Peygamberimiz (sav.) şöyle buyuruyor:
“Altı kişi hesaba çekilmeden cehenneme atılır:
- Zulümle ayakta duran yönetici
- Irkçılık yapan insan
- Kibirli lider
- Sahtekâr esnaf
- Birbirini çekemeyen âlimler
- Cimrilik yapan zengin” (Kenzü’l Ummal, 16/125 (44030)
Ne acı bir son. Sorgusuz sualsiz cehennem. Zebaniler sürükleye sürükleye cehenneme atacaklar. Af yok, acıma yok. Sebeplerinden biri de esnaflıkta sahtekârlık.
Hiç üzerimizde alınmıyoruz bu tehdidi. Çünkü nasıl olsa:
- Sattığı araçtaki kusuru, hatayı söylemeyen satıcı biz değiliz
- Güneş enerjisi üretirken daha çok kazanmak için kullandığı sacı incelten biz değiliz
- Karabiberin içine galeta unu koyup çoğaltan uzaylılardır emin olun
- Meyveler daha güzel görünsün diye üzerine balmumunu da biz sürmüyoruz
- Muz daha sarı görünsün diye kükürt de atmıyoruz biz
- Bayat balığa kırmızı boya sürüp satan da başkası
- Sucuğun içine her türlü zıkkımı katan zaten içimizden değil
- Dağıtmak için aldığı broşürleri çöpe atan kim onu da bilmiyoruz
- Arılara şeker yedirerek elde ettiği bala renk verici maddeler ekleyerek çam balı, çiçek balı, karakovan balı… diye satan yine biz değiliz
- Pul biberin içine salça fabrikalarından aldığı domates posasını kim koyuyor ki, bilmiyoruz.
- Aynı daireyi birden fazla kişiye satan da içimizden değil
- Ürettiği tereyağına margarin koyan kişi de bizim şehrimizde oturmuyor
- Sözünde durmayan kişiler de değiliz biz !!! Bu liste uzar gider, üçkâğıdın sınırı yok.
Birkaç yıl önceydi, dürüstlüğüne ve samimiyetine kefil olduğum dökümcü bir ağabeyim dert yanıyor: “Yahu benim hiç kar koymadan 3,5 liraya döktüğüm döküme adam 2,8 TL fiyat veriyor, içine talaş eritmeden bunu kesinlikle yapamaz”
Sorgusuz sualsiz cehennem diyor Peygamber.
Biz ya cehennemi umursamıyoruz ya Allah’tan korkmuyoruz ya Cennete garantimiz var ya da bizim dinimiz sadece lafta.
Aslında şu sayılanlar sadece dinimizin değil dünyalık aklımızın da kıt olduğunu gösterir. Be hey dangalak, margarinli tereyağını adam senden bir kere alır, ikinci kere mal satamazsın aynı müşteriye,
Ürettiğin güneş enerjisi ilk yılın içinde bozulunca o müşteri o güneş enerjisini kafana geçirir ve sana selam bile vermez bir daha,
Aynı daireyi birden fazla kişiye sattın diyelim ve kaçtın Avrupa’ya, ülkene hiç mi geri dönmeyeceksin? Bu millet senin atanı soyunu dilinden düşürecek mi? Hepsini geç ALLAH bunu senin yanına bırakacak mı? O haram para, kursağını delip geçmeyecek mi?
Çok sevdiğim, sektörünün ilklerinden olan, dürüst, temiz bir esnaf arkadaşım işi bırakıyor, işyerini kapatıyor. Söylediği şu: “Ağabey, ikinci hatta üçüncü dükkânımı açacağım kadar iş var piyasada. Ama insanlarla uğraşamayacağım. İş bu kadar çok olduğu halde rakiplerimiz gidiyor, zarar edecek rakamlarla fiyat veriyorlar. Maksatları bütün rakiplerini bitirmek. Dayanacak gücüm kalmadı”
Allah sizi yerin dibine geçirsin haysiyetsiz adamlar. Ne istersiniz aynı havayı soluduğunuz, aynı şehri paylaştığınız, dininiz milliyetiniz düşmanınız bir olan kardeşlerinizden? Bu ne ahlaksızlıktır, bu ne alçaklıktır, bu ne hayâsızlıktır!
Yılan, dünyada toprak kalmayacak zannedermiş.
“Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir kişi kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz” diyor Hz. MUHAMMED (sav.) (İmam Ahmed b. Hanbel, El Müsned)
Yok yahu, sizin dininiz sadece lafta, boş boş laflarda.
Sen üretiminde hile yapacaksın,
Sen aynı işi yaptığın insanları batırmaya uğraşacaksın,
Sen borcunu ödemeyeceksin,
Sen lüks içinde yaşayacaksın, fakiri düşünmeyeceksin,
Sen bugüne kadar ne bir Kur’an meali ne bir hadis kitabı bitirmeyeceksin,
Sen trafikte yol hakkına uymayacaksın,
Sen faizden kaçmayacak, zina için fırsat kollayacaksın,
Sen insanları aşağılayacak, küçük göreceksin,
Sen açık ve dar giyinen, dövme yaptıran, küfür eden bir toplumun parçası olacaksın,
Sen içinde yaşadığın toplumun günahlarına ses çıkartmayacaksın
Sen sözünde durmayacak hatta kendi sözünü çiğneyeceksin
Ve diyeceksin ki “Arkadaş bu saydıkların günah, adamı dinden çıkarmaz ki”
Zaten size doğarken çakmışlar İslam’ı, ne yaparsanız yapın çıkmaz değil mi?
Nasrettin Hoca’nın kadılığı sırasında bir gün bir komşusu gelip demiş: – Sizin alaca inek bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş. Şer’an ne lâzım gelir? Nasrettin Hoca: – Canım, hayvan bu, aklı erer mi? Hayvanın yaptığı kaza için kan güdülmez, demiş. Bunun üzerine komşusu: – Yalnız galiba ters söyledim. Ölen inek sizindi. Nasrettin Hoca yerinden fırlamış: – Ha, bak, şimdi iş değişti. Dur bakalım, kara kapaklı kitap ne diyor?
Aman ha, dikkat edin, gün gelir iş değişir, kara kaplı defterler açılır.
“Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir” diyor Peygamber (sav.) (Tirmizi, Büyu, 4).
Ama aynı Peygamber “Ey tüccar topluluğu! Allah’tan sakınan, iyilik yapan ve dürüst davrananlar dışında bütün tüccarlar kıyamet gününde günahkâr bir vaziyette diriltileceklerdir” (Ebû Davud, Büyû, 1) de diyor ve en baştaki hadiste olduğu gibi bu tür ticaret ehlinin sorgusuz sualsiz cehenneme atılacağını bildiriyor.
Seçim sizin ey kavmim, Peygamber ve şehitlerle beraber olmak ta sizin elinizde, sorgusuz sualsiz cehenneme atılmak ta. Haydi hayırlı işler.
(ey kavmim dergisi’nden alınmıştır)