İzmir'deki organize suç örgütü davası

Organize suç örgütü kurarak "silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs ve kasten adam öldürme" gibi suçları işledikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 31'i tutuklu 69 sanığın yargılanmasına devam edildi- Tutuklu sanık Nadir Sönmez, Bayraklı'da 2017'de uğrad

İZMİR (AA) - İzmir'de organize suç örgütü kurarak maddi menfaat elde ettikleri, ayrıca "silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs ve kasten adam öldürme" gibi suçları işledikleri gerekçesiyle açılan davada 31'i tutuklu 69 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklar ve bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Manisa'da B.D. isimli kişinin evine atılan el bombasıyla ilgili olarak savunma yapan tutuklu sanık Nadir Sönmez, bununla ilgili talimatı firari sanık örgüt lideri Serkan Kurtuluş'tan aldığını iddia ederek, "Bana hedefteki evi gösterdiler ama ben el bombasını yanlış eve attım." dedi.

Bayraklı ilçesinde, 8 Aralık 2017'de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden iş adamı Gökhan Kalıpçı'yı öldürdüğünü anlatan Sönmez, 2012 ila 2016 yılları arasında cezaevinde kaldığını, buradan çıkmasının ardından Kurtuluş'un başkasının aracılığıyla kendisiyle iletişime geçtiğini iddia ederek, tutuklu sanık Lider Camgöz'ün, Kalıpçı'nın silahla ayağından vurulacağını ve bu iş için de kendisine teklifte bulunduğunu savundu.

Kalıpçı'nın fotoğrafını Gürcistan'da bulunan Kurtuluş'un internet üzerinden cep telefonuna yolladığını ileri süren Sönmez, olaydan bir gün önce Kalıpçı'yı öldürmek için olay yerine gittiğini ancak Kalıpçı'nın arabasına binmemesi üzerine bunu gerçekleştiremediğini belirterek, diğer gün yine aynı yere giderek Kalıpçı'yı öldürdüğünü itiraf etti.

- "Gökhan Kalıpçı'yı ayağından vuracaktım"

Bu cinayetle ilgili daha önceden emniyette detaylı ifade verdiğini anlatan Sönmez, "Gökhan Kalıpçı'yı ayağından vuracaktım ama aracındayken bir el ateş ettim, Gökhan öldü. Günahsız biriydi. Babası Mahmut Kalıpçı da şimdi burada. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Allah rahmet eylesin. Öldürme kastım yoktu sadece ayağına sıkacaktım. Bu saatten sonra vicdanımı rahatlatma derdindeyim. Paraya ihtiyacım yok." şeklinde savunma yaptı.

Kalıpçı ailesi avukatının "Gökhan Kalıpçı'nın hayatını tehlikeye atacak yerine neden sıktınız? Madem ayağına sıkacaktınız neden yüksek yerden ateş ettiniz?" sorusuna, Sönmez, "Geri zekalılığımdan ve paniklediğimden olabilir. Öldürme niyetim olsaydı, şarjörü boşaltırdım. 8 mermiyi de sıkardım. Olayı zaten kabul etmişim. Neden yalan söyleyeyim. Gökhan'ın babasından özür dilemeye bile utanıyorum." diye cevap verdi.

Sönmez, iki olayı da para karşılığında yaptığını ancak istediği parayı Kurtuluş'tan alamadığını anlattı.

- Kurtuluş'u "MİT elemanı" diye tanıştırmışlar

Tutuklu sanık iş adamı Cemal Aycan, bu dosyada sanık değil mağdur olması gerektiğini belirterek "kendisine çökerek" para almaya çalışan Kurtuluş'a para vermediği için burada yargılandığını öne sürdü.

Aycan, daha önce Kosova ve Hollanda gibi ülkelerde yatırım yapması nedeniyle yurt dışıyla bağlantısının olduğunu, Gürcistan'da da yatırım hedeflediği için B.D. aracılığıyla Kurtuluş'la tanıştığını anlatarak, "B.D, Serkan Kurtuluş'u konsoloslukla arası çok iyi diye tanıştırdı. Kurtuluş'un MİT'te FETÖ masasında çalıştığını söyledi. Serkan Kurtulmuş bana ilk tanışmamızda, Murat Boztaş'ın (tutuklu sanık) vurulma anını gösteren videosunu izlettiğinde şok oldum. Bu olayın ardından Serkan'la bağlantımı kestim ve bir daha Batum'a gitmedim." dedi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.

- İddianame

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameyle firari sanık örgüt lideri Serkan Kurtuluş ile 31'i tutuklu 69 sanık hakkında dava açılmıştı.

Organize suç örgütüne üye oldukları gerekçesiyle yargılanan sanıklara "suç işlemek amacıyla çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurdukları, yönettikleri ve bu örgüte üye oldukları, bu örgüt kapsamında maddi menfaat elde etme amacı güderek tehdit, hakaret, silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs, kurşunlama ve kasten adam öldürme" gibi suçlamalar yöneltilmişti.

Bazı devlet görevlilerinin bu suç örgütüyle bağlantıya geçerek, FETÖ soruşturmalarını etkilediğine dikkat çekilen iddianamede, "Çeşitli üst düzey kamu görevlileri ile siyasetçiler arasında FETÖ soruşturmalarında haklarında işlem yapılan iş adamlarına yönelik menfaat temin saikiyle ve örgütlü hareket edildiği, bir nevi kamuoyundaki tabirle 'FETÖ borsası' olduğu kuşkusu uyanmıştır." ifadelerine yer verilmişti.

Gündem Haberleri

Hatay’ın Yeniden İnşasına Öncülük Eden Başkan Altay’a Fahri Doktora Unvanı
MSB, teğmenlerin kılıçlı yemini için 'Mesele disiplinsizliktir' dedi
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 34 terörist etkisiz hale getirildi
Türkiye Diyanet Vakfı’ndan makam aracı açıklaması
Su borusu patladı, vatandaş arabasını yıkadı