BAĞDAT (AA) - Irak'ta terör örgütü DEAŞ'tan kurtarılan bölgelerin idaresi ve yeniden imarı konusu, sosyal, ekonomik ve siyasi yönden hükümetin önündeki en büyük çıkmazlardan biri olarak görülüyor.
Irak hükümeti 2014 yılında ülkenin yaklaşık üçte birine yayılan DEAŞ'ı topraklarından çıkarmak için kaynaklarını seferber etmiş durumda. Ancak DEAŞ'tan kurtarılan bölgelerde barış ve birlikte yaşamayı sağlayacak kapsamlı bir planın ortaya konulmamış olması ülkedeki birçok kesimi tedirgin ediyor.
Enbar Valisi Suheyb er-Ravi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, DEAŞ'a karşı yürütülen mücadelede zafer yakın olsa da özellikle kurtarılan bölgelerde savaşın ekonomik, toplumsal ve beşeri maliyetinin çok yüksek olduğunu ifade etti.
Ravi, "DEAŞ'ın yenildiği Ramadi ve Felluce gibi şehirlerin eski hallerine kavuşması için çok fazla kaynak, enerji ve fikre ihtiyaç duyuluyor." dedi.
Vali Ravi ayrıca, bu bölgelerde yeterli iyileştirme çalışmaları yapılmaması halinde DEAŞ'a benzer örgütlerin tekrar büyümesine imkân tanıyacak ortamların oluşabileceği uyarısında bulundu.
- Haşdi Şabi'nin müdahaleleri
Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komitesi Üyesi Muhammed Kerbuli ise DEAŞ sonrasına ilişkin, mezhepçi yaklaşımıyla bilinen, İran destekli Haşdi Şabi güçlerinin durumuna dikkati çekti.
Kerbuli, "Haşdi Şabi'nin müdahaleleri, güvenlik, mezhepsel ve ekonomik sebeplerle DEAŞ'tan kurtarılan bölgelerde toplumun önde gelenlerinin rolünü zayıflattı." diye konuştu.
Yerel yöneticilerin siyasi karar almada etkisizleştiğini vurgulayan Kerbuli, söz konusu müdahalelerin ulusal çıkarlara zarar verdiğinin altını çizdi.
Aynı zamanda Enbar milletvekili olan Kerbuli, bölge halkının çoğunun bölgesel yönetim olarak adlandırılan federal yönetime davet eden kişilere karşı olduğunu ve bunun Enbar'ın bölünmesi ve demografik yapısının değiştirilmesi için öne sürüldüğüne inandığını aktardı.
- Çözüm bekleyen başlıca sorunlar
Tümgeneral Abdulkerim Halef ise DEAŞ'tan kurtarılan bölgelerde hayatın normale dönmesi için öncelikle çözüm bekleyen sosyal, ekonomik ve siyasi sorunlara işaret etti.
Halef, söz konusu sorunların başında güvenlik denetimi, savaş nedeniyle yerlerinden olanların evlerine dönmesi ve bu kişilerin güvenliği, sahaya hakim olan güçlerin silahlandırılması ve eğitilmesi gibi hususların geldiğini belirtti.
Tümgeneral Halef, DEAŞ mensubu kişilerin ailelerinden intikam alınmasına yönelik uygulamalar, aşiretler arasındaki kan parası sorunları, savaşın yıkıntılarını kaldıran müteahhitlerin yolsuzlukları, çatışmalardan arka kalan el yapımı patlayıcıların imhası ve silahlı gruplar arasındaki çatışmaların da DEAŞ sonrası kentlerdeki olağanüstü durumun sona ermesine engel olduğunu dile getirdi.
AA