardı. Bu cephelere asker, teçhizat ve lojistik destek Anadolu'dan gidiyordu. İngilizler açmış oldukları bu cephelerin zayıf kalması için Rus'lara Osmanlı sırırında ve kafkaslar da cepheler açtırdı.
Osmanlı Anadolu hariç tüm topraklarını kaybetti, İhtilaf devletleri ve Ruslar Anadoluyu işgal etmişlerdi. İngilizler, Osmanlı yıkıldıktan sonra ki amaçlarını gerçekleştirmek, Ruslar'ın Anadolu'dan çıkmasını sağlamak, Rusya ile yeni kurulan krallıklar arasında tampon devlet kurmak ve Rusların sıcak denizlere inmesini engellemek için 1917 de Bolşevik ihtilalini Lenin'e yaptırttı.
Osmanlının yıkıldığı günlerde, İngiltere'nin 400 yıllık Rus politikası değişti. Artık İngiltere'nin Rus Krallağı'na ihtiyacı kalmamıştı. Rusya'da 400 yıllık emeğinin karşılığını toplamak ve İngilizlere yedirmek istemiyordu. İngilizler, yıllar önce Marksist doktrin, ekol ve ideolojisi ile yetştirdiği Lenin ve arkadaşlarına Rus Krallığını devirmek için ihtilal yaptırttı.
I. Dünya savaşı devam ederken Bolşevikler savaşdan çekileceklerini deklare ettiler. İngilizler bu karara şiddetle karşı çıktılar. Lenin'i ikna etmek için Moskova'ya, ''Bir İngiliz casusun anıları'' kitabının yazarı olan Robert Bruce Lockhart'ı temsilci olarak gönderdiler. Lockhart, ikna edemeyince Lenin'e suikast yapıldı.
İngiltere, Osmanlı ve Rusya yıkıldıktan sonra bölgenin en büyük devleti haline geldi. Elde ettiği birincilik 2. Dünya Savaşına kadar devam etti.
İngiltere, 2. Dünya Savaşı sonrası gücünü, savaşa girmemiş olan ABD'ye kaptırdı. ABD'nin hinderlantının genişletmesine, Ortadoğu'da olası etkinliğine engel olmak için, ABD'nin karşısına karşı güç olarak SSCB (Rusya) yi çıkardı.
İngiltere, soğuk savaş döneminde ABD karşısında diğer devletler üzerinde, Avrupa, Ortadoğu ve bölgemiz ve ülkemizde yapmak istediği düzenlemeleri, politikaları SSCB üzerinden yaptı.
Bölgemizde, 1980 yılında İran'da devrim oldu, Afganistan'ı SSCB işgal etti ve sıcak denizlere açılıyordu. İşte bu yıllarda bu gelişmeler olurken İngiltere ABD ile anlaştı. İngiltere saf değiştirdi, SSCB ile olan işbirliğini askıya aldı.
ABD safına geçen İngiltere, ABD'nin Sovyet rejimini yıkmasına yardımcı oldu, 1989 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla Sovyetler Birliği dağıldı.
1980 yılında, ABD, İngiltere öncülüğünde ki ittifak yeni bir strateji, konsensüsle yola çıktılar. Bölgemizin konjonktürünü kendi istedikleri şekilde oluşturdular. Aralarında yaptıkları gizli anlaşma halen uygulanmaktadır.
2013 yılında, Başer Esad Suriye'de halkına karşı kimyasal silah kullandığında ABD Esad'a karşı hava harekatı kararı olmıştı. İngiltere parlemantosundan bu karar çıkmadı. İngiltere hava harekatına katılmayınca, ABD Esad'a hava harekatı düzenleyemedi.
İngiltere strateji üretir, müttefiklerini yönlendirir, yönetir. ABD, bu stratejileri uygular, mudahele eder, operasyon yapar.
İngiliz kraliyet ailesinin, İngiltere'nin ülke, bölge ve dünya politikası böyle bir şeydir. Suya sabuna dokunmadan yapmak istediğini bir başkasına yaptırır, amacına ulaşır.