Atiker Konyaspor'a iki sezon önce Danimarka'dan transfer olan giderek takımın değişmez oyuncusu haline gelen Jens Jonsson, “Konyaspor” dergisine konuştu. “İyiki Konyaspor’a gelmişim” diyen 25 yaşındaki başarılı orta saha oyuncusu kendisi için, “Savaşçıyım, kazanmayı severim ve iyi bir insanım” ifadelerini kullandı
Bize biraz kendinden bahseder misin ?
Danimarka'nın Aarhus şehrinde doğdum. 25 yaşındayım. Kız arkadaşımla yaşıyorum. Futbol oynamayı seven, Futbolun içerisinde olmayı çok isteyen ve bunu başaran; hayatın verdiği şans ile de futbol yolunda ciddi tecrübeler kazanarak yoluna devam eden, hayatı seven, deli dolu Danimarkalı biriyim.
Futbol macerası senin için nasıl başladı ?
4 yaşımdayken Futbol topu; tanıştım. Çocukluğumda da sürekli olarak Futbol oynardım. Benim için topla oynamak çok küçük yaşlardan itibaren büyük bir sevgiydi. Aynı zamanda basketbol ve hentbol da oynuyordum. Belki basketbolda daha iyiydim ama ben Futbolu tercih ettim. Danimarka'da aileler 4-5 yaşlarında çocuklarını spora kanalize ediyor. Yaşım ilerledikçe Futbolun içerisinde olmayı daha çok istedim. Herhangi bir kişi Futbolcu olmam konusunda beni teşvik etmedi veya buna zorlamadı. Her şey kendiliğinden gelişti.
12 yaşında ülken Danimarka'da Lyseng IF takımının altyapısında futbola başladığında hedeflerin nelerdi ?
IF Lyseng benim bölgemdeki en büyük ve en iyi takımlardan bir tanesiydi. Bana bir teklifte bulundular. Bir arkadaşımla birlikte IF Lyseng takımına katılmıştım. O takıma geçtim ve sonrasında takımımla birlikte şampiyon olduk.
Profesyonelliğe geçiş sürecin nasıl oldu? Profesyonel bir sözleşme önerildiğinde ne hissettin?
IF Lyseng takımında 15 yaşında olmadığım için herhangi bir kontrat yapılmadı. Yaşımı doldurduğum zaman kulüpte kontratlı oyuncu oldum. 15 yaşından 17 yaşına kadar altyapı takımlarında kontratlı bir şekilde oynadım. 18 yaşıma bastığımda ise artık profesyonel bir sözleşmem vardı ve A Takımla birlikte çıkmaya başladım. İlk profesyonel sözleşmenin önerilmesi, hayalimin gerçekleşmesi adına atılan bir adımdı. Gerçekten tarifi zor, harikulade duygular içerisindeydim. İlk maçımı Vejle takımına karşı Danimarka Kupası'nda oynamıştım.
Peki AGF Aarhus takımında sezona (başladıktan ve 4 maç oynadıktan sonra Atiker Konyaspor'a transfer oldun? Transfer sürecinden bize biraz bahseder misin?
Doğruyu söylemek gerekirse benim adıma çok güzel bir durumdu. İlk başlarda teklif geldiğinde Konya ve Konyaspor hakkında bir bilgim yoktu. Hatta menajerime 'Gitmesem l mi?' diye sordum. O dönem bazı alt liglerdeki Alman takımlarıyla da görüşüyordum. Daha sonra menajerim Fenerbahçe'de geçmiş yıllarda oynayan Nielsen, Türk Futbolu ve Türkiye hakkında çok güzel şeyler söyledi. Sonra bir araştırma yaptım. Büyük bir camia olduğunu, bir önceki sezon ligi 3.sırada bitirdiklerini ve UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele edeceklerini öğrendim. Bu da benim açımdan reddedemeyeceğim büyük bir teklifti. Böyle düşündüm. Şimdi düşünüyorum da, bu teklifi kabul etmemiş olsaydım eğer, kendi adıma belki de kariyerimi etkileyecek büyük bir hata yapmış olacaktım. İyi ki teklifi kabul etmişim ve buradayım.
Doğup büyüdüğün ülke dışında ilk kez başka bir takıma transfer olmuştun. Uyum konusunda sıkıntılar yaşadın mı? Bunları nasıl aştın? Kimlerden destek aldın?
Takım, uyum sorunu yaşamamam adına bana çok yardımcı oldu. Her ihtiyacımla yakından ilgilendi. Tabi ki de ilk kez doğup büyüdüğün ülke dışına çıkmak zor olabilir. Ama ben bunu söylemeyeceğim. Ben Danimarka dışına çıkmayı gerçekten çok istedim. 23 senedir Danimarka'daydım ve bu durumdan sıkılmıştım. Dışarıya çıkmak istiyordum. Danimarka'dan ayrılmak benim adıma çok büyük bir sıkıntı olmadı. Yeni bir kültüre ve ortama alışmak başlangıçta zordu. Bunları aşma adına medikal destekler aldım. Yeni bir ülkede olmak, yeni bir kültürü araştırmak, bunun bir parçası olmak ve Danimarka dışına çıkmak benim adıma güzel bir durumdu. Almanya'ya veya Belçika'ya gidebilirdim. Ama bu da Danimarka'dan farklı olmayacaktı. Çünkü hemen hemen her şey aynı. Yeni insanları ve yeni bir kültürü tanımak, Farklı bir deneyim oldu benim açımdan...
Futbolun çok sevildiği farklı bir ülkede, farklı bir takımda futbol oynamak nasıl bir duygu?
Harikulade bir duygu.. Türkiye'de futbol her şey demek. İnsanlar futbol için deliriyorlar. Danimarka'da 1-2 takımın iyi stadyumu ve iyi taraftar grupları vardır. Ama Türkiye'de her takımın çok güzel stadyumu ve ateşli taraftarları var. Bu da futbolu seven biri olarak inanılmaz güzel bir duygu.
Atiker Konyaspor’daki ilk sezonuna baktığımızda yine istikrar ve performans anlamında başarılı bir dönem görüyoruz. 4'ü UEFA Avrupa Ligi, 7'si Türkiye Kupası, 24'ü Süper Lig olmak üzere 35 maçta Forma giydin. İlk sezonun sana göre nasıl geçti?
Tabi ki de Danimarka dışındaki ilk senem olmasına rağmen benim adıma inanılmazdı. Çok maç oynadım. Bazı maçlarda iyi performans sergiledim ama bazı maçlardaki performansımdan da memnun kalmadım. Bazı ufak tefek sakatlıklar yaşadım. Bu da performansımı tam anlamıyla sergileyemememe neden oldu. Ama genel anlamda geçirmiş olduğum ilk sezondan mutluydum. İlk senemde ZTK'nı kazanmak hayatımda deneyimlediğim en harika ve unutulmaz anlardan birisiydi.
Oyun anlayışı, sistem Farklılığı, göz önünde olan bir ligdeki üst düzey mücadele, taraftarlar... İlk sezonunda seni zorlayan etkenler oldu mu?
Belki biraz daha zihinsel ve mental anlamda zorlukları vardı. Yeni bir takıma geliyorsun ve daha önce tanımadığın 25 yeni oyuncuyla bir aradasın. Anlaşma süreci biraz zaman alıyor. Kendi açımdan söylemem gerekirse yeni bir hoca, yeni bir stadyum ve yeni bir taktik anlayışı var. Yıldız oyuncu olmadığın için ilk başlarda biraz yalnızsın. Bunu atlatmak biraz zordur, ama ben takım arkadaşlarım sayesinde bu zorluğun üstesinden erken geldim. Kendimi bu konuda şanslı hissediyorum. Takımımız iki sezon UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele verdi ve sen de 12 maçın 8'inde Forma giydin. UEFA Avrupa Ligi'nde oynamak senin adına nasıl bir tecrübe oldu? UEFA Avrupa Ligi'nde ve Şampiyonlar Ligi'nde oynamak her oyuncunun hayalidir. UEFA Avrupa Ligi'nde iki sezon oynadık. Bu benim açımdan harikulade bir deneyimdi.
Baktığımız zaman koşan, mücadele eden, hırslı, antrenman maçında bile olsa kaybetmeyi sevmeyen bir yapıda olduğunu görüyoruz. Jens Jonsson kendini bize hangi 3 kelimeyle anlatabilir?
Savaşçıyım, kazanmayı severim ve iyi bir insanım.
Mevkiinde zorluk yaşıyor musun? Zorluk yaşamamak adına neler yapıyorsun?
Yaşıyorum tabi ki de. Ama bu konuda kendimi geliştirme ve daha az hata yapma adına herkesin söylediklerini dikkate alıyorum. Şimdi futbola bakış açım ve yelpazem daha da genişlemiş oldu. Kendime daha çok güvenim var. Bu da saha içerisindeki performansıma olumlu şekilde etki ediyor ve böylelikle daha iyi oynamış oluyorum. Takımımız adına ligde attığın tek gol iki sezon önce Adanaspor deplasmanında galibiyeti getiren goldü. O anı bize nasıl anlatırsın? Uzun süredir gol atmamıştım. Tabi ki de çok güzel bir duyguydu. Atiker Konyaspor için ilk golümdü. Bu golle galibiyeti getirmek inanılmazdı.
Kariyer anlamında daha yolun basındasın. Bundan sonrası için hedeflerin neler? Kendini nerede görmek istiyorsun?
Şu anki ilk hedefim Atiker Konyaspor'a en verimli şekilde katkı sağlamak. En faydalı olabilmek, performansımı arttırmak, takım başarısına katkı sağlamak benim için en önemlisi. Burada veya başka bir yerde bunu gerçekleştirmek istiyorum. Yeni ve güzel şeyleri deneyimlemek istiyorum. Kendi açımdan en iyisini yapmak istiyorum.
Antrenmanlar ve maçlar dışında kalan zamanlarında neler yapmaktan hoşlanırsın?
Dinleniyorum. Futbol aşık biriyim ve sahaya çıktığım zaman en iyisini vermek adına kendimi futbola hazırlıyorum. Seyahat etmeyi, yeni yerler görmeyi seviyorum.
Türkiye ve Danimarka büyük farklılıklar gösteren ülkeler... Neleri seviyorsun?
Öncelikle havasını seviyorum. Buradaki insanların futbola olan ilgisini, tesisleşmeyi, güzel stadyumları ve oralarda oluşan futbol atmosferini seviyorum. Ve bana göre en önemlisi de insanlar çok sıcakkanlı.
Takımda iki sezonu geride bıraktın. Son olarak taraftarlarımızla ile ilgili düşüncelerini alalım...
Tek kelime ile İnanılmazlar... Ben böyle bir şey daha önce hiç görmedim. Kötü oynadığımız ve hatta kaybettiğimiz maçlarda bile bizi daima destekliyorlar. Harikulade bir taraftara sahibiz. Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum.