Anadolu Ajansı'nın başındayken kendisine "manşetler" konusunda telefonlar geldiğini söyleyen Kemal Öztürk'e yanıt Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu'ndan geldi. Geçtiğimiz haftasonu Çağlar Cilara'nın konuğu olan Kemal Öztürk, muhalif gazeteciler ve Anadolu Ajansı günlerinde yaşanan "manşet" olayını anlattı. Sözleri ve iddialarıyla gündeme bomba gibi düşen Öztürk'e ilk sert tepki Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu'ndan geldi. Öztürk'ün isim kullanmadığını hatırlatan Karahasanoğlu, kendisi isim kullanarak Kemal Öztürk'ün AA dönemlerinde Yeni Akit'e kestiği cezaları gündeme getirdi. Cezaların FETÖ ve Gezicilerin yararına olduğunu belirten Karahasanoğlu, "Yalansa, buyur Kemal bey.. Yalan de.." diyerek meydan okudu!
İşte o yazı:
O, konuşmaya “İsmini vermeyeceğim” diye başlamış..
Bizim mahallenin tamamını suçlayacak şekilde, “Bugün çok bağımsız ve çok özgür gazetecilik yaptığını söyleyen arkadaşlarımız, o zamanlar gazete yönetiyorlardı. Ve ben istemeden, ertesi günün gazete manşetlerini bana gönderiyorlardı. “Uygun mudur” diye soruyordu ve öyle yayınlıyordu” ifşaatını yapmış.
Altını çizerek tekrarlamış: “Ben istemeden”
Ben Akit gazetesi adına net olarak söyleyeyim..
Hiçbir tarihte, bu danışmana veya başka bir danışmana, veya başka hiç kimseye, manşetimizi yollayıp, uygun mudur diye sormadık..
Nokta..
Kemal Öztürk, bu suçlamayı kimin için yapıyorsa, kimseden korkmadan, yiğitçe açıklasın..
Ama ben aynı Kemal Öztürk ile ilgili olarak..
Danışmanlıktan bir adım öte görevlere, Tayyip Erdoğan tarafından getirildiğinde.. “Yarınki manşetleri bana gönderin” demeye cesaret edemese de..
“Bu manşet de ne böyle.. Böyle yayın olur mu, böyle gazete çıkartılır mı” diye sorgulama yaptığını, gazeteleri cezalandırdığını, somut örnekleri ile söyleyebilirim..
Hem de kimler adına, hem de kimlere karşı?
Merak ettiniz değil mi?
Nasıl merak edilmez ki?
Biyografisinde yazılı hemen tüm makamlara, Tayyip Erdoğan iktidarı döneminde gelen Kemal Öztürk, bakın kimler adına, kimlere ceza verdirmiş..
Ben anlatayım, yalanım varsa, cevap versin..
Kemal Öztürk, Erdoğan’ın iktidarında Anadolu Ajansı Genel Müdürü yapılmış. Bu sıfatı ile, Basın İlan Kurumu yönetim kurulu üyeliği görevini de yürütüyor.
Türkiye’de 17-25 Aralık darbesi yapılmış..
Böyle bir ortamda, Erdoğan döneminde görevlere getirilen insanlardan ne beklersiniz?
Birazcık “vefa” değil mi?
Buyurun bakalım, o “vefa” gösterilmiş mi, gösterilmemiş mi?
17-25 Aralık darbesinin önemli isimlerinden Zekeriya Öz ile ilgili, kanuna aykırı fiillerini haber yapmışız..
Zekeriya Öz, isnatların özünü inkar edemeden, bir cevap yollamış.. Okuyucudan hiçbir şey gizli kalmaması için, o açıklamayı, hakaret ifadelerini çıkartarak yayınlamışız..
Buna rağmen, Zekeriya Öz, o tarihteki FETÖ’cü hakimler sayesinde, tekrar açıklamayı yayınlatma kararı almış..
Biz de, “yayınladığımız bir açıklamayı, bir daha yayınlamayız” demişiz.. Yayınlamamışız.
Zekeriya Öz, Basın İlan Kurumu’na müracaat etmiş. Kemal Öztürk’ün de 7 üyeden birisi olduğu yönetim kurulu, Akit gazetesine bir gün resmi ilan kesme cezası vermiş..
Bu arkadaş ne diyordu?
“Ertesi günkü manşeti yollayıp, uygun mu diye soranlar var” diyordu..
Ama kendisinin, “17-25 Aralık” darbesini yapanlar aleyhine haberleri sebebi ile gazetelere verdiği cezaları söylemiyor.. Söyleyemiyor..
Bir başka tarihte, yine FETÖ davalarından dolayı halen cezaevinde olan Alaaddin Kaya, benzer bir iddia ile “Akit’e ceza verin” demiş.
Kemal Öztürk, “Ben Erdoğan sayesinde bu göreve geldim. Bu haberde, Erdoğan’a darbe yapan Fetullah Gülen’in, papa ile buluşmasını organize eden bir kişi hakkında haber yapılmış, Gülen ile Papa’nın buluşması eleştirilmiş. Bu bir haberdir. Beni bu makama getiren Erdoğan’a vefa duygusu ile hareket etsem de bu haberdir. Adaletli davransam, beni göreve getiren Erdoğan’a vefa göstermesem de bu bir haberdir” dememiş, diyememiş..
FETÖ’cünün isteğini kabul etmiş, “FETÖ’cülükle suçlanan kişi hakkında yapılan haber sebebi ile, Akit’in resmi ilanlarının kesilmesi gerekir” demiş..
Cezayı basmış..