Libya’da olaylar bir türlü bitmiyor, halk her gün isyan içinde olmasına rağmen Kaddafi isimli şahsiyet oturduğu koltuğa kazık çakmışçasına bırakmak istemiyor. Halkını öldürtüyor, petrol kuyularını bombalattırıyor, ağır silahlarını imha ettiriyor. Kısaca bu çöl bedevisi ve ailesi “yusuf yusuf” modunda.
Hele bir de Amerika ve Avrupa Birliği bu olayları görüp Kaddafi’ye bir diş biliyorlar ki sormayın gitsin... Bu yazımı yazarken ilk bombalamanın Fransa’dan geldiği ile ilgili haberleri okudum.
Amerika savaş gemilerini getirmiş, Libya’nın burnunun dibine koymuş. Bunun ne demek olduğunu çocuk bile anlar, kâhin olmaya gerek yok. Halkı “özgürlük” dedikçe tüyleri diken diken olan ve onları susturmak için her şeyi yapan Kaddafi’nin Amerika’nın kucağına oturması yakındır.
Maalesef.
Irak’ı anımsayın, Saddam Hüseyin de halkına zulüm ediyor denilerek, tam da ABD’nin bulunmaz fırsatı yakaladığı anda nasibini almıştı, aynı şekilde bu karışan Arap ülkeleri ve Ortadoğu da nasibini alacak bunlardan.
Yahu neden uzlaşamıyorsunuz, neden bırakıp gitmiyorsun?
Halkının sağduyusuna neden kulak vermiyorsun?
Neden, neden, neden?
Neden biliyor musunuz?
Çünkü bu toplumlarda birlik beraberlik ancak bu durumlarda meydana çıkıyor.
Aynı zamanda hepsine bakın, sözde demokrasi olan bu ülkelerde, hiç bir zaman demokrasi olmadı, sen halkının isyanını bastırmak için Afrika’dan paralı asker tut, halkını öldürt…
Ey Kaddafiii yaşatırlar mı seni?
Sadece Kaddafi değil… Yönetimde bulunanların neredeyse tamamı o koltuklarına yapıştıkça halk artık “dur” der. Demek zorunda Ya sonra? Sonrası işte bu olur…
ABD’de 65 milletten insan yaşar ama ülke bölünmez, neden? Çünkü yasalar buna müsaade etmez. Halkının özgürlüklerine karşı aşırı hassas.
AB denen ülkeler ve ABD’nin planları tıkır tıkır işledikçe de işte bu ülkeler bu şekilde olmaya mahkûmdurlar. Hal böyle iken Kaddafi’nin sonu da mutlak ve mutlaka yakındır.
Lakin bu saatten sonra Kaddafi’nin o koltukta oturma şansı yok.
Ne demiş atalarımız? “Keser döner sap döner, et kaçar kasap döner, gün gelir hesap döner.”
Hoşça, sağlıcakla kalın… Ama en önemlisi adam gibi adam kalın.