Karaciğer kanseri hastalarına yeni yöntem umut oldu

Dünyada sayılı merkezlerde uygulanan, Türkiye'de de Doç. Dr. Balcı ve ekibince gerçekleştirilen iki aşamalı ameliyat tekniği, normal yöntemlerle cerrahi şansı bulunmayan ileri evre ve yaygın karaciğer kanseri hastaları için tedavi seçenekleri arasında yer

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Dünyada sayılı merkezlerde uygulanan, Türkiye'de de Doç. Dr. Deniz Balcı ve beraberindeki ekiple gerçekleştirilen iki aşamalı ameliyat tekniği, normal yöntemlerle cerrahi şansı bulunmayan ileri evre ve yaygın karaciğer kanseri hastalarına umut oldu.

İlk kez 2012'de bilimsel yayınlara giren, o tarihten bu yana Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerde yapılan yaklaşık 450 ameliyatın sonuçlarının yer aldığı çok merkezli çalışma, tıp dünyasının saygın cerrahi dergisi "Annals of Surgery"de kasımda yayımlanacak.

Beş yıl içinde elde edilen sonuçlarla güvenilirliği kanıtlanan ALPPS ameliyatı, yeni cerrahi yöntem olarak, karaciğer kanserli hastaların tedavi seçenekleri arasında önemli bir yer alacak.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Balcı, AA muhabirine, çalışmalar sonucunda, ileri evre karaciğer kanseri hastalarında en iyi uzun dönem sonuçların, cerrahi olarak tümör içeren kısımların çıkarılmasıyla mümkün olduğunun belirlendiğini söyledi.

Bu nedenle çok miktarda ya da büyük tümörü bulunan hastalardan bunun çıkarılabilmesine yönelik yeni operasyon tekniklerinin geliştirildiğini ifade eden Balcı, tıbbi literatürde "ALPPS" olarak isimlendirilen ameliyatın, iki aşamadan oluşan bir cerrahi yöntem olduğunu belirtti.

Balcı, karaciğerin her iki kısmında da tümör bulunan hastaların mevcut tekniklerle ameliyat şansı olmadığını, çünkü kişinin yaşayabilmesi için belli oranlarda sağlam karaciğerin geride kalması gerektiğini vurguladı.

ALPPS yöntemiyle, hastanın karaciğer tümöründen kurtulmak için iki kez operasyona alındığını dile getiren Balcı, "Ameliyat, iki ayrı evreyi içeriyor. Ameliyatın ilk aşaması, karaciğerin kalacak kısmında tümörün kalmayacak şekilde temizlenmesini ve karaciğerin bölünerek hasta tarafın sağlam taraftan ayrılmasını, karaciğerin hastalığı içeren tarafının karaciğere kan getiren toplardamarlarının bağlanmasını içeriyor." dedi.

Balcı, şöyle devam etti:

"Bu ameliyatın birinci aşaması kapalı cerrahiyle gerçekleştiriliyor ve hasta operasyondan sonra evine taburcu ediliyor. Hasta, 10 gün sonra tomografi çektirmeye geliyor. Hastada kalacak sağlıklı karaciğerin hastanın yaşaması için yeterli büyüklüğe ulaşmasıyla, ameliyatın ikinci aşamasına geçiliyor. Bu ameliyatta da karaciğerdeki tümörlü hasta kısım çıkarılıyor. Hastanın karaciğer yetmezliği riski oldukça azalıyor ve güvenli şekilde bu büyük ameliyatı atlatması sağlanıyor. Birinci uygulama sonrasında toplardamarı bağlanmış olan ve beslenemeyen bölüm, adeta aksesuar bir motor görevi üstleniyor ve kişinin karaciğer yetmezliğine girmesi engelleniyor."

- Hastaların yaşama şansı artıyor

İki aşamalı operasyonun ardından hastanın hızla toparlanmaya başladığını dile getiren Balcı, bu tekniğin, normal şartlarda ameliyat edilemeyen ileri evre karaciğer kanseri ya da başka bir organdan karaciğere metastaz olan hastalara uygulanabildiğini söyledi.

Balcı, "ALPPS ameliyatı, en çok kalın bağırsaklardaki tümörün ya da diğer organlardan kaynaklı tümörün karaciğere sıçradığı hastalarda yapılıyor. Bunun yanı sıra tümörün karaciğerin safra yollarından geliştiği kolanjiokanser ya da klatskin tümörü tanısı alan hastalara yapılabiliyor." dedi.

Cerrahi tedavi şansı bulunmayan ileri evre karaciğer kanseri hastalarının yaşam sürelerinin oldukça kısıtlı olduğuna işaret eden Balcı, "Bu hastaların, ameliyatla tedavi edilemediğinde büyük çoğunluğunun 6 ay, 1 yıl içinde yaşamını kaybettiği görülürken, yeni uygulamayla hastaların 5 yıllık yüzde 50'lere varan yaşama şansı bulunuyor" değerlendirmesinde bulundu.

- "Ameliyat 25 hastaya yapıldı"

Balcı, dünyada ilk kez 2012'de yapılan bu ameliyatın, İsviçre, İngiltere, Almanya gibi bazı Avrupa ülkeleri ile Japonya, Kore, Kanada gibi sayılı ülkede gerçekleştirildiğini bildirdi. Sonuçların kayıt altına alınarak uluslararası veri tabanında tutulduğunu anlatan Balcı, artık uygulamanın birinci basamak tedavi yöntemleri arasında kabul gördüğünü dile getirdi.

Balcı, "Sonuçlar da gösteriyor ki deneyimli merkezlerde gerçekleştirildiğinde bu ameliyat, hem çok güvenli hem de kanser tedavisinde başarılı sonuçlar sağlıyor ve bu hastalar için umut vadediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Ameliyatın Türkiye'de de ilk kez Aralık 2012'de kendi başkanlığındaki ekip tarafından yapıldığını ifade eden Balcı, "O zaman, bu çok yeni ve sonuçları belli olmayan bir uygulamaydı. Şimdi, bu ameliyat 25 hastaya yapıldı ve başarılı sonuçlar elde edildi. Bunları bu sene Almanya, geçtiğimiz sene İngiltere, ondan önce de Belçika'da anlattık" dedi.

- "Torunlarıma koşmak istiyorum"

Bu ameliyatla yaşama tutunan evli, 4 çocuk ve 6 torun sahibi Yusuf Ulusoy (58), 21 Mart 2017'de kendisine tanı konulduğunu anlattı.

Bazı rahatsızlıkları olduğunu ve doktora başvurduğunu belirten Ulusoy, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:

"Aile hekimi acil uzmana yönlendirdi. Başka bir hastaneye gittiğimde beni tedavi altına aldılar ancak kesin bir tanıya ulaşamadılar. Yaklaşık 18 gün yattım, ardından hocamla tanıştık. Çocuklarım araştırmış, gelip muayene oldum. İleri evre sarılıktım. AÜ Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesine transfer oldum. Doktorumun benimle diyaloğu çok önemliydi, gözlerimin içine bakarak 'yüzde 10 riskin var' dedi. Tek isteğim beni bu dertten kurtarmasaydı. Ameliyatı kabul ettim. Allah razı olsun, hocam beni kurtardı. İki aşamalı bir ameliyat uyguladı. İlk ameliyatım kapalı yapıldı ve sonrasında eve çıktım. İkinci ameliyatım da çok başarılı geçti. Her şeyi hocalarıma borçluyum."

Taburcu edileceği için yaşadığı mutluluğu dile getiren Ulusoy, gözyaşlarını tutamadı. Ulusoy, "Artık iyiyim, içimde bir tümörle yaşamıyorum. Torunlarıma koşmak istiyorum, onları çok özledim. Burnumda tütüyorlar." dedi.

Yusuf Ulusoy'un eşi Gönül Ulusoy da eşinin sağlığına kavuşmasının onun için adeta bayram hediyesi olduğunu vurgulayarak, "Allah, onu bizden ayırmasın. Tek isteğim budur." ifadelerini kullandı.

AA

Sağlık Haberleri

Türk Kızılay’dan AIDS iddialarına ilişkin açıklama
Koenzim Q10 Yok Sakatat Tüketin
Karapınar’da Dünya Diyabet Günü etkinliği
Mantarların Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri
Egzersiz ne zaman yapılır?