İşte Dileri'in yazısından bölümler
Başlayalım...
Yalçın Ayaslı, ODTÜ'de okuyup Amerika'ya giden çok önemli bir bilim adamı. Eşi de öyle. Orada kurdukları şirketle ve aldıkları patentlerle ciddi bir servetin sahibi. Obama ile istediği zaman görüşme fırsatı bulan belki de tek TÜRK... İstanbul'da pek fazla durmazdı. Bodrum'u tercih ederdi. Özel görüşmelerini YATINDA yapardı. Açık denizde...
Çok etkili bir çevresi vardı. İçeride, dışarıda...
Sergei Brin, yani GOOGLE'un patronu AYASLI'nın Türkiye'de tek olan uçağını kullanıyordu. GLOBAL EXPRESS XRS'yi...
Bu uçak kalktığı gibi Amerika'ya inebiliyordu. Böylesine büyük ilişkiler içindeki Yalçın Ayaslı, lise mezunu olup olmadığı belli olmayan Faruk Bayındır ve 2009'a kadar hiç ismi bilinmeyen Avukat Halil İbrahim Koca ile ORTAK oldu.
TARKİM'i alarak...
HANGARLARINI gündeme getirdiğim TARKİM, o dönem ADANA'daydı.
İNCİRLİK'e yakın yani! Sonra İstanbul'a taşıdılar...
Kendisi kesinlikle RET ETSE DE Bayındır ismi MHP KUMPAS KASETLERİNDE geçiyordu. Devlet Bey söylüyordu. Diğer ortak Halil İbrahim Koca da garip işlerin içindeydi. Bayındır'ın ortağı olduğu için ismi MHP kasetlerinde gündeme geldi. Rıza Sarraf'ın avukatlığını üstlendi.
ŞİKE DAVASINDAKİ başrollerden biriydi.
Fenerbahçe bundan şikayetçiydi. Çünkü KOCA aynı zamanda EMNİYET'in avukatıydı. Ayrıca POLİS AKADEMİSİ'nde ders veriyordu! Başka bağlantıları da vardı ama girmiyorum...
Şimdi buradan FETÖ'de çok etkili olduğu halde pek bilinmeyen bir isme geçelim...
SİNAN DURSUN!
1990'da Polis Akademisi'nden mezun oldu. En yakınlarından biri 17-25'te ismini çok sık duyduğumuz Polis Müdürü HAMZA TOSUN'du! Sinan Dursun mezun olduktan sonra Amerika'ya uçuyor ve gelmiyor. İstifa edip İŞADAMI oluveriyor.
Ve evleniyor. ABD vatandaşı Jena Louise Luedtke ile...
Bayan Luedtke aynı zamanda GRAHAM FULLER ile çok yakın biri...
Graham'ın kim olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım... DURSUN, 17- 25 Aralık KUMPASINI ve Tayyip Bey'in ofisine yerleştirilen BÖCEK'in arkasındaki isim.
Pensilvanyalı'dan sonra ÖRGÜTTE çok ama çok yukarılarda bulunan biri...
Yazılacak çok şey var ama geçelim...
Kafanız karışmasın...
AHMET TÜRER...
Yardımcı erkek oyuncu. BAŞKOMİSER rütbesiyle gittiği Amerika'da tam 12 yıl kaldı.
Virginia Commonwealth Üniversitesi'nde Kamu Politikası ve Yönetimi bölümünde doktora yaptı. Geldi. Başbakanlık Koruma Şube Müdürlüğü'ne çöktü.
DURSUN ile sürekli teması vardı. Hiç kesilmedi, kesilemezdi...
Devam...
Ahmet Türer'in bir de BACANAĞI vardı. Yakınları ona "FUAT AVNİ" derdi. İsmi SERHAT DEMİR'di...
Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amiri oluverdi.
Arkadaki sistem tıkır tıkır işliyordu yani.
Böcek olayı patladıktan sonra Demir, görev yeri olan Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü'ne dilekçe yazarak tedavi amacıyla Almanya'ya gideceğini söylüyor. Gidiyor ama Almanya'ya değil AMERİKA'ya...
O gün bugün kendisini buralarda gören yok. Ya da ben bilmiyorum...
Yurtdışına gidenlerin pek çoğu gibi Demir de TARKİM HANGARLARINI KULLANIYORDU. Nasıl olsa orada polis ve pasaport kontrol yoktu. Giren de çıkan da DEVLETİN KONTROLÜ DIŞINDAYDI... Peki o hangarlardan başka kim çıkmıştı dersiniz?
Ekrem Dumanlı'nın ismi geldi. Galiba o da aynı geçişi kullanmış! Ama başkaları da var!
Mesela TUSKON denilince aklınıza kim geliyor? Evet! Rıza Nur Meral! Bu da TARKİM'den uçmuş ve kaybolmuş.
Tıpkı Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan gibi...
Liste uzun. Konumuz bu değil. Ama ileriki günlerde buraya da bakarız!
Asıl önemlisi Serhat Demir ile polis müdürlerinden Mutlu Ekizoğlu TARKİM'den kaçarken onları oraya GÜVENLİKLİ ARAÇLARLA KİM GETİRDİ? Kimler bu isimlerin kaçması için elinden gelen imkanları kulandı?
Devletin gücünü bunların yanına kim verdi?
ASIL MESELE BU!
Daha da ilginç olan bu isimlere DESTEK OLANLAR kimseden çekinmiyordu! DEVLET KENDİLERİYMİŞ GİBİ DAVRANIYORLARDI. Ama geldiler, araçlarıyla getirdikleri isimleri uçurdular.
Kimse duymadı bilmedi görmedi...
İstanbul'un göbeğinde hem de...
Neyse... Dağılmayalım kaldığımız yere dönelim...
AYASLI ile bu ekibi bir araya getiren, ortaklık kurduran AVUKAT KOCA idi. Arkasında kim olduğunu şimdilik bilmiyorum. Ama AYASLI gibi bir isim normalde bu ekibin içinde olamazdı. Ama AMERİKA devreye girince oluveriyordu.
AYASLI, TARKİM ve BORAJET'te bunlarla ortaktı. Yani Bayındır ve Koca ile... Resmen... Hikaye böyle başlamıştı.
Oysa Yalçın Bey ODTÜ'de yatırım yapan BİLİM adına önemli adımlar atılmasını sağlayan bir hayırseverdi!
Mezun olduğu okulu kendi haline bırakacak biri değildi! Elini hiç çekmezdi.
Ama neden olduğunu bilmesek de HAVACILIK'a merak sarmıştı. SABİHA GÖKÇEN'den DİYARBAKIR ve ADANA UÇUŞLARI yapıyordu!
Diyarbakır'da da pek bilinmeyen bir ABD ÜSSÜ vardı! Bu uçuşların bununla bir ilgisi var mıydı bilmiyorum. Ama gidiyordu.
Yalçın Bey'in ODTÜ'ye değer verdiği ortadaydı. Oradan mezun olanlara kapısını açıyordu. Zaten yeteneği ve aklı ortadaydı. Etrafında akıllı insanlar tutuyordu. Ve YALÇIN BEY YAZILIMA DA MERAKLIYDI!
Peki günlük hayatımızın içinde olan YAZILIM ne zamandır bizim gizli manşetimizdi?
Evet! 15 Temmuz'dan sonra!
Çünkü DARBECİLERİN KENDİ ARALARIDA BYLOCK isimli bir programla haberleştikleri ortaya çıktı. Koskoca Türkiye'nin yapamadığını DARBECİLER yapıyor ve ÖZEL YAZILIMLA ÖZEL KONUŞUYORLARDI. Bu sayının 215 bin olduğu açıklandı. FETÖ'ye yakın bu kadar insan bu yazılımla EMİR alıyor ve veriyordu... KALKIŞMA böyle geliyordu.
Ve 250 canımız gidiyordu... MİT bu yazılımı çözmek için uğraşıp duruyordu!
Gerçekleri söylemek gerekirse, bizden ileride oldukları açıktı! Ama bizim DEVLET KAĞNI gibi gitse de giderdi.
Ki Yıldırım GİBİLER...
Bu yazılımla ilgili TÜBİTAK'a girildi.
Çok sayıda kişi mercek altına alındı.
Sorgulananlar var. Üst düzey görevliler şu an tutuklu. Sorguları sürüyor. Devlet bu sistemin nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor. Hem yazılımı gerçekleştiren, hem de 215 bin kişiye yayanlar var.
Büyük organizasyon yani!
Tabii burada da ODTÜ ilişkisi garip bir şekilde devam ediyordu!
BYLOCK için çalışanlara baktığımız zaman, özel görevi olanların, ODTÜ'den mezun olduğu görülüyor. İsim vermek istemiyorum. Ama hepsi bilinen bir gerçek...
Bu KRİPTOLU YAZILIM TÜRKİYE'DE yazılmadı. Amerika'da yazılıp KODLAR halinde buraya getirildi. KANADA üzerinden de 215 bin FETÖ'cüye dağıtıldı. Amaç iz bırakmamaktı! Devlet uğraşıyor!
Kesinlikle iz bulacaklardır. Aksi mümkün değil. Ama ben bir şey eklemek istiyorum... Bence bu da katkı olur! Hem de önemli...
YAZILIMI GERÇEKLEŞTİREN AMERİKALI VE TÜRK EKİP, YALÇIN BEY'İN UÇAĞINDA UÇUYORDU!
Sanırım Ayaslı da vardı. Ne zaman 15 Temmuz'dan önce... Zaten AYASLI'nın uçağındaki AMERİKALILAR hiç eksik olmazdı.
Hepsi YAZILIMCI değildi üstelik.
Çok sayıda AMERİKALI asker de uçardı. Mesela şimdi internete girin bakın, BORAJET'in ADANA'DAN BEYRUT'a uçuşu var!
Bunun ticari olarak açıklanabilecek bir yanı var mı? Varsa da ben bilmiyorum...
Durum bu!
Yazan yazana! Ben de bir şeyler yazayım istedim.
Benimki KRİPTOLU değil ama olsun... Belki işimize yarar!
Belli mi olur!