Sabah gazetesini karıştırırken karşıma çıktı. Bir yabancı yazar, “Kovulmak hayatımın en güzel şeyi, iyi ki kriz var” demiş...
Ve eklemiş, işsiz kalan kişi yeni ufuklara yelken açabilmeli. Kendini yeniden keşfedip, neler yapabileceğini görmeli. Aslında bir şans daha verilmiş kendisine. Olaya bu tarafından bakabilmeli...
Nihayet benim gibi düşünen birisini daha gördüm...
Düşünsenize bir...
Bir kuru fasulye lokantasında iş buldunuz. Haftanın 6 günü sekiz – on saat masalara kuru taşıyorsunuz. Pazar günü de bir haftanın yorgunluğuyla yatıp kalıyorsunuz. Derken yeni bir hafta ve ömür boyu sizi patronunuz kovmasa bu böyle sürüp gidiyor...
Oysa sizin de hayalleriniz var, ama hayat bu hayallerinizi denemenize bile fırsat vermiyor...
Bir gün kuru satışları düştü diye patronunuz eleman azaltma kararı alıyor ve siz işsizsiniz. Hele bir de namuslu birisiyse patronunuz ve tazminatınızı elinize verdiyse...
Üzülmeye gerek yok...
Birkaç gün dinlenip, ne yapabileceğinize karar veriyorsunuz.
Bir başka kurucuya beni işe al diye yalvarmaktan vazgeçip, örneğin pazarın bir kenarında limon satmayı veya bir merdiven altında ekmek arası balık satmayı niye düşünmeyesiniz...
Bir kuru fasulye lokantası da siz açsanız mesela...
Yapabileceklerinizi yapmak için...
Hayallerinizi gerçek hayata aktarabilmek için bunu bir fırsat bilmek gerekir...
Bugün kendileriyle başarılı diye röportaj yapılan pek çok ünlü işadamının çoğunun hayatında bu tip kırılmaların olduğunu bilmelisiniz...
Amerika’ya gidip bir petrolde pompacılık yaparak çalışma hayatına başlayan ve bir süre sonra çalıştığı petrolü alan ve daha da büyük yatırımlara imza atan nice sayısız Türk girişimcinin başarı öyküsü önümüzde dururken hele...
Dünyanın dört bir yanında Türklerin neleri başardığını bilmeden olmaz ama...
Çok önemli bir noktayı burada vurgulamak isterim...
Başarı tebdili mekânla da çok alakalıdır. Bu, bir ilçeden ile bir şehirden başka bir şehre veya Karatay sanayinden Tatlıcak sanayine geçmekle de olabilir. Yeni mekân; yeni kişiler, yeni ufuklar demektir...
Bu arada aslı var mı bilmiyorum, o civardan henüz geçip görmedim, ama Kurucu Kazımağa’nın oğullarından birisi babasının yanından ayrılıp hemen yanındaki dükkâna kurucu lokantası açmış. Karadenizli Kurucu Hüsrev’den çok daha kaliteli kuru yapmasına karşın şubeler açıp kurumsallaşmayı bir türlü beceremeyen Kurucu Kazımağa da böyle bir yolu seçmiş. Ne diyeceksin...
Hayırlı olsun...