Önceki akşam AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “I. Yerel Kadın Platformu”nun yemeğine katıldım.
Hanımlar beyleri bekletmeye alışmış olmalılar ki bu alışkanlığı hemcinsleri karşısında da gösterdiler. 18.00’de başlayacak yemek, saat 19.00’a geldiğinde ancak başlayabildi.
Sosyal ve siyasi organizasyonlarda sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket ederek bütün kadınları kucaklamayı düşünen Kadın Kolları Başkanı Fatma Ünver, sivil toplum örgütlerinden beklenen katılımın olmadığını görünce hayal kırıklığı yaşadı. Haydi rakip partileri bir kenara bırakın STK’ların kadın yöneticilerinin ilgisizliğine ben de bir anlam veremedim.
İlgisizliğin iki nedeni olabilir; birincisi kadınların günlük meşgalelerden sosyal hareketliliğe katılamaması, ikincisi de politize olmaktan korkma durumu. Ne zaman kalburüstü isimlerle bir araya gelsem, bu şehirdeki parti, cemaat ve diğer organizasyonların dağınıklığından ve çekişmelerinden bahsedilir. ‘Başkasından bana ne’ anlayışının iflas ettiğini bir gün göreceğiz ama inşallah geç olmaz.
Programın başlamasını beklerken bir sıkıntı basmış olacak ki, kapıdan girenlerin kılık kıyafetine ve masa üstündeki nesnelere gözüm takıldı. Sarmadan meyveye ne ararsan vardı, hepsi itinayla yerleştirilmişti. Meşrubat seçiminde de anti-Amerikancı bir çabanın gösterilmiş olması sevindiriciydi. Konya mutfağının baş tacı olan bamya çorbası, su böreği, etli pilav vs. yemekleri görünce şaşırmadım değil. Artık gününün çoğunu evinden uzakta geçiren modernlik düşkünü Müslüman kadınlarımızın da kutlamaya başladığı Dünya Kadınlar Günü’nde Fransız mutfağından liyonez patates ve yanında krem renvörse yiyebilirdik. Farklı bir mönü için hazırlamışım kendimi nedense?
Yemekten sonra slayt gösterisi de “Tsunami sonrası acı çeken kadınlar için yapılmış” görüntülerle geçiştirildi. Etkili bir sunuş da olmadı. Çekilen görüntüler yerel görüntülerden seçilseydi daha anlamlı olur diye düşündüm. Bu tarz yapımları eniştemiz İsmail Özkan’a verseler daha iyi sonuç alabilirlerdi.
Konuşmalara gelince Fatma Hanımın davetliler arasındaki performansını kürsüde göremedik. Programa katılarak büyük cesaret sergileyen Refik Tuzcuoğlu ve Şaban Çalış beylerin performanslarına diyecek yoktu. Tuzcuoğlu Başkan, “Kadınların hak ettiği katılım imkanının kendilerine sağlanması gerekir” dedikten sonra eğitim ve fırsat eşitliğinden de söz etti ki, AK Parti’nin seçimlerden bu yana söylemini unuttuğu, gündemine almadığı bir konu olarak dikkat çekiyordu. Kendisini samimi ve cesur açıklamasından dolayı kutluyoruz. Bu arada masada kendi telefon numaralarını hatırlayamayan hanımlara gözüm takılmışken Şaban Bey, içinde bulunduğu günün tarihini karıştırınca, misafirleri güldürmeye başlamıştı bile. Çok komik bir doğrusu. Kendisi salona girince hiç erkek olmamasından ürkmüş ve masada oturduğu süre içinde korkudan titremiş!? Bu sebeple midir bilinmez biz kadınlara bir gaz verdi ki bir daha erkeklerin arasına karışamayacak zannettik. Neyse ki salonda birkaç muhabir ve sadece Refik Bey’in olması onu bu durumdan kurtardı. Söz buraya gelmişken gözlerimiz Ali Sürücü, Tahir Akyürek, Adem Esen, Mehmet Hançerli gibi isimleri aradı. Benim gibi herkes bu notu bir kenara düşmüştür.
Gelelim geceyi teşrif edenlerin kıyafet tercihine. Genelin tercihi bu tür toplantıların vazgeçilmezi döpiyesler olmuş. Salonda Emine Erdoğan tarzını benimsemiş şık bir hanım göze çarpıyordu. Meram ilçe teşkilatından Hasibe Eken hanımın bayan Erdoğan’ın stilinden ayrı tarafı sadece etek boyu idi. Nerede ne giyeceğini iyi bilen arkadaşımız Humeyra Altınok ise yine farkını hissettiriyordu. Bu kadar şık hanımın arasında kendisini fark ettirenleri seçmek zor oldu. Meram Belediyesi Hanımlar Meclisi Başkanı Akar Semerci ise kapşonlu siyah bluz, beyaz ceket ve siyah kapri giyerek spor tarzı tercih etmiş nedense…
Ev sahibesi olan Fatma Ünver’in kıyafetini de merak eden olduysa, etkileyici olmadığını belirtmekle yetineyim. Konya’nın hanım edebiyatçılarından Hüzeyme Yeşim Koçak hanımefendi de her zamanki zerafetini ve sadeliğini korumuş.
Yazımı noktalarken gecenin şıklarından sonra “kırmızı ceketli,taşlı siyah çizmeli bayan” dediğimde salonda bulunan herkesin anımsayacağı kişiyi gecenin rüküşü ilan ediyorum.!!!
Her zamanki afili halinden sıyrılmış siyah sade takımın üzerine taktığı zarif işlemeli turkuaz eşarp ile geniş yakalı beyaz gömleği ve parmağındaki turkuaz taşlı yüzüğü ile gecenin en şıkı olmaya aday isimse, gazetemiz okurlarının yakından tanıdığı köşe yazarımız Kezban Bayık’tı. Tabii orada giyinip kuşanıp yiyip içtiğimizle kalmadık. Kezban hanımın kadın eksenli can alıcı tespitlerle yaptığı konuşma geceye anlam katan en şık konuşmaydı aynı zamanda.
I. Yerel Kadın Platformu, Dünya Kadınlar Günü’nde de olsa güzel bir başlangıçtı.