Bütün derdin yollardaki karın geç kalkması olsun be kardeşim. Aracınla sair vakit 10 dakikada gittiğin yere kar yağdı diye 20 dakikada gitmen en büyük sıkıntın olsun. Her zaman dersin ya 'bana bir şey olmaz' diye, bu sefer de 'kar tutmaz' diye üç kuruşu hesap edip kışlık bir lastik almadan çıktığın yolda kalıver...
Ne çok laf biriktirmişsin içinde; belediye çalışmıyor, işçiler yatıyor, yollar açılmıyor diye yıkıyorsun ortalığı. Seni gören de 3. dünya savaşını ordumuz dışarıda bertaraf edememiş de düşman sınırlarımızdan içeri girmiş sanır. Düne kadar her fırsatta laf soktuğun Suriyeliler gibi olacağız korkusundan konuşuyorsun zannına kapılanlar da olabilir...
***
Kar yağdı yahu...
Allah'a şükürler olsun ki uzun zamandır yağmadığı kadar yağdı ve yağmaya devam ediyor. Arabanı yürütemiyorsan bugünü eve çocuklara ayırıver, çık bir kardan adam da sen yap. Tadını çıkar karın, karlı günlerin. Ayağında ayakkabın, evinde yanan bir soban varken arabanın yolunu mu dert edersin...
Tamam, belediye sürekli kar yağmadığı için belli ki tam manasıyla hazırlık yapamadı, iyi koordine olamadı, hatta hadi seni kırmayalım yollardaki karı bir günde temizlemeyi beceremedi! Peki sen sadece bu kar meselesi yüzünden mi esip gürlüyorsun, hakaret ediyorsun, ortalığı yıkıyorsun!
Siyasi bir hesabın yok mu yani? Sen de mi AK Partilisin! Yok canım, inanmayız! Hem oy verdin, hem de arkasında mı durmuyorsun yani! Hiç güven vermiyorsun! Yarın bir gün seninle nasıl yola çıkacak bu insanlar söyler misin? Hem oy vermiş hem de oy verdiği için rahatça sövebilirmiş! O senin dediğini Şişli de oturanlar bile yapmıyorlar! Zerre kadar hizmet görmedikleri halde İzmirliler oy verdikleri insanların sonu kadar arkasında duruyorlar...
Hem her işimiz bitti, belediyelerin çalışıp çalışmadığı, senin oy verip eleştiri hakkına sahip olup olmaman mı kaldı! Yazık kalıbına...
Memleketimizin etrafı düşmanlarla çevriliyken, içimizdeki hainlerin sinsi planlarını bile adam akıllı çözememişken uğraştığın şeye bak!
Yüzlerce tır dolusu malzeme gönderdik bikaç gün evvel. O tırlar nereye gitti biliyor musun? Senin gibi konforuna düşkün oldukları için sadece eleştiren insanlara gitti. Onların akılları başlarına geldi, ama ne evleri, ne arabaları var artık. Bir yurtları bile kalmadı, oradan oraya savruluyorlar...
Uyan artık, karı marı bırak, ülkende savaş çıkarmak, bölmek parçalamak isteyenlerle farkını ortaya koy. Belediyenin hizmetlerini beğenmiyorsan vakti geldiğinde dile getirirsin, şimdi o vakit değil! Bak sana bir tane örnek vereceğim, gerisini sen düşün! CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke bizzat kendi twit atarak şöyle dedi: AKP önderliğinde bir Türkiye'nin Ortadoğu'dan mağlup ve bitik çıkmasını arzu ederim.
Anladın mı, kiminle mücadele edildiğini! Kar yağmışmış...
***
aSosyal Medya yalanları!
15 Temmuz'dan önce ortamı germek ve çıkarılacak bir kargaşaya sebep olacak şekilde sistematik olarak Suriyelilerle ilgili birbiri ardına yalanlar diziliyordu sosyal medyada ve asosyal medyada...
Darbe girişimi savuşturulunca, bir süre sustular, ne olduğunu anlamaya çalıştılar şimdilerde tekrar başladı benzer yaygaralar. Yok efendim, Suriyeliler imtihansız memur alınacakmış, işe katılacakmış, ev verilecekmiş... Geçen yıl da vatandaş yapılıp oy bile attırılıyordu yersek...
Onlar bizim şehirlerimizde; cadde ve sokaklarımızda fink atarken bizim askerlerimiz Suriye'de şehit oluyorlarmış. Doğrudur. Onlar buralarda yaşam savaşı verirlerken biz de ülkemizin yaşam savaşı için oradayız. Suriyeliler için gittiğimizi sanan andavullara biri hatırlatsın, Türkiye kendi güvenliği için Suriye'de ve Irak'tadır. Ama dertleri anlamak değil zaten bu yavşak takımının; kılçık sokmak, fitne kazanını kaynatmaktır esas gayeleri...
Türkiye büyük devlettir, eğer siz büyük devletin halkı olabilirseniz. Siz de Suriyeliler gibi yaparsanız büyük de değiliz, kalıcı da değil bu böyle biline...
Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim, Allah rızası için en yakınınızdaki bir Suriyeli ailenin yani komşunuzun kapısını çalıp 'yav burada ne yapıyorsunuz, yemeğiniz var mı yemeye, suyunuz var mı içmeye' dediniz mi? Odununuz, kömürünüz var mı, nasıl yaşıyorsunuz bu eski püskü evlerde diye dertleneniz var mı?..
Ben de öyle tahmin ettim, hiç birinizin umurunda değiller! Dünya imtihanınız sürüyor, vakit daralıyor. Yapıp ettiklerinizden ve yapmayıp etmediklerinizden sorulacaksınız!
***
Erdoğan'ın Yalnızlığı!
İş bulduğu gün müsteşar olmak isteyen, teşkilata girdiği gün milletvekili seçilmek isteyen, vekil seçildiği gün bakan olmak isteyen, ders anlatmak yerine müdür, hasta bakmak yerine başhekim, nöbeti iyi tutmak yerine emniyet genel müdürü olmak isteyen, yerleri iyi süpürmeden belediye başkanı, ilçesini yönetemeden vali olmak isteyen, masayı iyi silmeden genel müdür, kısa yoldan zengin, okumadan yazar, bayrak bile asmadan lider, çalışmadan emekli olmak isteyen, kifayeti olmadan ihtirasla kavrulan, oturduğu her koltuğu kendisine hak görüp ilk günden yükseklere gözünü dikenleri, “benim neyim eksik ki" diye işini yapmak yerine kapı kapı dolaşanları, makam isterken çok cesur, ama işini yaparken korkanları, risklerden çekinenleri, tehditlere boyun eğenleri görüp, nutuk atarken pek hamasi, kavga ederken sıvışanları görüp, muhtemeldir ki, yalnızlığını daha da çoğaltıyor Erdoğan...
Kriz olduğunda, kavga olduğunda; cesaret, ataklık, heyecan, aşk, tutku gerektiğinde; dava için öne çıkmak, sonunu düşünmeden öne atılmak, korkmadan, kılıcını çekip, “Ya Allah" deyip sorunun üzerine atılmak lazım geldiğinde, dengeleri, konjonktürü, imajını, mülkünü, evladını, istikbalini hesaplayıp deliklere saklananları görünce; “Nasıl olsa Erdoğan gelir, kavgayı verir, meseleyi çözer" diyen konfor düşkünlerini görünce daha da yalnızlaşıyor Erdoğan. Tek başına elde ettiği zaferlerin kutlamasında, deliğinden çıkıp birbirini ezen sahte kahramanların kalabalığı yalnızlığını gidermiyor Erdoğan'ın, daha da artırıyor.
“Yaşayacaksak adam gibi yaşayalım, öleceksek de adam gibi ölelim" diyor Recep Tayyip Erdoğan ve öyle yürüyor. Ama bu basit ilkeyi, polisinden askerine, işçisinden memuruna, yoksulundan zenginine, bakanından milletvekiline, bürokratından siyasetçisine kadar, anlatmakta zorlanıyor Erdoğan... Aydın Ünal