Kardeş Katli,

Yücel Kemendi

2500 yıllık Türk tarihinde ve Osmanlı tarihinde sürekli tartışılan önemli konulardan biri Kardeş katli. (Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, yayımladığı mesajla Kara Kuvvetleri Komutanlığının 2226’ncı kuruluş yıl dönümünü kutladı.)

Bir tarafta vakıflar kuran, imaret evleri, aşevleri, hanlar, hamamlar, kervansaraylar inşa eden, fethettiği bölgelerde bayındırlığı sağlayan, adaleti ve muhabbetiyle İnsan haklarına saygısıyla tüm dünyada kendinden söz ettiren düşmanlarının üzerinde  bile güven sağlamış bir imparatorluk;

Diğer tarafta nizam-ı âlem için karındaşlarını katleden bir Osmanlı Devleti.

Kardeş katli, çok ciddi bir mesele olmakla beraber, Birçok kendisini tarihçi zanneden yazar çizerlerimiz tarafından filmlerde ve dizilerde, tiyatroda, ve gazete köşelerinde bilerek yada bilmeyerek yanlış şekilde yansıtılmaktadır.

Onun için bu tür tarihi konuları yazan Tarihçiliğe yada her konuda fikir beyan eden soytarılara seslenmek istiyorum. Eğer gerçekten bir kastınız yoksa bu konuyu yazmayın hatta hiç tarihi konulara girmeyin alanınız neyse kendi alanınızda yazın, Dini konuları, İlahiyatçılara. Ekonomiyle ilgili konuları, Ekonomistlere. Sağlıkla ilgili konuları, Sağlıkla ilgilenenlere. Tarihi konuları da Tarihçilere bırakın. Siz maymuncuk değilsiniz her kapıyı açamazsınız, her kapının kendi anahtarı vardır.

Yazalım birazda rahatlayalım ve kendi konumuza dönelim.

Saygıdeğer okuyucularım bu meseleye günümüz açısından bakılmamalı, meselenin tarihi süreç içerisinde olayın oluş zamanına göre bakılmalı ve değerlendirilmelidir.

2500 yıllık Türk tarihinde birçok devlet kurulmuştur. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 Türk devletine bakarak bu kadar devlet kurduğumuzdan bahsetmek ve bunu olduğu gibi kabul etmek tamamen bir cehalet örneğidir.

Bir kaynağa göre 28, başka bir kaynağa göre 120, hatta 250 civarında devlet kurduğumuz bile söylenmektedir.

İslamiyet'ten önce Türk tarihinde Devlet yönetimi hanedanın mülkü sayılmıştır. Bunun içinde hükümdarın ölümünden sonra, devletin hâkimi olmaları sebebiyle toprakların oğullar arasında paylaştırılma geleneği ortaya çıkmıştır.

İslamiyet’in kabulünden sonra da aynı uygulama devam etmiştir. Bu durumda  düşman devletleri tarafından kullanılmıştır.

Bölünen parçalanan iç karışıklık olan devletin kısa bir süre içerisinde yıkıldığını görürüz. Bu arada yüzlerce vatan evladı ölmekte düşmanlarımızda bu durumdan büyük keyif almaktaydılar.

Bu sebeple 200 yılı geçen Türk devletini tarih sahnesinde görmek çok zordu. Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti, Bütün bu gelişmeler yüzünden yıkılmıştır,

Türkleri yok etmenin “böl, parçala ve yut” taktiğiyle olacağı anlaşılmıştır. Dolayısıyla Osmanlı hanedanı bu olaylardan bir ders çıkarmak zorundaydı, tarihinden ders almamak ahmaklıktır. Osmanlı devletlide Ahmaklar devleti değildi.

Osmanlı Beyliği’nde, Ertuğrul Gazi’nin ölümü sonrası aşiretlerin ve beylerin kararıyla Osman Bey başa geçmiştir. Osman Gazi’nin Alaaddin ve Orhan adında iki evladı vardır. Osman Gazi daha hayattayken oğlu Orhan’ı veliaht tayin etmiştir. Vefatından sonra eski bir gelenek sebebiyle ilim adamları toplanmış ve Orhan’ı uygun görmüşlerdir.

Orhan Bey’in vefatından sonra oğlu I.Murad, babasının vasiyeti ve vezirlerinin ittifakıyla hükümdar olmuştur. Saltanat davasına kalkışan iki kardeşi İbrahim ve Halil beyleri ortadan kaldırmıştır. Daha sonra Bizans İmparatorunun oğlu ile ittifak kurup kendisine isyan eden oğlu Savcı Bey’i yine devletin sıhhat ve selameti için öldürtmüştür. Böylece saltanatta birlik prensibi Osmanlılar için olmazsa olmaz bir devlet anlayışı haline gelmiştir.

I. Murad Han, 1389′da Kosova meydanında şehit düşmüştür. Beylerin ittifakı ile babasının yerine seçilen Yıldırım Bayezid, kaçan düşmanı takipten dönen kardeşi Yakup Çelebi’yi öldürterek muhtemel bir iç savaşı önlemiştir

1402’de Ankara Savaşı’ndan sonra yaşanan 11 yıllık fetret (Karışıklık devlet otoritesinin olmadığı dönem) devrinde, şehzadeler sadece birbirleriyle mücadele etmemişler, Devlet, Bizans, Eflak ve Karamanoğulları karşısında önemli miktarda toprak kaybına uğramıştır. Çelebi Mehmet bu kargaşaya son vererek kardeşlerini öldürerek tahta çıkmış, devletin ikinci kurucusu unvanını almıştır.

Onun yerine tahta geçen oğlu II. Murad da önce tarihlere “Düzmece” lâkabıyla geçen amcası Mustafa Çelebi’yi, ardından kardeşi Şehzade Mustafa’yı ortadan kaldırtarak tek başına tahta sahip olmuştur.

Haftaya yazımızda; Fatih Sultan Mehmedin, İstanbul’un fethi sonrası devlet bütünlüğünü sistemleştirdiğini Kanunnamesine: “Her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola, kardeşlerini nizâm-ı âlem içün katl etmek münâsibdir. bölümünü ekletmesiyle Kardeş katlinin ikinci aşamasını yazacağız,

Devam edecek.

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.