Başlığa bakıp ne alaka bu mevsimde bu da nedir diyebilirsiniz. Aklında soru oluşanlar olduğunu tahmin etmek hiçte zor değil. Haklısınız,ben burada börtü ı8böcekten bahsederek zamanınızı çalmak, kafanızı, zihninizi yormak niyetinde değilim. Öncelikle ziraatla ilgili mücadele ziraatla meşgul çiftçilerimizin ve mühendislerin uzmanlık konusu .Ben insanlık için zararlı insanımsı görüntülü haşereyle (Siyonizm) mücadelede kafa yoralım istiyorum. İnsanlık tarihinin en korkak ve zayıf genetiksel zararlı Haşeresi insanlık onurunu yok sayarak saldırı konumunda. Dünya insanlık nüfusunun 8 milyar 100 binin 2 milyar 2 yüz bini Müslüman. Yahudi nüfusu ise 17-18 milyon civarında. İşte bu lanetlenmiş kavmin vahşet ve kandan beslenen vampirleri çekirge sürüsü gibi 2.2 milyarlık İslâm alemine saldırı halinde. Sekiz milyar insanlık ise çaresizce teslim olmuş durumda Siyonist haşerelere. Kendince en zayıf gördüğü ümmetin mazlumları, 2 buçuk milyon Gazze’li 6 milyonu Yeşil Hat da bulunan Filistinliler üzerine kan emici kene gibi yapıştılar. Yetmiş ,seksen yıldır sürekli acımasızca Filistin halkı ve topraklarında işgalle ,zayıflatma, yok etme, kan akıtmaya devam etmekteler.Batı kafalar ise onarlın iştahını artırıcı hormonal destekle daha da azgınlaştırma yolunda beslemeyi sürdürmekteler.Güçlenmeleri için siyasi, askeri ve ekonomik olarak milyarlarca dolar akıtmaktalar.Amaçları küresel anlamda İslâm tarihini yok etme çabası.Selahattin Eyyübi’nin Kudüs’ü Fethinin rövanşını alma rüyaları.İşin en acı yönü ise iki milyarlık İslâm ülkelerinin teslimiyetçi kafaları kukla olarak,sessizce destek modundalar.Yalnız burada hakkı teslim edilmesi gereken bir millet olduğunu unutmaması gerekir haşere sürüsü Siyonist kafaların. Geçmişinde medeniyetin en şerefli temsilcisi ülkenin yeniden doğuşunu görmemezlikten gelme gibi büyük bir hataya düşmüş durumdalar. İslâmın sancaktarlığını onuru ile taşıyan lider ülke mazlumların yanında ve garantör olma sevdasında net bir duruşla Siyonist çetelerin kovanına çomağı sokmakta.Müslüman ülkeleri toparlama ve Gazzeli kardeşlerine omuz vermekte her an destekte, dünya gündeminde Filistin davasını güncel tutma derdinde.Elhamdülillah. Kardeşlerini küresel çapta her platformda savunmada, yön vermede, diri tutmaya çalışmada. Her müminim diyen bizlere düşen vazife ise;
Asalaklar sürüsü terör devleti ile keskin ve kesin mücadeleyi her daim her dakika sürdürmektir. Gazze mücadelesini unutmamak, unutturmamaktır ilk hedef. Bu mücadele her kulvar da hiç boşluk verilmeden sürdürülmelidir. Eğer ki rehavete, vahamete ve en önemlisi de aman olmuyor tereddüdüne, boş vermişliğe düşersek yarın hedefteki insan ve toprağın biz olduğu aşikârdır. Asalak haşere kavim Arz-ı Mev’ud sapkınlık okunu sana doğru fırlatacak. Nihayetinde Gazze zulmüne sessiz ve kör kalan, rehavet uykusunda uyuyan insanlık haşere sürüsü kapıya dayanmadan uyanmalıdır. Yoksa insanlık üzerinize kâbus gibi çöken bu sapkın sürünün zulmünden herkes üzerine düşen sessizlik payını alacak. İşte o anda iş işten çoktan geçmiş olur, geç gelen mücadele gücü ve sesi yükseltmeniz ise işe yaramayacak. Bu haşerelerin beslenme kanalları, yapışma yolları ve küresel ağa babaları haşereler belli. Yapılacakları şöyle sıralayalım isterseniz. Bunların hayatta kalma yaşamlarını sürdürme yolları ile mücadele edilmeli. Öncelikle acilen politik ve siyasi anlamda İslâm ülkeleri ile birlikteliği inşa etmek. İki; devletler düzeyinde güçlü lobilerle haşerelerin önünü kesmek. Üç; ticari ekonomik bariyerlerle onların para musluklarını kesmek. Dört; halklar nazarında haşere ve yandaşlarının ürünlerini boykot. Beş; her ortam ve zamanda haşerelerin kimliklerini hatırlatmak, yaşattıkları vahşeti, zihinlerde unutmamak, unutturmamak. Altı; Siyonist küresel çetelerin mezalimini ve hedeflerini iyi tahlil ve analiz ederek ümmetin çocuklarına anlatmak.Siyonistlerin gelecek korkusundan kıydıkları bebeklerin şehadetlerinden ders çıkarmak. Ölen ümmetin sabilerinin yerine kendi evlatlarımızda Gazze ruhunu diriltmek. Sözün özü Haşereler sürüsünden (Siyonist) insanlığımızı yeniden kazanmanın yolu;’’İnsanlık adına insan kalabilmektir.’’ Nihayetinde ölen Gazzeli kardeşlerimiz değil onlar diridirler. Ölen kaybolan sadece insanlık. Bu acı bir vakadır. Haşereler de mutlaka sonlu varlıklardır. Sonlarını getirecek te Gazze’deki insanlık onuru ve direnişleriyle şahadet şerbetini içen Gazzeli bebekler, kadınlar ve erkeklerdir. Zafer yakındır ve mutlaktır. Yeter ki biz bize düşen küresel haşerelerle kapsamlı mücadeleyi bırakmayalım. Gazze’de evladını şehit veren ana, baba Rabbinin vaadine tam teslimiyetle direnişte kararlı. Öksüz, yetim kalan Gazzeli çocuk ise şahadet parmağı havada ‘’Allahüekber’’ kıyamında. Zaferi işaret etmekte. İnsanlık ise yitik vadisinde kaybolma yarışında…
Hani bizim Çanakkale’de bir tas hoşaf içerek Haçlı haşerelerini yok ettiğimiz ruh varya, yüz yıl sonra aynı ruhla Siyonist Haşereleri yok edecek Gazze Ruhu direnişte. Müminler olarak hemen şimdi şu kararı uygulamaya var mıyız? Mazlumların enkaza dönmüş yıkıntılarda açtıkları iftar sofrasındaki teslimiyet şükrüne bakalım. Birde bizim elitler topluğunun şatafatlı bin bir çeşit iftar sofrasına! En azından bunun ederi parayı Gazzelinin İnsanlığın onurunu kazandırma davsına aktarma irademizde mi yok? ‘’Ramazanda iftarlar Gazze’ye.’’
Mazlumlar için her an Rabbimizden niyazımız Gazzelinin ‘’Zafere ‘’kavuşması dillerimizden eksik olmasın. Duasıyla…
23.03.2024
Durali GÖĞÜŞ