Okay Gönensin, bugünkü yazısında yaşanan krizden en karlı çıkan partinin MHP olduğunu belirtti. Gönensin, yaşanan kaos ortamının ardından BDP’nin desteklediği adaylarının hemen tümünün seçilmesinin de mümkün hale geldiğini kaydederken, AKP'nin kaostan zarar gördüğünü ifade etti.
İŞTE OKAY GÖNENSİN'İN YAZISI...
Seçim kurtuldu
Yüksek Seçim Kurulu’nun ağır yanlıştan dönmesiyle, öncelikle seçimin meşruiyeti tartışma konusu olmaktan çıktı. Ama ülke iki gergin gün yaşadı; bir kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.
Bu kısa ama ağır krizin bazı siyasi sonuçları olacaktır. Bunlardan biri, yargının demokratik gelişmelerin gerisinde kaldığının ve çok acil bir reforma, zihniyet devrimine ihtiyacı olduğunun tekrar ortaya çıkmasıdır.
Türkiye’nin Kürt vatandaşları, sağlanan önemli demokratik gelişmelere rağmen “diken üstünde” yaşamaya, yine dışlanacaklarını ve Ankara’daki belli güçlerin kendilerini demokratik siyaset içinde görmek istemediğini düşünmeye devam etmektedirler. Böyle hissetmelerinin haklı ve geçerli nedenleri ortadadır.
Bu duygunun tekrar ortaya çıkmış olmasının sonuçta sandığa da bir yansıması olacaktır. O da BDP adaylarına oy vermekte mütereddit olan Kürt seçmenlerin bir bölümünün oylarının “konsolide” edilmesidir. Dolayısıyla BDP’nin desteklediği adaylarının hemen tümünün seçilmesi mümkün olabilir.
***
Kriz dolaylı olarak MHP’ye de yaramıştır. Vetoya tepkilerin çığırından çıkması, göstericilerin bazılarının şiddete yönelmesi de kamuoyunda bir tepki yaratmıştır. Tepkinin ölçüsünü şu anda ölçmek mümkün değil, Ama bu gerilim bir sonucu da MHP’den AKP’ye yönelme eğiliminde olan seçmenin bir kısmının geri dönmesi ihtimalidir. Barajın kıyısında dolaştığı görülen MHP için, bu olaylar sayesinde geri dönecek her oy çok kıymetlidir.
***
AKP sözcülerinin bazılarının krize demokrasi açısından bakmayarak, hukuki tartışma içine girmeleri de kuşkusuz dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Gül gerilimin azalması için devreye girerken Başbakan Erdoğan sessiz kaldı. Bunda, YSK’nın kararı dolayısıyla hükümete yönelik bazı suçlamaların etkisi olabilir. Ama böyle bir krizde Erdoğan’ın da demokrasi yönünde açık tavır almasını kuşkusuz kamuoyunun demokrasi konusunda hassas kesimi beklemiştir.
***
Sonuçta seçim “kurtulmuş”tur. Ama bu kriz ülkemizin hassas dengeleri yanı sıra demokrasiyle arasındaki mesafenin hiç de az olmadığını bir kez daha kanıtlamıştır.
Şaibesiz seçim, meşru seçim demokrasinin olmazsa olmazıdır ama sadece onunla demokrasi olmuyor. Olmayınca da en beklenmedik anda bir “el” çıkıyor ve bütün toplumu çoktan geride bırakmış olması gereken gerginliklere kolayca sürükleyebiliyor.