Geçen hafta 2 gün boyunca aralıksız olarak yağan beyaz bereket öncelikle çiftçiler ve çocuklar olmak üzere Konyalıların büyük çoğunluğunu sevindirdi.
Uzun yıllardır böylesine bir kar görmeye hasret kalmıştık.
Hele hele son aylarda Konya’nın susuzluk problemi herkes tarafından konuşuluyordu ve Konya’nın yıllardır yeterli yağış almadığı, bu sebeple ekinlerin susuz kaldığı, yeraltı sularının çekildiği, barajların tamamen boşaldığı konuları günün konusu haline gelmişti.
Rabbim yüzümüze baktı ve neredeyse 20 – 25 yıldır görmediğimiz bir bereketi bizlere bahşetti.
Yağan kar, Konya merkezde 40 cm. ye ulaşırken, yüksek yerlerde 1 m. yi bulduğu belirtiliyor.
Bu kadar yoğun bir kar yağışı, Konyalı vatandaşların büyük kısmını sevindirirken bazılarının da şikâyet etmesine sebep oldu.
Şikâyetlerin, yaşam şartlarının zorlaşması üzerine yapıldığı bir gerçek…
Ancak her şeye rağmen Rabbimizin verdiği bu berekete şikâyet etmek değil şükretmek gerekir.
Zira daha birkaç gün önce yağışsızlıktan, susuzluktan şikâyet ettiğimiz gerçeğini unutmayalım.
Yağış olmaz, yağmadı susuz kaldık diye şikâyet ederken, yağınca da yaşamımız zorlaştı diye şikâyet ediyoruz. Şikâyet, bazı insanımızın adeta iliklerine kadar işlemiş. Şükretmeyi unutur olmuşuz.
Yıllardır görmediğimiz böylesi bir berekete ne kadar şükretsek az olduğu halde, durmadan şikâyet etmek inanan insanlara yakışmaz.
Şunu özellikle belirtmem gerekir ki, 2 günde 40 cm.lik kar dünyanın en ileri ülkesine de yağsa, bizim yaşadığımız zorluğu yaşayacaktır. Zira hiçbir ülkede yağan karı bir anda buharlaştırıp yok eden bir teknik henüz icat edilmedi.
Kaldı ki, biraz zorluk olsa da büyük çapta bir sıkıntı yaşamadık hamdolsun.
Büyükşehir Belediyemiz, ana caddelerin tamamını ulaşıma sürekli açık tutmayı başarmıştır. Toplu taşım araçlarının çalışmasında hiçbir aksaklık olmamıştır.
İlçe belediyelerimiz, bazı ara sokaklara girememiş veya biraz geç girmiş olsa da, bu durum yaşamımızda, işe gelip gitmemizde çok büyük bir sıkıntı oluşturmamıştır.
Yaşadığımız ufak tefek bazı zorlukları, büyük sıkıntı olarak görmektense çocuklar gibi beyaz bereketten keyif almak, mesela önü ve üstü karla kapanan aracımızın veya kapımızın önünü gerginlikle değil, neşeyle, zevkle açmak psikolojik olarak bizi rahatlatacaktır.
Böylece her tarafı bembeyaz bir örtüyle kaplayan karın, vücudumuza mutluluk hormonu salgıladığını hissedeceğiz. Ayıca kar yağışı bir hareket oluşturuyor. Bu hareketlenmenin insanları ataletten uzaklaştırdığı ve mutlu ettiği bir gerçektir.
Bunların yanında şunu da bilelim ki kar, tüm canlılar ve doğa için oldukça faydalı bir nimettir.
Kar suyu, topraktaki potasyum, kalsiyum, demir gibi mineralleri çözerek bitkilerin beslenmesini sağlar.
Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin en önemli kaynağıdır.
Kar sayesinde barajlar dolar ve enerji olarak bize döner.
Karda bulunan amonyak, karın erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar.
Havadaki ve karadaki mikropların zararlı olanları, karla birlikte yok olur.
Kar yağınca hava yumuşar ve havanın aşırı soğuması engellenmiş olur.
Bitkiler üzerinde koruyucu bir örtü oluşmuş olur.
Karın, bütün bu faydalarını düşünerek yaşamımız birazcık zorlaştı diye, bereketi felâket olarak görmekten vazgeçelim. Şikâyet etmeyelim, şükredelim.
Şükredelim ki, Rabbimiz bu bereketin devamını versin de susuzluktan kaynaklanan bütün problemlerimiz yok olup gitsin. Şikâyete devam edersek, Rabbimiz nimetini keserse o zaman anlarız yaşamın ne kadar zorlaştığını… Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.
.