Geçen haftaki yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 15 Temmuz’da yaşanan TANRISAL MUCİZEYE bizi layık gördüğü için hamd-ü senalar olsun yüce Allah’ımıza.
Yediden yetmişe topyekun milletimizin hayır dediği ve ayağa kalktığı o gece İstiklal uğruna can verenlerin gecesidir. Ne mutlu şahadet şerbetini içenlere.
Tarih sahifelerini çevirdikçe görüyoruz ki o gece gibi çok gecelerimiz yazılıdır. Yakın tarihimizden bir misal vermek istedik sizlere. Yıl 1952. Adnan Menderes hükümeti iş başında. Birleşmiş Milletler’in verdiği kararı uyularak Kore’ye yardım için General Tahsin Yazıcı omutasında asker gönderildi. Sağ kanatta yer almış İngiliz birlikleri birliğimize haber vermeden askerini çekmiş. Boşalan yere düşman askeri sızmış ve birliğimizi topyekun imha etmek üzere. Buna rağmen Mehmetçik direniyor. Buraya bir nokta koyalım bakalım Türkiye’de neler oluyor.
Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da Çanakkale’deki gibi şehit oğlu şehitler ayağa kalkmışlar. Toplanmışlar. Konya durur mu?
Şems-i Tebrizi İmamı Hacı Osman Karabulut anlatıyor dinleyelim.
O gün o gece Osman Karabulut ağabey sevgili dostu Ladikli Üveysi Veli Hak Aşığı Hacı Ahmet Elma Hazretleri’nin evinde misafir. Yatsı namazından sonra Hacı Ahmet Elma ağabey manevi bir davet alır. Müsaade alıp gaiplere karışır.
Sabah ezanları okunurken de gelir misafiri Hacı Osman Karabulut’a der ki: “Kore’deydik. Türk askeri çember içine girmiş, imha edilmek üzere. MEVLADAN İZİN ÇIKTI. Manevi arkadaşlarımızla Kore’ye yetiştik. Bizim askerin önüne düştük. Kılıçları çektik, Küffar askerlerini kılıçtan geçirip bizim askere yol verdik, kurtardık.” der ve ilave eder. “Radyoları açıp haberleri dinleyeceksiniz.” der.
Radyo açılır, haberler şu şekilde okunmaya başlamıştır.
“Kore’de bulunan Albay Tahsin Yazıcı kumandasındaki çembere alınan Türk birliği inanılmaz kahramanlık örneği vererek çemberi yarmış ve düşmanı perişan etmiştir.” diyerek radyolar günlerce yayın yapmışlardır.
O tarihteki radyo haberleri eğer duruyor ise arşivdelerdir.
Bu haber duyulur duyulmaz daha öncelerinden tanıştığım, sofrasında yemek yediğim Hacı ağabeyimizin Ladik’teki evine motosikletime binip gittim. Hacı Osman Karabulut Hoca da orada idi. O gece yaşananları ezberinde imiş gibi vezinli ve kafiyeli o okudu, biz yazdık.
VARIYOR
Kahraman askerler etmeyin merak
Zannetmen Türkiye Kore ye ırak
Yetmiş bin süvari altında Burak
Cem oldu evliya hepsi varıyor.
Kore ye dayandı askerin ucu
Nice hükümdardan almıştır tacı
Yavuz Sultan Selim çekti kılıncı
Karıştı kırklara hepsi varıyor.
Kore’de askerler harbe döşendi
Kör moskof askere karşı direndi
Molla Hünkar da kılıncı kuşandı
Yürüdü Konya’dan arslan varıyor
Kore’de askerler imdada baktı
Bütün evliyalar kandiller yaktı
Hacı Bektaş-ı Veli yerinden kalktı
Ahi Evran Aşık Paşa varıyor.
Haftaya hayatımı yazıyorum.
Yüz yıl öncesinden bu günlere.