EŞLERİNİN RUHUNU VE BEDENİNİ KANSER EDEN EŞLER VE AKRABALARI!!!!
• İnsan yaşamının en trajik yönü, ruhunun, bedenin kanser olmasıdır.
• Anneler-babalar; Çocuklarının ruhlarına olduğu gibi; Eşler olarak da, birbirlerinin ruhlarında, farkında olmadan, kanser illetini oluşturmaya devam ediyorlar. Tıpkı o ince hastalıkta olduğu gibi; İnsan ruhuna bulaşan beceriksizlik ve yetersizlik hastalıkları, tedavisi çok uzun süren ve en çetin geçen, genellikle de iyileşmesi pek mümkün olmayan, ruhun ve bedenin ince hastalığıdır.
- “Bir tek çocukla yoruldum, bittim diyorsun…Elalem üç çocukla beş çocukla nasıl baş ediyor…
Onlar uzaydan mı geldi…”
- “Beceriksiz herif…Gözünü aç, gözünü…Koca ay çalışıp getirdiğin para avucumuzda eriyip gidiyor…Bir de , çanta dolusu para kazananları gör…Onlar da senin gibi insan…”
- “Yazıklar olsun sana…Boyundan posundan utan…Sözde, baba evimdan daha rahat ettirecektin beni…”
- “Samanlığım seyran değil; seyranım samanlığa dönüştü senin gibi sünepe yüzünden…Seninle ayni eğitimi almış olanların neler kazandıklarını görmüyor musun…”
- “Memurmuş…yesinler seni…yazlığı olan villası olan, atı-arabası olanlar da memur…”
- “Bu ne hanım böyle…sabahtan akşama kadar işte canım çıkıyor, Eve geldiğimde şu sofranın haline bak…Bunlarla kedi bile doymaz…Elinden bi iş gelse bari…”
• İşte;
- Eşlerin birbirlerine yönelik buna benzer sitemleri,serzenişleri ve suçlamaları; zamanla, suçlananın ruhuna kanser mikrobu yerleştirir.
• Bir de bakarsın ki:
- O; çok konuşan, çok bilen, bülbül gibi şakıyan,
- Kendine güveni dorukta olan,
- Gamdan kederden etkilenmeyen,
- Etrafına neşe saçan,
- Herkes tarafından, adam gibi adam bilinen, “koca” gitmiş, yerine, evde ve insanlar arasında:
- Başını omuzlarının arasına sıkıştıran,
- Ellerini bacak aralarına dolayan,
- Bildiği halde konuşamayan,
- Becerebildiği halde yapamayan,
- Okuduğu halde anlayamayan,
- Soluğu var,sesi yok bir adam oluvermiş…yaşar kuru
Eşlerin yakınlarından bir kısmı var ki; hep kızlarından yana olurlar. Karşı tarafı ‘potansiyel suçlu’ olarak görürler. ‘Karşı tarafıda dinleyelim!’zahmetinde hiç bulunmazlar.
Bazı geniş ailelerde; müktedir, tek söz sahibi, söylediği yanlışta olsa doğru kabul edilen, astığı astık, kestiği kestik olan‘tek kişi’olur. Diğerleri, o; adaletsizlik, haksızlık, hasetlik, kıskançlık fitne ve fesatlıkta yapsa hep ondan yana olurlar. Aile içerisinde bu tür yanlışa, haksızlığa, adaletsizliğe ortak olmak ilerleyen zamanda o ailede altı şiddetinde deprem etkisi yapar ve o aileyi parçalar.
İnsanlar birbirlerine dünyayı dar ediyor. Kendisine yapılmasını istemeyen, razı olmayan aynısını karşısına yapmayı kendi doğrusu olarak görüyor ve yanlışlarından hiç geri atmıyor. Bu huyunda da inatlık edenler karşısındaki, çevresinde ki insanların ruhunu ve bedenini kanser ediyorlar.
İstek ve beklentilerimizde empatı yapmak zorundayız. Eğer bunu yapmazsak haksız istek ve iddialarımızda hep kendimizi haklı görür ve kendimizi karşımızdakinin yerine koyamamış hatamızı onlarca yıl görememiş oluruz.
Aile içi, akrabalık ve çevremizle olan ilişkilerimizde,‘Aman canım sende, hayat onlarsız olsada olur, olmasada olur, pekmi önemliler!’ şeklinde bir tercihimiz olamaz.
Böyle bir anlayış ve öfke içerisinde bulunan insan öfkesi geçinceye kadar vurmaya, dökmeye, kırmaya, yakın çevresinini birbir kanser etmeye devam eder. Ta ki yukarıdan bakan ilahi göz, ilahi adalet dur deyinceye kadar.
Zulümde inatlık etmemek ve aşırıya kaçmamak gerir. Haksızlığa, acıya, göz yaşına, zulme maruz kalanlarda sabrı bitince beddua edebilir. Önemli olan işi bu aşamaya getirmemektir.
ALMA MAZLUMUN AHINI, ÇIKAR AHESTE AHESTE! Allah, zulme uğrayan insanın yaptığı bedduayı kabul eder ve mazlumun hakkını zalim kimseden alır. Bundan dolayı kimseye zulmedip ahı alınmamalıdır. Sonra yapılan kötülüğün cezası ömür boyu çekilir.
Her kim zerre kadar bir iyilik işlerse karşılığının aynısını görecektir. Her kim de zerre kadar bir kötülük, şer işlerse, karşılığının aynısını görecektir.
Her insan söylediklerinden ve yaptıklarından sorumludur. Yaptıklarımızın aynısı bu dünyada başımıza gelecektir. İyilik eden iyilik, kötülük eden kötülük bulur. Yaşarken birbirimize dünyayı dar etmeyelim, dar getirmeyelim, zindan etmeyelim, cehenneme çevirmeyelim. Ahiret gününde var olan cehennemi erkenden dünyaya taşımayalım!!!!