MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, Türkiye'de yüzde 11'lik büyüme olmadığını ileri sürerek, bu büyümeyi savunmanın, diğer taraftan faizin artırılmasını savunmak anlamına geleceğini savundu.
MHP milletvekilleri, Adalet Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, TÜİK, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Konya Ovası ve Doğu Karadeniz projeleri bölge kalkınma idareleri başkanlıkları, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hakim ve Savcılar Kurulunun 2018 yılı bütçeleri üzerinde TBMM Genel Kurulunda görüşlerini dile getirdi.
Erhan Usta, üçüncü çeyrekte yüzde 11'lik büyümeye işaret ederek, büyümede kalite sorunlarının bulunduğunu, Merkez Bankasının bu büyümeye inandığını düşünmediğini dile getirdi.
Türkiye'de yüzde 11'lik büyüme olmadığını öne süren Usta, bu büyümeyi savunmanın, diğer taraftan faizin artırılmasını savunmak anlamına geleceğini ifade etti.
TÜİK'in önemine dikkati çeken Usta, kurumda başkan dahil 36 vekalet yönetimi bulunduğunu, bu kadar vekaletin olduğu yerde özerkliğin olamayacağını savundu. Usta, TÜİK'in, daha fazla bilgi teknolojilerini kullanarak veri toplaması, TÜİK'te analiz dairesi kurulması gerektiğini belirtti.
"Herkesin anlayacağı İmar Kanunu çıkaralım"
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Büyükşehir Belediye Yasası'ndan büyükşehir belediye başkanları, ilde yaşayan vatandaşların, ilçe başkanlarının rahatsız olduğunu söyledi. Şimşek, bütün partilerin bir araya gelmesi, bu yasada gerekli düzenlemeleri yaparak, vatandaşların mağduriyetini gidermesi gerektiğini kaydetti.
Baki Şimşek, büyükşehir belediye başkanlarının, personelinin yurt dışına çıkmasına izin verebildiğini ancak kendisi yurt dışına çıkabilmek için İçişleri Bakanlığından izin alması gerektiğini bildirdi. Şimşek, birçok bürokratın yeşil pasaport, VIP gibi hizmetlerden yararlanmasına rağmen milyonluk kentleri yöneten belediye başkanlarının bunlardan yararlanamadığını vurguladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının planlamaya ciddi bütçe ayırması, tarım, turizm, konut alanlarının acilen planlanması gerektiğini belirten Şimşek, İmar Kanunu'nun değiştirilmesini istedi. Trafik ve otopark çilesinin, kentlerin en büyük sorunu olduğuna işaret eden Şimşek, herkesin anlayabileceği İmar Kanunu'nun çıkartılmasını talep etti.
Şimşek, Tapu Kadastroda çok yararlı hizmetler yapıldığını, talep almadan, vatandaşın memurla karşı karşıya gelmesi engellenerek yolsuzlukla, rüşvetle ilgili çok ciddi önlemler alındığını anlattı.
Tapu Kadastro çalışanlarının özlük haklarıyla ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğini belirten Şimşek, "Tapu Kadastroda çalışmayan, Tapu Kadastroyla ilgisi olmayan birçok bürokrat başka kurumlardan buraya geçirilerek bunlara mevki, makam verilmiştir. Tapu Kadastrodaki bürokratların birçoğu, şu anda çalışan memurlar başka kurumlara geçmenin mücadelesini yapıyor. Performansa göre Tapu Kadastro çalışanlarına mutlaka döner sermayeden pay verilmeli, tapu sigortası getirilmesi gerekmektedir." diye konuştu.
Türkiye'de çevre kirliliğinin neredeyse 81 ilde görüldüğünü ileri süren Şimşek, hükümetin sosyal yardımlaşmadan kent merkezlerinde kömür dağıtmasını yadırgadığını, kent merkezlerinde kömür dağıtımının ivedi yasaklanması gerektiğini savundu. Şimşek, gerekirse vatandaşların doğalgaz, elektrik faturalarına destek verilebileceğini ifade etti.
TOKİ'nin, mesaisini kentsel dönüşüme ayırmasını öneren Şimşek, tabiat harikası yerlerin betonlaştığını, çarpık yapılaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
"Konya, yerli otomobil fabrikasına ev sahipliği yapmak istiyor"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, bölgesel kalkınma politikaları ve bu kapsamda yürütülen projelerin, bölgesel gelişmişlik farklarının fazla olduğu Türkiye açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Kalaycı, KOP, DAP, DOKAP ve GAP projelerinin, bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması için yürütülen politikaların en önemli uygulamalarını oluşturduğuna dikkati çekti.
Kalaycı, mevcut teşvik sisteminin, bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının azalmasına çok fazla katkı sağlamadığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde çeşit çeşit teşvikler verilmekte, gelgelelim, teşvik verdik de sonuç ne oldu diye gerekli değerlendirme yapılmamaktadır. Verilen teşviklerin getirisinin ne olacağı, ne ekonomik katkı sağlayacağı mutlaka irdelenmeli, teşviklerin sonunda ne beklendiğinin fayda-maliyet sonuçları ve bu elde edilmezse sonuçlarının ne olacağı açıkça tanımlanmalıdır. Aksi takdirde dilek kuyusuna para atar gibi teşvik verilirse, kaynaklar heba olur. Olan da zaten budur.
Teşvik sistemi, bölgeler arasında dengesizlik de oluşturmakta, komşu iller arasında rekabet yaratmaktadır. Sadece il merkezlerine bakarak değerlendirme yapılmamalıdır. İllerin ve ilçelerin sosyo-ekonomik gelişmişlikleri yeniden belirlenerek, teşvik sistemi gözden geçirilmelidir. Her bir yerleşim biriminin potansiyeli değerlendirilerek odak, öncü ve destek sektörler belirlenmeli, sektörel ve dar bölge teşvik sistemine geçilmelidir. "
Konya'nın, Türkiye'nin ilk yerli otomobil fabrikasına ev sahipliği yapmak, Türk malı otomobile Anadolu'nun damgasını vurmak istediğini dile getiren Kalaycı, ayrıca Konya'da savunma sanayi yönünden de önemli bir potansiyel bulunduğunu anlattı.
MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, anayasa referandumundan kaynaklanan, uyum yasaları başta olmak üzere yargıyla ilgili bütün yasal altyapı konusunda son derece hassas, titiz çalışmalar yürütülmesi gerektiğini bildirdi.
Bunları çözdükten sonra en az bu kadar önemli olan yargı, adalet personelinin sorunlarına eğilmeleri gerektiğini vurgulayan Parsak, "Örneğin adliye personeliyle ilgili adalet hizmetleri sınıfı oluşturarak özlük hakları bakımından önemli aşama katedebiliriz. Yargının çok önemli bir yükünü taşıyan, son dönemde bu yükleri artan mübaşirler genel idare hizmetleri sınıfına geçmeyi bekliyor. Avukatlarımızın da önemli sorunları var, bu sorunları da çözmek zorundayız. Kamu avukatlarının 3 bin 600 ek gösterge talebi başta olmak üzere tazminat, ek ödeneklere ilişkin talepler var." değerlendirmesinde bulundu.
Cezaevlerindeki doluluğa işaret eden Parsak, nöbetleşe uyuyan mahkum, tutukluların olduğunu, gardiyanların zor şartlar içinde faaliyet yürüttüğünü öne sürdü.
Parsak, Adalet Akademisinin çalışmalarını güçlendirmeleri gerektiğini vurgulayarak, burada eğitim alan, alacak olan hakim ve savcılara, "Yargıya güven sorununu çözmek, yeniden adaleti mülkün temeli haline getirmek hakim ve savcılara düşüyor. Bu sorumluluk yerine getirilirken, hakim ve savcıların hiç kimseye, kuruma borcu yoktur. Hakim ve savcılar, Türk devletine, milletine, adalete borçludur. Bu borcun ödenmesini bekliyoruz." diye seslendi.