MERSİN (AA) - SEZGİN PANCAR - Hem doğallığı hem de hafifliğiyle öne çıkan Mersin'in yöresel tatlılarından kerebiç, lezzetiyle ramazan sofralarını süslerken, ev hanımlarına da ek gelir oluşturuyor.
Yılın her döneminde tüketilmesine rağmen özellikle iftar sofralarında ilgi gördüğü için "ramazan tatlısı" olarak ünlenen kerebiç, kadınların ellerinde şekillenen lezzetiyle damakları tatlandırıyor.
Aile bütçeleri için ek gelir oluşturmak isteyen ev hanımları, sabahın ilk ışıklarıyla soluğu imalathanelerde alıyor. Yorucu süreç, irmik, yağ, karbonat ve şekerin yoğrularak hamur oluşturulmasıyla başlıyor.
Dağılmamasına özen gösterilen kerebiç hamurunun içerisine, belirli ölçülerde ceviz veya Antep fıstığı katılıyor.
İçi doldurulduktan sonra "içli köfte" şekli verilen kerebiçler, çıtır çıtır olması için 70 derecelik fırınlarda pişiriliyor. Fırından, kurabiye kıvamında çıkarılan ürünler, çöven otu köklerinden yapılan kaymağın üzerine dökülmesiyle servis ediliyor. Kerebiçin üzerine, isteğe göre tarçın da ilave edilebiliyor.
Gerek doğallığı gerekse sindirimi yormayan hafifliği dolayısıyla tercih edilen kerebiç, yurdun dört bir yanından ilgi görüyor.
Ramazanda satışları büyük ölçüde artan kerebiçin fıstıklısının kilogramı 40 liradan, cevizlisi ise 30 liradan satışa sunuluyor.
- "Çocuklarımı kerebiç geliriyle büyüttüm"
Mersin'de 25 yıllık kerebiç ustası 57 yaşındaki Emine Korkmaz, hayatının büyük kısmını kerebiç yaparak geçirdiğini anlattı. Korkmaz, "Çocuklarımı bununla okutup, büyüttüm, evlendirdim, askere gönderdim. Mesleğim bu, zevkle yapıyorum. Hamurumu da kerebiçimi de kendim yapıyorum. Yenilmesi gereken bir tatlı. Gaziantepli olduğum için fıstıklısını seviyorum ama cevizlisi de güzel. Burada çok güzel çalışma ortamı var. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile." dedi.
Suna Kurucu (50) da 5 yıldır üretim sürecinde yer aldığını ifade ederek, kerebiçin yurdun dört bir yanından talep gördüğünü söyledi.
Kaymağının çöven otundan yapıldığını vurgulayan Kurucu, "Kerebiçin ramazanda tercih edilmesinin nedeni hafif olması. Mersin'e özgü bir tatlıyken, ünü tüm Türkiye'ye yayıldı. En büyük farklarından biri de pişirimi. İçi, dışı bir olması için çabuk pişirilmesi gerekiyor." dedi.
Kurucu, aile bütçesine katkı için çalıştığını belirterek, "Oruç tutmama rağmen sabah 07.30'da imalathaneye geliyoruz, akşam çıkışımız belli değil. Akşam 22.00'yi 23.00'ü bulabiliyor. Dört çocuğum var, okuyanları var. Eşim emekli, onlara destek amaçlı çalışıyorum." diye konuştu.
Birlikte çalıştıkları kadınlarla zamanla bir aileye dönüştüklerini anlatan Kurucu, üretim sürecinde ve öncesinde, mesai arkadaşlarıyla "WhatsApp" aracılığıyla haberleştiklerini, planlamaları bu uygulamada oluşturdukları grupta paylaştıklarını aktardı.
Bedia Bayram (42) da bir yıldır bu işi yaptığını ifade ederek, evin giderlerinde eşine yardımcı olduğunu belirtti.
AA