İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Av. Yasin Şamlı, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptığı suç duyurusuyla, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırım niteliğindeki saldırılara karşı uluslararası hukuki mücadeleyi başlattı. Şamlı, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana süren saldırılarda 13.300'den fazla insanın hayatını kaybettiğini belirtti. Bu kayıpların içinde 5.600 çocuk ve 3.550 kadının bulunduğunu vurgulayan Şamlı, bu durumun soykırımın açık bir işareti olduğunu dile getirdi.
Gazze'de yapılan saldırıların acımasızlığına dikkat çeken Şamlı, hastanelerden okullara, camilerden kiliselere, mülteci kamplarından pazar yerlerine kadar birçok sivil alanın bombalandığını, kitle imha silahlarıyla insanların toplu olarak katledildiğini ifade etti. Ayrıca, BM görevlilerinin kasten öldürüldüğünü ve şu ana kadar 104 BM görevlisinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sunulan dilekçede yer alan delillerin, video görüntüleri, fotoğraflar, tanık beyanları ve fail beyanları olmak üzere dört grupta toplandığını açıklayan Şamlı, bu delillerin Anadolu Ajansı başta olmak üzere birçok ajans ve basın kuruluşu tarafından desteklendiğini belirtti. Ayrıca, Gazze'deki saldırılara maruz kalan ve tanıklık eden mağdurların noter huzurunda tespit edilen beyanlarının da dilekçede yer aldığını ifade etti.
Şamlı, uluslararası hukuka göre işlenen suçların başında gelen soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarının İsrail tarafından işlendiğini iddia etti. UCM'ye sunulan dilekçenin şimdilik 3 klasörlük delil içerdiğini belirten Şamlı, uluslararası toplumun ve hukukçuların birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Hukukçu, hak zemininde ilerlediği için güçlüdür. Hukukçular, birlik olunca daha da güçlüdür." dedi.
Son olarak, tarih ve insanlık önünde bir sınavdan geçildiğini ifade eden Şamlı, soykırımlara sessiz kalmanın tekrarlanmasına neden olduğunu ve bu sebeple soykırım karşısında susan herkesin insanlık vicdanında ve tarih önünde mahkûm olacağını belirtti. UCM'ye başvurularının, soykırımlar ve savaş suçlarına karışanların yargılanması için bir adım olduğunu ve bu sürecin takipçisi olacaklarını ifade etti.