İşte Sevilay Yükselir gerçeği - İZLE

Azılı bir AK Parti düşmanının, muhafazakar insanların siyasette, iş dünyasında, bürokraside kısacası hayatın herhangi bir alanında bir yerlere gelmesine tahammül edemeyen bir sözde gazetecinin dönüştürülme sürecini ibretle izleyeceksiniz.

Post Medya'da Sevilay Yükselir dosyası açıldı..."Bugün, Sabah yazarı Sevilay Yükselir'in 'patron sözcülüğü'ne uzanan serüvenini anlatmaya başlıyoruz" diyen Post Medya, Yükselir'le ilgili bir video yayınladı... Post Medya'nın haberi şöyle:

"Demiştik ya, Sevilay Yükselir ettiği ve ettirdiği hakaretler nedeniyle Postmedya'dan özür dileyene kadar onun gerçek yüzünü cümle aleme göstermeye devam edeceğiz diye.

İşte bugün, daha birkaç yıl önce balta girmemiş hakaretlerle saldırdığı Çalık Grubu'nun amiral gemisi olan Sabah'taki yükselişinin perde arkasını gözler önüne sereceğiz.

Size, Yükselir'in son derece ilginç ve gazeteciliğe sürülen kara lekenin en bariz kanıtı sayılması gereken bir videosunu izleteceğiz.

Video sadece 3 yıl öncesine ait.

Azılı bir AKP düşmanının, muhafazakar insanların siyasette, iş dünyasında, bürokraside kısacası hayatın herhangi bir alanında bir yerlere gelmesine tahammül edemeyen bir sözde gazetecinin dönüştürülme sürecini ibretle izleyeceksiniz.

Bilenler bilir, Sevilay Yükselir, Ufuk Güldemir döneminde Habertürk'te çalışırken kendisinin ‘kovulmak' adını vermediği bir şekilde ayrıldı ve Gazeteport'ta muhabirlik yapmaya başladı.

Turgay Ciner duygusal nedenlerle Fatih Altaylı'yı Sabah'a Genel Yayın Yönetmeni yapınca, Yükselir, Sabah'a muhabir olarak geçti.

Fatih Altaylı, Sevilay Yükselir'deki cevheri fark etmiş olacak ki, TMSF'nin 2007 yılında Sabah'a el koymasının ardından Onu da yanında Habertürk'e götürdü.

Habertürk Televizyonu'nda sadece Fatih Altaylı'ya sorulacak çanak sorular üzerine kurulmuş Çapraz Ateş adında bir program yapıyordu Sevilay Yükselir.

Tabi ‘Çapraz Ateş'in hedefinde nedense hep AKP, Ergenekon karşıtı liberaller ve mütedeyyin insanlar oluyordu.

İzleyeceğiniz video 2008 yılının Şubat ayında Habertürk'te yayınlanan bu programdan küçük bir kesit.

Yine Fatih Altaylı ile karşı karşıya oturmuş, bu kez Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'nde edebiyat dünyasının ünlü isimlerine verdiği yemek davetini konuşuyorlar.

Yemeğe Selim İleri, Adalet Ağaoğlu, Elif Şafak, Rasim Özdenören ve Hilmi Yavuz gibi isimler katılıyor.

Fatih Altaylı, yemeğe katılanlarla ilgili öyle laflar ediyor ki, freni boşalmış kamyondan farkı yok.

Tabi asıl derdi Abdullah Gül gibi eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olması.

Çankaya Sofrası'nda içki içmedikleri için edebiyatçılara demediğini bırakmıyor.

Hakaretin, aşağılamanın bini bi para!

Şimdi Genel Yayın Yönetmeni olduğu gazetede köşe yazarı olan Elif Şafak'a ağza alınmayacak hakaretler ediyor.

Karşısında ise sürekli kıkırdayan ve çanak sorularla önünü açan Sevilay Yükselir var.

Sevilay Yükselir de Altaylı'dan geri kalmıyor.

Edebiyatçıların içki içmemeleriyle dalga geçiyor ve onları yalakalıkla suçluyor.

Hani kendisine söylemediğimiz halde ‘Bana yalaka diyemezsiniz' diye feryat ediyordu ya, o yalakalık işte.

Fatih Altaylı ayarı iyice kaçırıp, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le ve namazla dalga geçmeye başlıyor: “Keşke yatsıyı da beraber kılsalardı Abdullah Gül'le. ‘Efendim hadi hep beraber namaz kılalım' diye. Ya da Abdullah Gül deseydi ki, ‘Madem ki içki içmiyorsunuz. Belli ki Müslümansınız. Hadi bi yatsı kılalım' deseydi, bakalım kaç tanesi ne yapacaktı?”

Ancak, bu konudan bağımsız olarak değerlendirildiğinde herkesin altına imza atması gereken şu tespiti yapıyor: “Gittiğin yerde kemikli duracaksın. Kimliğinden kişiliğinden ödün vermeyeceksin.”

Biz merak ediyoruz, sadece birkaç yıl önce bu denli AKP düşmanı olan sen Sevilay Yükselir, Sabah'a giderken yanında hangi değerlerini götürdün?

Kimliğin ve kişiliğin hala yanında mı?

Ya kemiklerini hissedebiliyor musun?

Peki Sabah'ta veya patronla bir araya geldiğin ortamlarda gönlünce şarap içebiliyor musun?

Aydın Doğan'ın sözcülüğüne soyundu diye dalağından girip yatağına yaptığı çişinden çıktığın Ahmet Hakan hakkında yazarken, ‘Ya ben kimim' diye soruyor musun kendine?

Soramazsın Sevilay Hanım.

Sabah'a hangi değerlerini götürdüğünü görmek için yazı arşivine şöyle bir göz gezdirmek yeterli.

Üstad Necip Fazıl'ın o eşsiz romanında, Reis Bey'in haksız yere hakkında idam kararı verdiği gencin son sözleri vardır ya: “Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz” diye.

Sen anlayamazsın Sevilay Yükselir.

Çünkü vicdan kariyeristlere göre bir şey değil.

Sen Postmedya'dan özür dileyene kadar devam edeceğiz!

Yarın, Sevilay Yükselir örneğinde, patronların sözcülerini neden karşı mahalleden neden seçtiğine cevap arayacağız…

İşte Sevilay Yükselir'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le dalga geçtiği o video: