Kahraman değil tetikçi

Oğlunun anlattığı Yeşil'i değerlendirdi.

CUMHUR ERKEK'in röportajı

Mahmut Yıldırım; kamuoyunun tanıdığı kod adıyla Yeşil, oğlu Murat Yıldırım'ın yazdığı kitapla yeniden Türkiye gündeminin ilk sırasına oturdu. Türkiye'de Yeşil'in kimliğini ilk kez ortaya çıkaran emekli istihbaratçı Hüseyin Oğuz, kitapta anlatılan Yeşil'i AKŞAM Pazar için değerlendirdi.

Bir dönemin kara kutusu ve derin devletin tetikçisi olduğu iddia edilen ancak sağ mı, ölü mü olduğu bile bilinmeyen Mahmut Yıldırım'ın adı, geçtiğimiz hafta yine ülke gündeminin ilk sırasındaydı. Çünkü oğlu Murat Yıldırım, babasını anlattığı 'Yeşil' isimli bir kitap yazdı. Kitapta, basında bugüne kadar sadece bir resmi yayınlanan Mahmut Yıldırım'ın daha önce hiç yayınlanmamış 21 fotoğrafı var. Yeşil, Sakallı, Savaşçı ve Emmi... Bunlar Mahmut Yıldırım'ın bilinen bazı kod isimleri. Kasım 1996'da ortadan kaybolan Yeşil, Susurluk kazasıyla birlikte yüksek sesle konuşulmaya başlanan 'derin devlet'in baş aktörlerinden biri. Binbaşı Cem Erveser'in ve Musa Anter'in öldürülmesi, Ömer Lütfi Topal'ın kaçırılması gibi birçok faili meçhulden sorumlu olduğu iddia ediliyor. Murat Yıldırım ise 'Yeşil' isimli kitabında babasını, 'devlet adına yurtiçi ve yurtdışında gizli operasyonlara katılmış bir savaşçı' olarak takdim ediyor. Kitapta Murat Yıldırım'ın anlattığına göre, Yeşil'in yolu 'derin devlet' denince adı anılan herkesle bir şekilde kesişmiş; en azından tanışıklıkları var.

Yüksekova çetesini ortaya çıkaran ve Susurluk Komisyonu'nda Yeşil'in gerçek kimlik bilgilerini deşifre eden istihbaratçı emekli Jandarma Astsubay Hüseyin Oğuz'a göre, Murat Yıldırım'ın Cemalettin Emeç'le birlikte yazdığı ve babası Mahmut Yıldırım'ı anlattığı kitap, gerçeği yansıtmıyor. Bir istihbarat uzmanı olarak tarihi soruşturmalara imza attıktan sonra emekli olan Hüseyin Oğuz'u İzmir Karaburun'da bahçesinde çapa yapıp koyun güderken bulduk.

YEŞİL KAHRAMAN DEĞİL, TETİKÇİDİR

Yaptığı operasyonlar ve imza attığı soruşturmaların ardından kendine sakin bir yaşam seçen Hüseyin Oğuz, Yeşil'i en iyi bilen istihbaratçılardan. Kitapta Yeşil'in bir kahraman gibi tanıtıldığını anlatan Oğuz, 'Anlatılanlar bir çocuğun hayalinde canlandırdığı 'kahraman baba' karakteri. Oysa Yeşil kahraman değil bir tetikçidir. Armut dibine düşer misali, kitabı yazan oğlu Murat da çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmekten yargılanıyor' diyor. Türkiye'nin gündemine oturan Murat Yıldırım'ın babasını anlattığı kitabı okumadığını ancak basından takip ettiği bölümlerinin gerçeği yansıtmadığını anlatan Hüseyin Oğuz, kitabın rant için yazıldığına inanıyor.

Kitabı okudunuz mu?

Hayır, okumadım. Faili meçhul cinayetler işleyen bir tetikçinin anlatıldığı kitaba para verip de almayı düşünmüyorum. Kitapta anlatılanlar gerçeği yansıtmıyor. Kitap, bir çocuğun kafasında canlandırdığı 'kahraman baba' karakterini anlatıyor. Ancak gerçek Yeşil, kitapta anlatıldığı gibi değil.

Peki, nasıl biri ya da şöyle soralım, sizce o kim?

Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım bir tetikçidir. Birçok faili meçhul cinayet işlemiştir. Onun taktiği öldüreceği kişinin arkasından sessizce yaklaşıp ensesine tek kurşun sıkmaktır. Bu tür bir taktik bir kahramana değil bir tetikçiye aittir.

Oğlunu tanıyor musunuz?

Armut dibine düşer misali, Mahmut Yıldırım nasıl bir tetikçi ise şu anda yazdığı kitapla gündemde olan oğlu Murat Yıldırım da bir suç şebekesi lideri. Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek suçundan yargılanıyor.

Sizce Murat Yıldırım'ın bu kitabı yazma nedeni nedir?

Kitabın sağlayacağı rant. Babasını bir kahraman gibi gösterip çarpıcı iddialar ortaya atıp kitaptan rant elde edecek. Bu kitabın asıl amacı paradan başka bir şey değil.

O PROFESYONEL, YAPTIKLARINI OĞLUNA ANLATMAZ

Yeşil, yaşadıklarını oğluna veya bir başka kişiye anlatmış olabilir mi?

O, çok önemli cinayet ve olaylarda imzası bulunan bir tetikçi. Yaptıklarını oturup oğluna anlattığını hiç sanmıyorum. Yaptığı eylemlerle ilgili hiçbir detay anlatmamıştır çünkü o bir profesyonel. Bu nedenle bence, kitapta anlatılanlar uydurma.

Sizce Yeşil hala yaşıyor mu?

İddia ediyorum, Yeşil hala yaşıyor ve kısa bir süre sonra güvenlik kolları onu yakalayacak.

Peki, Yeşil yaşıyorsa size bir zarar vermesinden korkmuyor musunuz?

Yeşil'in kimliğini hem TBMM Susurluk Komisyonu hem de Ergenekon savcılarına verdiğim ifadelerimde detaylarıyla anlattıktan sonra sürekli tehditler almaya başladım. Kendime sakin bir hayat seçtim ancak beni burada da buldular. Komşu olarak yanıma yerleşen Murat adlı kişi bana mesaj vermek için 3 köpeğim ile atımı zehirleyerek öldürdü. Kendisini koyunlarımı telef etmek isterken yakaladım. Bu kişinin evinin duvarlarında Mahmut Yıldırım'ın resminin asılı olduğunu görünce niyetini anladım. Jandarmada ifadesi alınan bu kişi daha sonra serbest bırakıldı. Ortadan kayboldu.

Hüseyin Oğuz kimdir?

1959 Edirne İpsala'da doğdu. 1977 yılında Astsubay Okulu'nu bitirdi. 1977-1979 yılları arasında Kulp'ta, 1979-1981 yılları arasında Ergani'de görev yaptı. 1983-86 yılları arasında Kars'ta görev yaparken 3 ay 10 gün faili meçhullerle ilgili sorgu kursuna katıldı.

20 Eylül 1996'da ANAP İlçe Başkanı Tahir Baskın'ın kardeşinin kaçırılması olayını araştırırken Yüksekova çetesini ortaya çıkardı. Çetenin ucu Yüksekova Tugay Komutanlığı eski Kurmay Başkanı Albay Hamdi Poyraz'a kadar uzanıyordu. Oğuz, Yüksekova soruşturmasında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da adına ulaştı. Yüksekova çetesini çökerttikten sonra emekli oldu ve eşi ile İzmir'e yerleşerek hayvancılıkla uğraşmaya başladı.

Hergün en az 30 korucu arıyor

Tarladaki söyleyişimiz sırasında sık sık koruculardan gelen telefonlara cevap veren jandarma istihbaratçısı Hüseyin Oğuz, 'Ben Karaburun'da tarlada çalışırken, Doğu'da yaşanan en küçük olaydan haberim oluyor. Günde en az 30 civarında korucu arayıp halimi, hatırımı sorar. Türkiye'de 70 bin korucu var. Bunların arasında her meslekte olduğu gibi kötü niyetli kişiler de olabilir. Bunlar da hukuk çerçevesinde yargılanıp cezalandırılır. Mardin katliamında olduğu gibi, birkaç kişinin hatasını tüm koruculara kesmek yanlış olur. Koruculuk yapan insanlar, kendi köylerinde bile dışlanmış durumda. Çocukları silahların gölgesinde doğup büyüyor. Birçok şeyden mahrum bırakılıyor. Onların elinden koruculuğun alınması, PKK'ya hedef yapılması demektir. Sadece korucular değil, çoluk çocukları da hedef olur. Bunun altından sonra kimse kalkamaz. Karar bana göre skandal olur' dedi.

Akşam