Gazete Anadolu'da yer alan habere göre Karaman'ın Ayrancı yolu üzerinde sessiz sedasız kurulan Biyokütle Enerji Santralindeki gelişmeler endişeleri artırmaya devam ediyor. Doğaya zarar vermeyeceği savunulmasına rağmen Türkiye’nin her bölgesinde kurulan Biyokütle enerji santrallerine tepki büyük halk kitleleri tarafından büyüyerek devam ederken, sessizliğe bürünen Karaman’da bu tesise kimin işletme ruhsatı verdiği ve toprağımıza, geleceğimize kimin ipotek koymak adına adım atma cesaretini göstermesi merak konusu oldu.
Biyokütle enerji santralleri orman ürünleri, atıklar ile birlikte çöpü de yakarak enerji üretimini sağlıyor.
Binlerce ton ağaç, Ayrancı yolu üzerindeki santralin bahçesine istif edilirken, bunların arasında gürgen, ceviz gibi kesilmesi, yakılması yasak olan ağaçların olup olmadığı ayrı bir soru olarak karşımıza çıkıyor.
Hiçbir dumanın masum olmadığı gerçeğinden hareket edersek, yakılan ne olursa olsun çevreye mutlaka ama mutlaka zarar vermesi kaçınılmaz. Ova kirletiliyor, doğa katlediliyor. Tarım alanında binlerce ton kül, suya ve toprağa karışacak, halk zehirlenecek.
"ZEHİRLİ GAZLAR SUYUMUZA KARIŞACAK"
Biyokütle enerji santralinde; tavuk gübresi, kanalizasyon atıkları, her türlü çöp, sanayi atığı (araba lastiğinden her tür plastik atığı) yakması düşünülüyor. Yakma sırasında zehirli gazlar ortaya çıkacak. Dioksin, furan, ağır metaller, insan ve hayvan sağlığına zararlı gazlar bu tesisin bacasından havaya, çevreye ve yer altı ve yer üstü suyumuza karışacak. Gazlaşan bu zehirli maddeler soluma ve su kaynakları yoluyla her türlü canlının bedenine taşınacak. İnsan bedeninin yağ dokusunda biriken bu zehirlerin kanser, endokrin sistem bozuklukları, akciğer hastalıkları, alerji ve daha birçok hastalığa neden olması kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacak.
Bu tesis suyumuzu, bahçemizde yetişen meyveyi, sebzeyi, kümesimizdeki tavuğu, ahırımızdaki hayvanları zehirleyecek. Dünyada bu santrallerin 30 kilometre çevresinde yaşayan insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda; alerji, astım ve kronik akciğer hastalığının görülme sıklığının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Kaşıntı, kızarıklık, göz tahrişi, öksürük, burun tıkanıklığı, alerjik septomlar, boğaz ağrısı ve solunum zorluğu riskleri biyokütle enerji santrallerinin yakınında yaşayanlar arasında daha belirgin olarak bulunmuştur. Yapılan araştırmalarda biyokütle santrallerinden meydana gelen kirliliğin, santrallerin yakınında yaşayan insanlarda önemli sağlık sorunlarına neden olduğunun kanıtlandığı gerçeğini unutmamalıyız.
RUHSATI KİM VERDİ?
Türkiye, Biyokütle santralleri ile ayağa kalkarken Bursa başta olmak üzere kurulan bu santraller için vatandaşın çok büyük tepkisi ile birlikte bir direnci söz konusu. Karaman bu konuda sessizliğe büründü bürünmesine ama bu ruhsatın kim veya kimler tarafından nasıl, hangi amaçla verildiği ise oldukça merak ediliyor.
Bölgenin Çukurovası olarak nitelendirilen Sudurağı, Beydilli, Ayrancı, Ekinözü, Yeşildere ve Akçeşehir’i etkisi altına alacak olan ve buranın iklim dengesini bozacağı muhtemel olan biyokütle santralinden çıkacak on binlerce ton külün suya, toprağa karışmasının çok masum olmadığı bir gerçek. O zaman bu işletmeye kim neden bu ruhsatı verdi? Kim bu ruhsatı vererek tarım arazilerini, orada yaşayan çiftçilerimizin geleceğine ipotek koymak adına böyle bir adımı atmış oldu.