Fatih Altaylı / HaberTürk
BİR meslektaşım, bir süre önce bir trafik kazası geçirdi.
Acil olarak en yakın özel hastaneye götürdüler.
Özel hastane, meslektaşımı eksiksiz bir muayeneden geçirdi.
Röntgen çekildi. MR çekildi. Beyin tomografisi çekildi. Gerekli tedaviler yapıldı.
Ertesi gün de hastaneden taburcu edildi. Taburcu edilirken de yapılan tetkik ve tedaviler için kendisinden 3 bin TL’nin üzerinde bir para talep edildi.
Meslektaşım bu parayı kredi kartıyla ödedi.
Ödedi ödemesine ama içine de oturdu.
Maaşına yakın bir miktardı ve ödemesi gereken kirası, taksitleri, kredi kartı borçları vardı.
Batmıştı. Yine de yapacak bir şey yoktu. Sağlıktan önemlisi olamazdı.
“Birkaç arkadaştan borç alır, üç beş ay sıkıntı çekerim” diye düşünüyordu.
Ama birdenbire bir mucize gerçekleşti.
Meslektaşımın tedavisini yapan özel hastaneden aradılar.
“Buyurun gelin, bize yapmış olduğunuz ödemeyi size iade edelim” dediler.
Meslektaşım şaşırdı. İnanmadı. Birinin şaka yaptığını düşündü.
Ama şaka değil, gerçekti.
Trafik Kanunu’nda yer alan bir maddeye göre, 7 bin liraya kadar olan acil tedavi masrafları Sağlık Bakanlığı Trafik Hizmetleri Döner Sermayesi’nden ödeniyordu ve hastane bu parayı oradan alarak meslektaşıma iade etti.
Bunu niye yazdım.
Şaşırıyoruz ya “AKP hâlâ nasıl bu kadar oy alıyor” diye.
En temel nedenlerinden biri bu.
Sağlık alanında yaptıkları. Vatandaşa sağladıkları kolaylık.
Yüksek maliyetine rağmen, sağlık konusuna ciddi kaynaklar aktarıyor, vatandaş memnuniyetini üst düzeye çıkarıyorlar.
Rejim hassasiyeti olmayan, politik davranış benimsemeyen kitleleri böyle kazanıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde sağlık sektöründe yatırımları olan ve Başbakan’a yakınlığıyla bilinen bir işadamı, şöyle bir laf etti: “Sağlık Bakanı tam bir komünist. Vatandaşı memnun edecek diye bizi batıracak. Başbakan’a kaç kez söyledim ama değişen bir şey yok.”
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın komünist olduğunu zannetmiyorum.
Ancak AKP’nin oy potansiyelinde ciddi katkısı olduğunu görüyorum.