Aylardır birlikte oynayan bir kadroya oynamayı zor öğrettiği o meşhur sistemini, yedek kadroya nasıl oynatacaktı, Sayın Kocaman? Şahsına saygı duyduğum için “sayın” diyorum. Yaptığı bu hamleye saygı falan duymuyorum. Tepki gösteriyorum. Eleştiriyorum. Meslek hayatımda bu aşamada bir takımda böyle saçma bir kadro tercihi az gördüm.
İzleyen 10 kişiden 8’inin “hoca ve yönetim kupayı salladı” dediğine adım gibi eminim.
Nitekim bu garip kadro, ilk yarıda üç pası üst üste yapamadı. Nasıl yapsınlar? 18 yaşındaki Ahmedoviç’i ilk kez çeyrek finalde oynatıyor. Sissokko’nun koşacak mecali yok. Selçuk Alibaz nerde oynadığını bilmiyor. Bu sene bir maç oynamış stoper bozması ön libero Volkan, ortada boş geziyor. Selim rakip takıma yardım ediyor. Gol attırıyor. Yahu bu kadar mı intihar meraklısı olunur?
Yok ama beterin beteri var. Aykut Kocaman bu kadroyu sahaya sürerek ne kadar arızalı bir iş yaptıysa karşısında rakibinin zaafından faydalanmamak için elinden geleni yapan bir Şenol Güneş vardı. Boğaz köprüsüne çıkmış Aykut Kocaman’ı, Şenol Güneş belinden yakaladı korkuluklardan indirdi. “Sen dur, ben atlayacağım” dedi.
Sonra oyuncular hocalarına yardım etti. Marcelo kırmızı yedi. Rangelov girdi. Kalecileri iki rezil gol yedi. Herşey tersine döndü. Yani bu kadar saçmalıklarla, doğrularla bağdaşmayan işlerle dolu bir maç 15 yıllık kariyerimde çok az izledim.
Maç öncesi yaşadığımız çeyrek final heyecanı önce söndü ama ikinci yarı küllerinden yeniden yandı. Bu galibiyet için Konyaspor’u ve Aykut Kocaman’ı tebrik etmiyorum. Beşiktaş’a teşekkür ediyorum.
Çok sinirlendim ve galibiyetin sevincini bile yaşayamadım. Bu teknik direktörler adamı kahreder yahu. Yapmayın böyle lütfen. Psikolojimiz bozuluyor.