İşte Hasan Karakaya'nın ölümünden önce ''Yolsuzluk Soruşturması... Ekrem İmamoğlu: 4 - Battal İlgezdi: 1'' başlığı ile kaleme aldığı o yazısı;
DTK gibi “ne idüğü belirsiz” illegal bir kuruluşun “bildiri” yayınladığı; Selahattin Demirtaş gibi hem “devletten maaş” alan, hem de “farklı bir devlet” isteyen birinin bu “illegal bildiri”ye imza attığı bir günde, kalkıp da, yeniden “Beylikdüzü’nün CHP’li Belediye Başkanı”ndan söz etmek istemezdim...
Haa, yazacaktım da;
Daha sonra yazacaktım!..
Ama, görüyorum ki;
“Ekrem İmamoğlu’nun beslediği köpekler” fena halde azmışlar, “tasma”larını ve “zincir”lerini ha kopardılar, ha koparacaklar!..
Bu durumda, gel de yazma!..
Size bir şey söyleyeyim mi;
Aslında, “köpek”leri çok severim...
Çünkü, “sadık”tırlar...
Çünkü, “yal” yedikleri kaba, asla sıçmazlar!..
Ama, “köpek”lerin en kötü tarafı, “sahibinin sesi” olmalarıdır!..
Hikâyeyi biliyorsunuz...
Adamın biri, sokakta dalgın dalgın yürürken; farkında olmadan, yolun ortasında yatan bir köpeğin “kuyruğuna” basmış!.. Ve tabiî, can havliyle havlamış köpek!..
Adam şaşırmış...
“Hayret” demiş;
“Ben köpeğin kuyruğuna bastım!.. Ama ses, ağzından çıktı!”
Şöyle bir düşünüp, “teşhis”i koymuş:
“Kuyruğuna bastığım halde ağzından ses çıktığına göre, demek ki; kuyruk ile baş arasında bir bağlantı var!”
Şirinevler’den “Muhittin Amca”mın aktardığı bu hikâye, Bedii Faik’e ait... Yarım asır kadar önce yazmış!..
Ve fakat; hem tazeliğini, hem de güncelliğini koruyor!..
İMAMOĞLU’NUN BESLEMELERİ
Hikâye, Beylikdüzü’nde yaşıyor...
Biliyorsunuz;
24 Aralık Perşembe günkü yazımda; “Beylikdüzü’nün CHP’li Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu” hakkında çeşitli iddialar gündeme getirmiştim...
Sormuştum kendisine;
l “Beykonakları olayı nedir?”
l “Belediyenin amblemi niye değişti?”
l “Gül İnşaat’a bu ayrıcalık niye?”
l “Gazetecilere kaç para verdin?”
Bu sorular karşısında Başkan İmamoğlu’nun yapması gereken nedir?.. Ya “açıklama” gönderir, ya mahkemeye müracaat edip, eğer haklıysa “tekzip” yollar, ya da “dâvâ” açar, değil mi?..
Ama, İmamoğlu; tüm bunları yapmak yerine “besleme”lerini salmış üzerime...
Anlayacağınız;
Ben İmamoğlu’nun kuyruğuna bastım, ses “beslemeler”den geldi!..
İmamoğlu, bunları iyi “beslemiş” olmalı ki, “çok iyi havlıyorlar” ve tüyleri de parlak mı parlak!..
Yalnız, kendilerine bir tavsiyede bulunacağım: Tamam, “sahibinin sesi” olarak havlıyorsunuz da; hiç olmazsa boynunuzdaki “kırlangıç” amblemli “tasma”yı çıkarsaydınız!..
Hem “sahibinizi” ele veriyorsunuz, hem “kimin beslemesi” olduğunuzu!..
Haa, onlar “havlıyor” diye, elbette susacak değilim... Öyle ya; ne “köpek”ler gördüm ben!.. Onlardan tırsmadım ki, bunlardan tırsayım!..
Adlarını vermiyorum ki, benim üzerimden “reklâmlarını” yapmasınlar!..
İLGEZDİ’YE 4 BASAR!
Her neyse...
Biz “İmamoğlu’nun ‘Saldır Co’ları”nı bir kenara bırakalım da, “İmamoğlu dosyası”na yeniden dönelim...
Öncelikle şunu söyleyeyim:
Hani, adı; Türk siyasi tarihine “Rezidans Kraliçesi” olarak geçen “devrimci”(!) Gamze Akkuş İlgezdi vardı ya... Hani, onun kocası CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi vardı ya... İşte bu Battal İlgezdi hakkında, “sadece bir soruşturma” açılmışken, CHP’li Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “4 ayrı soruşturma” açılmış iyi mi...
“Müfettiş raporu” üzerine açılan “4 ayrı soruşturma”nın en çarpıcı olanları da, “Beykonakları” ve
“İmamoğlu Sitesi” imiş!..
Ne ilginç değil mi;
Bu iki inşaatı da, İmamoğlu İnşaat yapmış!.. İşbu İmamoğlu İnşaat; “9 dönüm yeşil alanı” yani “Gezi Parkı’nın yarısı” kadar bir alanı işgal etmiş!..
Bay Başkan’ın halen ikamet ettiği “Beykonakları Sitesi”nin önünde, “3 bin metrekare yeşil alan işgali” devam ediyormuş!..
Heyy “Gezi zekâlı”lar,
Heyy “çevreci” geçinenler!..
5-6 ağaç için Türkiye’yi “yangın yeri”ne çeviren sizler, “yeşil alan işgali”ne karşı niye suskunsunuz?..
Sizi gidi “sahtekâr”lar sizi,
Sizi gidi “ikiyüzlü”ler sizi!..
Görüyorsunuz ya;
Başkan CHP’li olunca, “tık” yok!..
DİĞER BAŞKANLAR YARGILANIYOR!
Efendim; “Beykonakları’ndaki işgal” için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Danıştay’ın kararları olmasına rağmen, halen “yıkım” yapılmamış!..
Haa, İmamoğlu’ndan önceki Başkan Yusuf Uzun döneminde sitenin girişleri yıkılmış ama İmamoğlu, buraları “demir çitlerle” tekrar kapatmış!..
İçişleri Bakanlığı da, bu “işgal” ve “gasp” üzerine demiş ki;
“Yeşil alanın tel çit ile kapatma işleminin Beylikdüzü Belediye Meclisi’nin 2007-305 sayılı kararına istinaden yapıldığı beyan edilse de, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun belediye meclisine tanınan görev ve yetkileri kapsamında kamuya açık yeşil alanın güvenlik nedeniyle fiziki engellerle çevrilmesine imkan veren herhangi bir yetkisi bulunmadığından”, sorumlular Ekrem İmamoğlu (Belediye Başkanı), Mehmet Çakılcıoğlu (Teknik Başkan Yardımcısı), Levent Akalın (İmar ve Şehircilik Müdürü) ve Selma Bulut (eski İmar ve Şehircilik Müdürü) hakkında soruşturma izni verilmesine karar verildi.”
Hayli enteresan değil mi;
“Bu işgale göz yummak ve görevini kötüye kullanmak” suçlamasıyla eski belediye başkanları Vehbi Orakçı ve Yusuf Uzun yargılanıyor ama, “işgalcilik ve gasp”la suçlanan CHP’li Başkan Ekrem İmamoğlu yargılanmıyor!..
Adalet mi bu?..
Vehbi Orakçı ve Yusuf Uzun başkanlar, “işgale göz yummak”tan nasıl yargılanıyorlarsa, Ekrem İmamoğlu da elbette yargılanmalıdır, yargılanacaktır!..
Hem de; “kendi işgaline göz yummaktan” yargılanacaktır, iyi mi?..
ALAVİRA-DALAVİRA!
Dedik ya; İmamoğlu hakkında “4 ayrı soruşturma izni” verilmiş... Bunlardan ilki ve en önemlisi Beykonakları meselesi.... İkincisi; Atatürk Bulvarı üzerinde ve yıkılan Pazar Pazarı’nın karşı köşesinde bulunan “İmamoğlu-2 Sitesi” ile ilgili... İmamoğlu, burada da “yeşil alanı işgal etmekle” suçlanıyor!..
“Üçüncü soruşturma” konusu da, “Cumhuriyet Mah. 678 Ada, 2 Parsel” önündeki yeşil bandın, “ticari bir işletme” tarafından işgal edilmesi... Başkan İmamoğlu, “bu gaspa göz yummakla” suçlanıyor!..
Daha bir sürü suçlama!..
Şimdi size; “beylikduzusakinleri.com” adlı internet sitesinden, Hasan Basri Akın imzalı bir haber aktaracağım...
Buyrun, birlikte okuyalım:
“Kamunun bir metrekarelik yerini sattırmayız” diyerek halkın teveccühünü kazanıp iş başına gelen Ekrem İmamoğlu’nun, ilk icraatının, kamuya ait yaklaşık 100 dönümlük araziyi hasılat paylaşımı yöntemiyle elden çıkarmasının altında derin bir rant hikayesi var.
İşte o meşhur ihalede söz konusu arsalardan biri olan; 142 ada 16 parselin, hem belediye kayıtlarında hem de tapu kayıtlarında olmadığı bilgisine ulaştık.
Olmayan arsa için ÇED raporu süreci başlatılması da cabası...
Ekrem İmamoğlu’nun Belediye Başkanı seçilir seçilmez ilk icraatı olan, kamuoyunda 100 dönümlük ihale olarak bilinen Megakent’ten başlayan Volvo durağına kadar uzanan ve dere yatağı ile bütünleşen 92.012,23 metrekarelik arsanın hasılat paylaşımı yöntemiyle satılması sonrası projeye “VİRA” isminin verilmesi ise işin tuzu biberi oldu.
Vatandaşlar; geçmişte, alavere dalavere yöntemiyle takas edilen bu projeye, yeni isminden dolayı “alaVİRA, dalaVİRA” yakıştırması yapmakta.
(....)
Devran dönüp Ekrem İmamoğlu iş başına geldiğinde, “Sattırmayız” diyenler (CHP’liler) aynı araziyle ilgili tüm yetkiyi -sınırsız olmak kaydıyla- Belediye Başkanı’na vererek dümeni tam kırdılar ve
“VİRA” dediler.
İhale gerçekleşti.
Yapılan ihale herkese açıktı. Hasılatın yüzde 35’i belediyeye kalması kaydıyla Gül İnşaat Proje A.Ş. tarafından alınan bu ihalenin sözleşmesi kamuoyundan bugüne kadar gizlendi. Bu alana, ne kadar kapalı inşaat yapılacağının bilgisini kamuoyuna vermekten de “özellikle” imtina edildi.
“Beylikdüzü dosyası”nı, bugünlük, bu “haber”le noktalayalım ve Sayın İmamoğlu’na bir uyarıda bulunalım:
“Karşıma, kendiniz çıkın... İster tekzip veya açıklama gönderin ister mahkemeye verin!.. Ama, üzerime köpeklerinizi salmayın!.. Malûm; havlamasını bilmeyen köpek, sürüye kurt getirirmiş!.. Köpeklerine sahip çık!..
Haa bu arada; Akit’i bütün bayilerden toplatınca, gerçeklerin üstünün örtüleceğini zannetme!..” Bir çift söz de;
“Bu yazıları, Akit’e ilân verilmesi için yazdığımı” iddia eden “aptal, gerzek ve kuşbeyinli”lere... Salak herifler; Akit, “bazı yerel gazeteler” gibi, “tehditle ilân alan” bir gazete değildir!..
Bunu, ancak “Ekrem İmamoğlu’nun parlak tüylü beslemeleri” söyler!..
*************************************************
“Katil Devlet”ten... “Bağımsız Devlet”e!.. Devlet, daha neyi bekliyor?
l Ağrı Valisi Musa Işın’ın da “HDP’liler”le ilgili olarak dediği gibi; “Sen kendi çocuklarını Amerika’daki ya da İngiltere’deki pahalı ve lüks kolejler”de okutacak, “Diyarbakır’daki fakir-fukaranın okulunu” yakacak, camını kıracak, evini talan edecek, 70 yaşındaki adamı, size evini açmadı diye öldüreceksin!..
Sonra da, utanmadan; “Ben Kürdüm” diyeceksin!..
Hasss!.. Hadi ordan!..
l Selahattin Demirtaş’ından Figen Yüksekdağ’ına, Abdullah Zeydan’ından “Samanlık Devrimcisi Ertuğrul Kürkçü”süne varıncaya kadar, herhangi bir HDP’li, ABD’de veya Avrupa’da “devlet”e kafa tutabilir, “terör örgütü” kabul edilen örgüt ve liderlerine böylesine “övgü” yağdırabilir mi?..
Almanya’da “Hitler” lehinde, Amerika’da “El Kaide” lehinde, Fransa’da “Usame Bin Laden” lehinde konuşabilir mi?..
Hadi, erkeklerse konuşsunlar!..
Konuşanı;
Bacağından sallandırırlar, bacağından!..
Türkiye’de ise;
O kadar “özgürlük” var ki, “şımarıklık” serbest!..
“Devlete küfretmek” ve hatta “Katil” demek; dahası, “Bağımsız Devlet” demek serbest!..
Peki “devlet” ne yapıyor?..
Hiiçç... Aval aval dinliyor!..
Nereye kadar?!?..