Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandıkları gerekçesiyle aralarında 63'ü tutuklu 86 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savunmalarıyla sürüyor.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında oluşturulan binadaki salonda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada savunma yapan, tutuklu sanıklardan Abdurrahman Kart, ByLock programını kullanmadığını iddia etti.
Meslek hayatı boyunca devletten başka hiçbir gruba hizmet etmediğini savunan Abdurrahman Kart, "Sıralı amirlerimden başka kimseden emir almadım. Açığa alındığımda üzerime ait telefonu kendim teslim ettim. İddianamede yer alan telefon numarası bana ait ama kesinlikle ByLock kullanmadım." dedi.
Tutuklu sanık Abdülkadir Güler de 18 Temmuz'da açığa alındığını, iddianamede yazılı telefon numarasının kendisine ait olduğunu ancak ByLock programını kullanmadığını savundu.
Tutuklu sanık Erdal Yıldırım ise kanunlara aykırı şekilde görevinden uzaklaştırıldığını iddia ederek, şöyle devam etti:
"Kanunlara aykırı şekilde evimde yapılan aramalarda bana ve eşime ait cep telefonu ve bazı eşyalara el konuldu. Bu aramalarda suç unsuruna rastlanılmadı. Ben ByLock kullanmadım, ayrıca iddianamede bu programı ne zaman kullandığıma dair bilgi bulunmuyor. Bu kapsamda tahliyemi talep ediyorum."
Tutuklu sanık Hüseyin Canlıoğlu da görevi boyunca herhangi bir adli soruşturma geçirmediğini anlatarak, "Sıralı amirlerimden başka kimseden talimat almadım. Örgüte ait olduğu öne sürülen bu programı kullanmadım." dedi.
- "Kendimden şüphem olsa, telefonu kaybederdim"
Sekiz yıllık polis memuru olduğunu ifade eden tutuklu sanıklardan İshak Kocamanoğlu da söz konusu programı medyadan öğrendiğini ifade etti.
Ektin pişmanlıktan yararlanacağını, bir bilgisinin olması halinde bunu mahkemeyle paylaşacağını anlatan Kocamanoğlu, "Zaten böyle bir suçlamayla yargılanmak zoruma gidiyor. Ben, böyle bir durumdayken kimseyi kollayacak halim de yok. Kendimden şüphem olsa suça konu olan telefonu kaybeder ve söylemezdim. Ama ben kendimi biliyorum. Böyle bir programı kullanmadık." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Mesut Ağaca da silahlı terör örgütü FETÖ'yle bir alakasının bulunmadığını öne sürerek, "Yıllar önce aldığım ve kullandığım bir hattır. İddianamede, örgüt elemanlarının sürekli hat değiştirdiği vurgulanıyor. Ben bu programı kullandıysam eğer hangi örgüt üyesiyle yazıştım, kiminle görüştüm? Bu bilgiler iddianamede yer almıyor. Kaçma şüphem yok, beraatimi talep ediyorum." dedi.
- "Eşim Suriyeli'dir, savaş mağdurudur"
Tutuklu sanık Murat Bilge, FETÖ üyesi olmadığını, Bank Asya'da hesabının bulunmadığını, ikamet adresinin sabit olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık Murat Dağdeğir de terör örgütü FETÖ davalarının asılsız raporlarla sulandırıldığını öne sürdü.
FETÖ üyesi olmadığını savunan Dağdeğir, şöyle devam etti:
"Ben FETÖ üyesi değilim, bu kapsamda da kimseden emir almadım. Daha önce bu programı kullandığı iddia edilen birçok kişinin güncel ByLock listelerinde isminin bulunmadığı ortaya çıkmışken bu listelerin güvenirliğinin sorgulanması gerekmez mi? ByLock programını yüklemedim ve kullanmadım. Ben ve ailem, bu süreçte mağdur edildi. Tahliyemi talep ediyorum."
Söz alan tutuklu sanık Recep Ali Baştopçu da emniyet teşkilatının farklı birimlerinde çalıştığını anlattı.
Baştopçu, meslekteki 20 senenin sonunda ihraç edildiğini dile getirerek, ByLock kullanmadığını öne sürdü.
Tutuklu sanık Resul Demir, iddianamede belirtilen telefon hattını 7 yıldır kullandığını ve telefonda ByLock bulunmadığını savundu.
Silahlı terör örgütü FETÖ'yle alakasının bulunmadığını dile getiren Demir, "Eşim Suriyeli'dir. Savaş mağdurudur. Sadece babamın emekli maaşından gönderdiği parayla geçimini sağlamaktadır. Mağduriyetimin giderilmesi için tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.
- "FETÖ üyesi olmayan birinin dershanelerinde çalıştığını gördün mü?"
Tutuklu sanık Reşit Yılan ise suçlandığı tarihte akıllı telefon kullanmadığını belirterek, sadece üzerine kayıtlı bir internet hattının bulunduğunu söyledi.
Bu hat üzerinden kimin ByLock programını indirdiğini ve kullandığının tespit edilmesini istediğini anlatan Yılan, akıllı telefonu ilk 2016 yılında kullanmaya başladığını, terör örgütü FETÖ ve herhangi bir terör örgütüne üye olmadığını kaydetti.
Yılan, polislik mesleğine başlamadan kısa bir süre önce coğrafya öğretmenliğini yaptığını ve Ankara'da bir dershanede bir ay çalıştığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Fikret Demir'in, bu dershanenin hangi kuruluşa ait olduğunu sorduğu Yılan, "Ben bu dershanede bir ay çalıştım, sonra kovuldum. FETÖ'ye ait olduğunu biliyorum." ifadesini kullandı.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Demir, sanık Yılan'a "Sen, FETÖ üyesi olmayan herhangi birinin bu dershanelerde çalıştığını gördün mü?" sorusunu yöneltti.
Sanık Yılan da "Gördüm efendim." şeklinde yanıt verdi. Savunmasını tamamlayan Yılan, tahliye talebinde bulundu.
Duruşmada söz alan tutuklu sanık Mustafa Kılıboz ve Zafer Okumuş da tutuklu kaldığı süre içinde mağduriyet yaşadıklarını ve ByLock kullanmadıklarını dile getirerek, tahliye talebinde bulundu.