Bazı kavramları ve kelimeleri kullanmaktan çekinir haldeyiz.
Her şey dava konusu yapılabiliyor çünkü.
O yüzden elimden geldiğince temkinli yazıyorum.
Evet, bu her şeye; milletin bugüne kadar değer verdiği kutsalları, destanları, efsaneleri giriyor ve bir bakmışsınız operasyonların adı olabiliyor.
Neden bahsettiğimi anlamış olmalısınız.
“Ergenekon operasyonu” ve “davası”
Davanın haklılığı, ya da haksızlığı konusunda bir şey söylemiyorum.
Ona yargı karar verecek.
Darbe girişiminde bulunanlar, demokrasiyi sekteye uğratmak isteyenler varsa, onların yargılanmasından daha doğal bir şey olamaz.
Türkiye’nin önünün açılması için bunun sonuna kadar yanında olmalıyız.
Ancak, bu operasyona verilen isim çok yanlış seçilmiştir.
İçeriği ne olursa olsun, “Kabe operasyonu”, “İstiklal Marşı operasyonu” diyemeyeceğimiz gibi, “Ergenekon operasyonu” da diyemeyiz.
Tarihe ve değerlerimize sahip çıkmak adına bunu böyle söylemek çok yanlış.
Örgüt elemanları, üyeleri ne ad koyarsa koysun böyle bir isimle çıkmamalıydı kamouoyuna operasyon.
Çünkü çocuklarımız, bu isimleri bir operasyonla birlikte hatırlayacaklardır.
O yüzden yanlış seçilmiştir operasyonun adı..
Muhtemelen bu ismi de bizim anlı şanlı medyamız verdi.
Anlı, şanlı derken sadece bir kısım medya grubunu kastetmiyorum.
Artık karşı tarafta maalesef bu anlı şanlı medya ile aşık atarcasına, çok kötü bir demokrasi imtihanı vermekte.
Oysa ki Ergenekon bir efsaneydi hepimiz için.
Çocukluğunuzu bir hatırlayın hele.
Hatta Ergenekon’un kahramanları kimlerdir diye sorsalardı bize, çok rahatça:
En başta “Tarkan” derdik, kurduyla maceradan maceraya koşan…
Sonra tarih millet için bir bütündür bilinciyle, “Battal Gazi”, “Malkoçoğlu”gibi Türk kahramanlarını da sayıverirdik, çocuk aklımızla.
Biz bu güne kadar Ergenekon’u tarih kitaplarından böyle bilirdik.
Türkler Ergenekon’dan çıkmışlar yüzyıllar önce.
Bir kurt yol göstermiş efsanenin söylediğine göre.
Aralarında ne Ülkücüsü varmış, ne İslamcısı, ne Kemalisti, ne solcusu, ne sağcısı o zamanlar.
Tek dertleri buradan çıkmakmış.
Efsane bu ya Türkler eğer Ergenekon’dan çıkamasaymış, orada öylece kalsalarmış, tarih sahnesine de çıkamayacaklarmış.
Ama “Ergenekon”dan çıkmışlar niyahet bir günü “Börteçine” adlı bir kurdun yolbaşcılığıyla ve tüm dünyaya nam salmışlar.
Anadolu’yu yurt edinmişler, ilk önce.
Sonra Batı’ya uzanmış “bir kısrak başı” misali Türkler.
Tam altı yüzyıl, dünyaya nizam vermişler.
Batıyla mücadele etmişler.
Batıyı dize getirmişler.
Nizamı alem, ilayı kelimetullah demişler.
Gittikleri her yerde adım adım adaleti işlemişler.
Mamur kılmışlar, her mahalleyi, her sokağı.
Üç kıtaya götürmüşler İslam kardeşliğini ve Türk barışını.
Ve gün gelmiş, yenik düşmüşler Batılılara..
Yavaş yavaş çekilmişler ilk ikamet yerlerine, Anadolu’ya.
Tutunacakları tek yer burası olmuş.
Milli mücadele vermişler, kadın, çocuk, yaşlı demeden.
Müderrisiyle, memuruyla, askeriyle, mekteplisiyle düşmanın üzerine yürümüşler, Dumlupınar’da, Sakarya’da.
Ve son bağımsız Türk devleti olarak bütün mazlum milletlerin yine öncüsü olmuşlar bu savaşla.
Bu yüzden İkinci Ergenekon’du İstiklal Harbimiz.
Ve onlar kendilerine, ne Ülkücü, ne İslamcı, ne Kemalist, ne solcu, ne sağcı diyorlardı.
Türklüğün ve İslam’ın son kalesini vermemek için kanlarının son damlalarına kadar savaşıyorlardı.
Biz Ergenekon’u hep böyle bilmek ve böyle anmak istiyoruz.
Çocuklarımıza da, aynı şekilde anlatmak istiyoruz.
O yüzden itirazım var bu operasyonun ismine.