Kendimi bu aralar iyilik meleği gibi hissediyorum. Özellikle Sayın Ahmet Şan’ın bir TV’de kendisine sorulan “aleyhinizde yapılan haberlerle ilgili dava açacak mısınız?” sorusuna “Olur mu öyle şey canım? Aynı şehrin, camianın insanlarıyız” demesinden sonra daha da yumuşak hissediyorum kendimi. Beni şeytanlaştıranlara inat melek muamelesi görmek gururumu okşuyor. Bizim gazeteye transfer olan Hızlı Gazeteci Veli Özkan’a da söylüyorum. “Artık maçlar başladı. Konyaspor’un saha başarısı her şeyden önemli. Sakin ol şampiyon!” diyorum.
Biliyorum gülümsüyorsunuz. Ama ironi yapmıyorum. Gerçekten yaptığım eleştirel ve olumsuz haberler nedeniyle oluşan algıyı yıkma çabası falan değil bu. Ruh hali sadece. O kadar.
HOLMEN BİTERSE…
Bir de yönetimin Holmen transferini bitirmek üzere olduğu yönündeki haberleri duyunca daha da melekleştim. Bu transfer yapılırsa Konyaspor yönetimi son derece başarılı bir transfer sezonu geçirmiş olacak. Holmen bu sezonun flaşı olur. İnşallah alınır.
Akhisar maçı sonrası Aykut Kocaman’a üç soru sordum. “Takım neden gerilemiş gibi görünüyor? Tam girecekken Traore’yi neden yerine oturttunuz? Ve transfer istiyor musunuz?”
Cevaplar: Sezon başında Manchester United bile bocalama yaşayabilir. Oyuna denge gelince korumak istedim. Eksikler dönecek, düzelteceğiz”.
İkinci soruya verdiği cevap hariç makul değerlendirmelerdi. Umarım özellikle iç sahada skor koruma zulmüne maruz kalmaktan kurtuluruz.
KAYSERİ’DE İŞ ZOR
Kayserispor kendi sahasında kazanmak isteyecek. Tolunay Hoca fevri ama iyi teknik adam. Seyircisiz de olsa kaybetmeye tahammül edemez. Ama bu deplasmandan beraberlik çıkabilir. İyi savunma bu işi çözer. Ama diyorum ya; geçen yıldan geriye gitmiş Konyaspor. Şu eksikler bir dönse daha rahat konuşacağız. Bir puan doğuyor içime. Bakalım görelim.