ON ŞEY İÇİN ZAMAN AYIR...
1-Çalışmak için zaman ayır. Bu başarının bedelidir.
2- Düşünmek için zaman ayır. Bu zihnin kudret ve kuvvet kaynağıdır.
3- Eğlenmek için zaman ayır. Bu dinlenmenin ve genç kalmanın sırrıdır.
4- Okumak için zaman ayır. Bu bilginin temelidir.
5- İbadet için zaman ayır. Bu yücelmenin yolu ve ruhun yıkanmasıdır.
6- Başkalarına yardım ve arkadaşlarınla sohbet için zaman ayır.Bu saadetin kaynağıdır.
7- Sevmek için zaman ayır. Bu hayatın neşesidir.
8- Hayal kurmak için zaman ayır.Bu ruhu yıldızlara eriştirir.
9- Gülmek için zaman ayır. Bu hayatın yükünü hafifletir.
10-Plan yapmak için zaman ayır. Bu, ilk dokuz şeyi yapabilmek için zamana sahip olmanın sırrıdır...
Çok yakın bir zamana kadar yukarıda sayılan işlere zaman ayırıyorduk. Kafamız, beynimiz, gözümüz, kulağımız, bedenimiz bu işlerle meşguldu.
Artık böyle değiliz, böyle gitmiyor. Başka işlere daha fazla zaman ayırmaya başladık. Kafamız, beynimiz, kalbimiz, gözümüz, kulağımız, bedenimiz adeta kuşatılmış durumda, yeni işlerimizle, telaşlarımızla meşguluz.
İnternet, bilgisayar, telefon, mesajlaşma, telefon görüşmeleri, alışveriş, borçlanma, kredi, kredi kartları, yeninin daha yenisini alma, reklamları dizileri takip etme, sosyal medya yeni meşguliyetlerimiz oldu. Bunlar meşguliyetin yeni enstrumanları ve ürünleri oldu.
Bir kısmımız, önümüzde internete bağlı bilgisayar, elimizde telefonla 24 saatimizi böyle bir ortamda geçiriyoruz. Her şeyimiz internet, bilgisayar, telefon, teknolojik cihazlar oldu. Bir yandan yazıyor, bir yandan konuşuyor, bir yandanda mesaj yetiştiriyoruz.
Bir kısmımız, kredi kartları, uygun kredi, uygun taksitlendirme, yeninin yenisini beğenme duble alışveriş ve hesaplarla meşguluz. Kimimiz 12 ay, kimimiz 24 ay, kimimiz 36 ay, 48 ay, 60 ay borçlandık. Haliyle telefonumuz, kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz adeta kuşatılmış durumda ve çok meşguluz.
24 saatimiz bu meşgul olduklarımızla dolu olunca da yukarıda saydığımız 10 işe zaman ayıramaz duruma geldik. Bunun sonucunda, dini, manevi, insani, kültürel değerlerimizi yaşamaya dermanımız, zamanımız ve paramız kalmamış oluyor.
ÇOOOK MEŞGULUZ:
* Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; karşılaştığımız akraba, komşu, arkadaşları göremez hale geldik. Görmeyince, duymayıncada selam vermez, selam almaz hale geldik.
* Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; sıla-ı rahim, akraba, eş, dost, arkadaş, komşu ziyareti yapamaz, hal hatır soramaz, hatırlamaz hale geldik.
* Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; herkes kendi acı ve sevinçleriyle başbaşa kalınca, acılar ve sevinçler paylaşılamaz hale geldik.
*Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; öğrenci olarak; ders çalışma, ödevleri yapma, sınavlara hazırlanma gibi asıl vazifelerimizi yapmaz hale geldik.
*Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; kandil, bayram, önemli günler, düğün, hastalık, cenaze, taziye de acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaşmaz hale geldik.
*Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; evimizde, işyerimizde, sitemizde, mahallemizde, çarşı da, Pazar da birbirimizi anlamaz hale geldik.
*Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; sevgi, saygı, şevkat, hoşgörü, usul, güven, vefa, sadakat, Adalet, Dostluk, Öz Denetim, Sabır, Doğruluk, Sorumluluk, yar dımseverlik v.s değerlerimizden uzak hale geldik.
* Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; zaman yetmeyince ev işlerinde, işyerinde, ibadetimizde, dini, insani, sosyal ve kültürel hizmetlerde aksamalar olmaz mı?
*İnternet, bilgisayar, telefon, mesajlaşma, telefon görüşmeleri, alışveriş, borçlanma, kredi, kredi kartları, yeninin daha yenisini alma, reklamları dizileri takip etme, sosyal medya yeni meşguliyetlerimiz olunca; tasarruftan tamamen koptuk, uzaklaştık.
* Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca; esir alındık, kuşatıldık, nefsimize esir düştük. Nefsimize gem vurup tasarruf yaparız, yada bugünleri mumla ararız!!!
İSTİŞARE EDEN ŞAŞMAZ, TASARRUF EDEN DARALMAZ