Türkiyenin en çok okunan gazetelerinden birinde yarım sayfayı bu kadar verimsiz kullanması sebebiyle eleştirdiğim, bir de nasıl bir dünya görüşüne sahip olduğunu anlayamadığım bir yazar var, Melih Aşık. Yazıları kamu arazisi boyutlarında olan ve çoğunlukla CHP milletvekillerinin günlük maceralarını yayınlayan yazar, arada bir de kulağına gelen dedikoduları paranteze alıyor. Geçen Cumartesiydi, köşesinde Konya'da durum başlığıyla bir küçük anekdota yer vermiş. Diyor ki bu aşık kişi:Konya'daki 2. Organize Sanayi bölgesinde, dün öğle saatlerinde elektrik arızası baş gösterdi. Elektrikle çalışan işyerleri derhal Organize Müdürlüğü'nü aradılar. Bütün teknik elemanların cuma namazında olduğunu öğrendiler. Bizi arayan bir dökümhane müdürü dedi ki:-Döküm ergitme ocağımızda sıvı madenin donması yüzünden ciddi maddi zarara uğradık. Burası yüzlerce fabrikanın olduğu, binlerce insanın çalıştığı bir bölge. En azından bir teknik eleman nöbetçi kalamıyor mu? Köşede geçenler bunlar. Kendisinin söylemek istediklerini de dökümhane müdürüne sonradan söylettirmiştir, muhtemelen. Kim bilir böyle bir telefon ne MEDAŞ yetkililerine ne de Aşık kişiye gelmiştir, bir anda böyle bir haber köşeye düşüvermiş olabilir.Cuma, tesettür, oruç, türbe, kefen dağıtmak, haber konusu ise her zaman bu şehir akla gelir ya. Geçtiğimiz gün bizim gazetede manşette yer alan Konya Postası refikimizin bir haberinin ertesi gün büyük gazetelerden birinde Konyayı karıştırdı şeklinde yer alması gibi. G-String giyenler ve göbeği açık olanlar uyarılacak ki öyle olsa bile- haberini, toplumda infiale yol açması bakımından manşete taşımak ne kadar yanlışsa, Konyayı karıştırdı diye yalan haber yapmak, ardından ertesi gün Konya Postası dünkü haberi yalanladı şeklinde yapılan çirkinliği utanmadan tekrarlamak Bu olsa olsa gayri ahlakiliği kökleşmiş bir kurumun habercilik anlayışıyla bağdaşır. Sözü uzatmanın ne anlamı vardır. İşte budur denilecek bir olay. Geçmişte kız öğrencilere tahsis edilen tramvay hadisesinde olayı Konya Federal İslam Cumhuriyetine kadar vardırmakla aynı bakışı yansıtmıyor mu olay ya da olaylar? Dünden bugüne bir arpa boyu mesafe alınmamış. Hadi bazı İstanbul medyası almadı, Konyanın havasını teneffüs eden, ucuz ekmeğini yiyip suyunu içen ispiyonculara ne demeli?Sorulsa kendilerine, kesinlikle, Konyaya yeni bir don biçme çabasında olduklarını görülecektir. Bizden önce imajımızı tartışacak, imajımızın Atatürk Türkiyesine yakışmadığından bahsedecekler. İstanbul gazeteleri ve televizyonları, ekonomik, kültürel, siyasi hangi konu etrafında Konyayı gündeme getirse, bir tarafından bu imaj meselesine giriliyor. G-string ve don gömlek ile ilgili bu haber üzerine Konya Postası yöneticilerinin ve muhabirinin sıkıntılı günler geçirdiğini biliyorum. Keşke yapmasaydık demişlerdir. Biz de keşke dedik ama söz ağızdan çıkınca, satırlar sayfalara dökülünce yapacak bir şey kalmıyor. Konya Büyükşehir Belediyesinin üzerinde aylarca çalıştığı ve bir tomar para verdiği Türkiyede Konya İmajı araştırması biliyorum, bir hayra vesile olsun diye yapıldı. Akyürekin niyeti Nadide Sultanın sanatçılığına vurgu yapmak değildir. Konya nasıl adam gibi tanıtılır? çabasından başka ne olabilir? Kötü niyetlilerin Konyayı, Konyalıyı sevmediğinden, bu şehirde yaşamaya mecbur olmasalar, koyup gideceklerinden hiç şüphe yok. İyi niyetlilerin ortaya çıkarılması için kötü niyet sahiplerini ifşa etme zamanı. Konyanın koynunda beslediği yılanlar, daha fazla eziyet etmesin bu millete, bu şehre Görünen o ki, İstanbul medyasının bu şehre ilgisi (!) devam edecek. Bari onların temsilcileri bu ilgiye alet olmasınlar. Bu şehre ihanet kolaydır, şehri sevmek, gerçekten sevmek ise bir o kadar zordur.