Bir insana kırk gün deli dersen deli olurmuş ya, Kabine değişikliği de böyle bir şey galiba.
Kabine değişikliği, kamuoyu tarafından dillendirilmeye başlayınca 'o iş' geçte olsa mutlaka gerçekleşiyor. Bu konuda AK parti kongresinden sonra basının yönlendirmesiyle kamuoyunda böyle bir beklenti başlamıştı.
Başbakanı 1979 yılında tanıdım. İyi tanıdığımı da düşünüyorum. Başbakanı tanıyanlar da iyi bilirler, Başbakan ekibini çok dikkatli seçer ve sık sık ekibini de değiştirmez.
Benim tanıdığım başbakan kabine de değişiklik yapacak olsa da, bu konular, basının ağzına sakız olmuş ise, kesinlikle yapmaz. Birilerinin biz dedik başbakan yaptı diyerek itibar kazanmasına ve partinin yara almasına izin vermez.
Ancak bu dönem şartlar çok farklı. Bir tarafta üç dönem kuralı, diğer tarafta bir buçuk yıl sonraki belediye seçimleri var, birde bakanlar kurulundaki bazı bakanların Başbakan ve AK Parti grubu ile uyum sorunu da var.
Bu dönemde değişen bakanların tamamında uyum sorunu olmasa da başbakan bu değişikliği kişiselleştirerek surlarda delik açtırmak istemediğinden dolayı biraz daha geniş tuttuğu da açıktır.
Bu değişiklikten sonra yine zorunluluktan dolayı 2013 Kasım-Aralık aylarında yeni bir kabine değişikliği daha gelecektir. Eğer 3 dönemi dolduracak bakanları, Büyük şehirlere belediye başkan adayı yapmak istiyorsa yerel seçimlerden 4 ay önce bu bakanların değiştirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Seçimler 2015 yılında yapılacağına göre seçimlere kadar kabinede üç dönemi dolduran bakanların en az yüzde 80'i değişecektir.
Tüm değişiklikler taze bir kan olur inşallah. Bu değişiklikte ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun.
Başbakan ekibini çok dikkatli seçer ve sık sık ekipte değiştirmez demiştim ya, buna en güzel örnek Sağlık Bakanı Recep Akdağ”dır.
AK Parti hükümetlerinin ilk kurulduğu günden bu yana 11 yıldır Sağlık Bakanlığı yapmak ve bu alanda devrim niteliğinde reformlar gerçekleştirmek kolay bir iş değildir. Bu kadar uzun görev insanın dayanabileceği bir durumda değildir. Gerçekten çok yoruldu. 11 yılda sağlık alanında yapılanlar için Sayın Akdağ'a, yediden yetmişe hepimiz minnet borçluyuz.
Yerine getirilen isim birçoğumuzun yakinen tanıdığı Mehmet Müezzinoğlu. AK Parti İstanbul eski İl Başkanı ve sağlık alanını iyi bilen, başbakanın da yakından tanıdığı imam hatip lisesinde aynı sınıfı paylaştığı çalışma performansı yüksek bir isim.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın değişeceğini aralık ayında yaptığımız radyo programında bende ilan etmiştim. Çünkü değiştirilmeyi hak etmişti, can çıkmayınca huy çıkmazmış ya aynen öyle, yaptıklarını başbakanda partililerde savunamıyordu artık.
Şebi aruz törenlerinde Konya”ya gelmemek için alternatif törenler düzenletiyor ve törenleri sulandırıyordu, sayın bakan o günlerde olması gereken yer olan Konya”da değildi. Antalya”dan Konya”ya ve başbakana göz kırpıyordu. işte bardağı taşıran damlada bu oldu.
Sayın Günay'ın gitmesi de, AK Parti Genel Başkan Yardımcılığından Ömer Çelik'in yerine gelmesi de sürpriz olmadı. Bana göre bu değişiklik ve Ömer Çelik”in bakan olması da gecikmiş bir durumdu. Sayın çelik Yetenekli bir siyasetçi olduğu için AK Parti Genel Başkan Yardımcılığına kadar yükselmişti, bundan sonrada Kültür bakanlığına önemli katkıları olacaktır. İsabetli bir tercih olduğunu düşünüyorum. İnşallah Allah mahcup etmez.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in değişimi hiç kimse için sürpriz değil. Beklenen bir durumdu. İmralı ile başlayan görüşmelerde milliyetçi söylemleriyle sayın bakanın barış sürecinde sorun yaratabileceğini düşünülüyordu onun içinde hemen gitmeliydi ancak başbakan çok güveniyordu. Yerine görevlendirilen Muammer Güler İstanbul Valiliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yapmış, Mardin Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Başkanıydı.
Oda bize göre sürpriz olmadı. Muammer Güler, çalışkan, devleti iyi tanıyan bir isim ve Doğu kökenli. Bu alanı ve doğuyu iyi bilen, birikimi olan bir insan. Mutlaka bu yarışı daha ileriye götürecektir
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in değişmesi de sürpriz olmadı. Aslında Ömer Dinçer çok güzel hizmetlerde yaptı. Bazılarına göre de “Eğitimde reform yaptık” iddiasıyla ortaya çıkan bir hükümet Ömer Dinçer”e biraz daha fırsat tanımalıydı. Ancak sayın bakan çok büyük bir hata yaptı, “Reformun süngünün ucunda olduğunu unuttu” öğretmenleri karşısına aldı ve alt kesimle müthiş bir kopukluk yaşadı. eyalet büyüklüğündeki Konya ilini bile, Konya”da müdür kalmamış gibi vekil müdürlerle baş başa bıraktı. Dershaneler konusunda Başbakanla anlaşmazlığa düştü. Onun için değişikliğe çok şaşırmadım.
Değişiklikten iki gün önce sayın bakanın Yerine kim gelecek diye sorsaydınız Milli Eğitim Komisyonu Başkanı olarak tanıdığım Nabi Avcı”nın ismini söylemezdim. Basında Mahir Ünal ve Yalçın Akdoğan gibi isimler dolaşıyordu. Tahmin edilmeyen bir isim getirildi.
Ancak Nabi Avcı bu göreve layık, birikimi olan ve Sayın Başbakanın iyi tanıdığı bir isim. İnşallah öğretmenlerimizi Ömer Dinçer kadar rencide etmez. Öğrencilerin ve biz velilerin oyuncağı haline getirmez.
Ayrılanlara hizmetleri için teşekkür, Yeni atananlara başarılar diliyoruz.