Karayollarına insanlık namına bir soru
Kışın en soğuk günlerini yaşıyor Seydişehir… 24 saat aralıksız yağan kar kalınlığı şehir merkezinde 50 cm, yükseklerde ise 130 cm’ye ulaşmış…
Yoğun kar yağışı altında akşam saatleri İlçe Kaymakamımız ve Belediye Başkanımız devam eden çalışmaları ve Antalya yolunun açık olup olmadığını kontrol etmek için birlikte çıktık…
Marangozlar kavşağında trafik ekipleri tüm araçları durdurup zincirlerin takılmasını istiyor. Araç sahipleri uyarıya gerek olmadan kendiliğinden zincir takması gerektiğini düşündüm ve “Şu işe bak vatandaşın kendi menfaatine olacak bir davranış bile zorla yapılıyor” diye mırıldandım içimden. Kesintisiz devam eden kar yağışı şiddetini gittikçe arttırırken araç sürücülerinin zincirsiz güvenlik önlemlerini almadan seyre devam etmeleri gerçekten hayret verici…
Ölüm virajını döndük, kaçış rampasının hemen üstünde bir tır, yolun kenarında hareket etmesi imkânsız çaresizlik içerisinde bekliyor. Üzerindeki ve etrafındaki kar yükü öyle gösteriyor ki uzun süreden beri bekliyor.
Zirve Dinlenme Tesisleri’nde özel karışım kekik çayı içtik… Tınaztepe Tesisleri’ne gelip son durum hakkında bilgi alışverişinden sonra Seydişehir yönüne hareket ediyoruz.
Dönüş yolunda kar yağışı istifini bozmadan aynı hışımla devam ederken Kaçış rampası yakınında kalan TIR’ın içinde bekleyen, yardıma ihtiyaç olup olmadığını sormak için aracın önüne doğru yaklaşınca flâşörlerle araçtan uyarı geldi… Belli ki aracın içerisinde yardıma ihtiyacı olanlar vardı…
Seydişehir Kaymakamı ve Belediye Başkanı araçtan inip bekleyen TIR’ın içindeki insanlara “Niye bekliyorsunuz aracınız mı arızalandı? Yardıma ihtiyacınız var mı?” derken… Aracın içindeki kişilerin verdiği cevap manidardı.. Yirmi dört saatten beri burada beklediklerini ve aracın içinde asılı olan Türk Bayrağını göstererek bu bayrağın altında yaşadıklarını, ama yolda hiç kimsenin kendilerine yardım etmediğini söylediler. Özellikle karayollarından yardım istediklerini ve yardım gelmediğini, Seydişehir’den çekici istediklerini ve kendilerini çekebilecek çapta büyük çekici olmadığını ve çaresiz şekilde beklediklerini ifade ettiler. Kısa süreli bir şaşkınlık yaşadık…
Ve hemen arkamızdan gelen karayollarının greyderini durdurmam isteniyor ve durması için işaret ediyorum… Greyder durmadan geçiyor. Arkasından gelen ekip aracını zorla durduruyorum. Neden bu araca yardım edilmediği sorulunca kendilerinin çekmek zorunda olmadıklarını ve kendi imkânı ile kurtulması gerektiği söylüyor. Bu da başka bir şaşkınlığa neden oluyor.
Seydişehir Kaymakamı ve Belediye Başkanın bu aracın kurtarılması gerektiğini söylemesi üzerine ekip başı geri adım atıyor. Daha önden yapması gerekeni yapmak için çalışma başlatıyor. Bu arada yolu kontrol etmek için geçen Seydişehir Trafik Şube Amiri Özgür Bey geliyor. Soğuk hava ve kar yağışı altında sıcak fikirler gelişiyor. Ve Seydişehir Belediye Başkanı Seydişehir’in en güçlü dozerini olay yerine gelmesi için çağırıyor. Kısa bir çalışmadan sonra zincirli olan TIR’ın geçiş yerleri temizlenip tuzlayınca ufak bir yumuşama ile hareket ettiriliyor. Ve o hareketle yolun çift yönden oluşan kısmına kadar varıyor ve oradan Seydişehir istikametine dönen TIR geldiği istikamete geri gidiyor. Tüm ekip derin bir nefes alarak gönül rahatlığı ile Seydişehir’e dönüyor.
Şimdi sormak istiyorum Sayın Karayolları yetkilerine insanlık namına;
Seydişehir’den Zirve Dinlenme Tesisleri’ne kadar gittik ve Karayolları’na ait üç araç yolu açık tutmak için çalışıyorlar. Bu noktada tüm çalışanları kutlamak istiyorum. Ama yolun bu kısmında yolda kalan araçlara neden yardım edilmiyor? Neden kendi kaderlerine terk edilerek kendi imkânınızla kurtulacaksınız diyerek aracın yanından çekemeyiz diyerek geçip gidiliyor? Anlamakta güçlük çektim…
Karayollarının araçları çekme yetkisi yoksa o zaman ikinci soruyu sormak istiyorum. Karayollarının yolda kalmışlara yiyecek dağıtma yetkisi var mı? Hem de Seydişehir Belediyesi’nden hazırlattıkları kumpanyaları dağıtmak yetkisinde mi? Ve o zaman burada kalan araçları kim kurtaracak? Sayın trafik şube amiri kalan büyük araçların kurtarılması için Seydişehir Belediyesi’nden araç isteyerek araç kurmak için gayret gösteriyor. Şimdi burada kalan araçlara insanlık adına yardım etmek aynı yerde çalışma yapan karayollarının görevi mi yoksa belediyenin görevimi?
İnsanlık adına tekrar soruyorum;
Orada kalan ben de olabilirdim, bir başkası da… Kim nerede yardıma yetkili, kim değil bilelim… Yolda kalırsa ondan yardım istesin vatandaş boşu boşuna yorulmasın. Sadece öğrenmek istedim, merakımı mazur görün… Beni bu konuda aydınlatacak bir açıklama yaparsanız bahtiyar olacak ve açıklamanızı aynen yayınlayacağım…